• Haberler
  • Teknoloji
  • Beyin çürümesi gerçek mi? Sosyal medyanın gölgesinde zihinler sessizce eriyor mu?

Beyin çürümesi gerçek mi? Sosyal medyanın gölgesinde zihinler sessizce eriyor mu?

Felaket kaydırmaları, Sonsuz videolar, Anlamsız içeriklerle geçen saatler… Peki gerçekten beynimiz çürüyor olabilir mi? Düşük kaliteli içerikler zihnimizi nasıl etkiliyor? Sosyal medyada geçirilen zaman bizi daha unutkan, Daha kaygılı, daha yalnız mı yapıyor

Sosyal medyada saatlerce dolaştıktan sonra zihninizin yavaşladığını ya da dikkatinizin dağıldığını hissediyor musunuz? Bu his yalnızca psikolojik değil, uzmanlara göre nörolojik düzeyde de açıklanabilir. Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan “beyin çürümesi” (brain rot) kavramı, özellikle gençler arasında yaygın bir endişeye dönüştü. Oxford University Press’in 2023’te “yılın kelimesi” olarak seçtiği bu ifade, basitçe tanımlamak gerekirse; zihinsel yorgunluk, entelektüel yetersizlik ve duygusal tükenmeyle kendini gösteren bir durum.

Ancak bilim insanları hâlâ şu soruya kesin bir yanıt veremiyor: Gerçekten beynimiz çürüyor mu?

SOSYAL MEDYA, “BEYİN İÇİN ABUR CUBUR” MU?

ABD Güney Carolina Tıp Üniversitesi’nden nörolog Doç. Dr. Andreana Benitez, düşük kaliteli çevrimiçi içeriklerin aşırı tüketimini “beyin için abur cubur” olarak tanımlıyor. Bu içerikler beynin karmaşık düşünce süreçlerini tetiklemiyor; tam tersine onu uyuşturuyor. Benitez’e göre, içerik ne kadar sığsa ve tüketim ne kadar bilinçsizce yapılırsa, beyin o kadar az çalışıyor. Ancak bunun kalıcı hasar yaratıp yaratmadığı bilimsel olarak henüz netleşmiş değil.

BİLİMSEL KANIT SINIRLI AMA ENDİŞE GERÇEK

Uzmanlar, özellikle genç yaşta ekranla geçirilen zamanın artışına dikkat çekiyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), ülkedeki gençlerin yarısının her gün dört saatten fazla ekrana baktığını bildiriyor. Küresel ortalamalara göre yetişkinler günde ortalama 6 saatten fazla çevrimiçi vakit geçiriyor.

Gözlemler bu kadarla da sınırlı değil. ABD’de yürütülen uzun vadeli bir araştırma olan Adölesan Beyin Bilişsel Gelişim Çalışması (2024), yoğun ekran süresine maruz kalan gençlerde depresyon, anksiyete ve dikkat eksikliği gibi sorunların daha sık görüldüğünü ortaya koydu. Buna baş ağrısı, baş dönmesi ve mide bulantısı gibi fiziksel semptomlar da eşlik ediyor.

BİR TIKLA DUYGUSAL DUYARSIZLAŞMA

Beyin çürümesi gerçek mi? Sosyal medyanın gölgesinde zihinler sessizce eriyor mu?

“Beyin çürümesi” sadece zihinsel yavaşlama anlamına gelmiyor. Bazı araştırmalar bu durumun duygusal duyarsızlaşma, gerçeklik algısında bozulma, bilişsel aşırı yüklenme ve öz-değerde düşüş gibi etkilerle ilişkili olduğunu gösteriyor. Hafıza, planlama ve karar verme gibi yürütücü işlevlerde de zayıflamalar gözlemlenebiliyor.

Dr. Costantino Iadecola, New York’taki Weill Cornell Tıp Merkezi’nde görev yapıyor ve ekran süresinin beyin yapısını doğrudan değiştirdiğine dair net bir kanıt olmadığını belirtiyor. Ancak esas tehlikenin, ekran karşısında geçirilen sürede kaçırılan gelişim fırsatları olduğuna dikkat çekiyor: “Beyin gelişimi; fiziksel hareket, insan etkileşimi ve duygusal deneyimler gibi çeşitli uyarıcılara ihtiyaç duyar.”

EKRAN DEĞİL, İÇERİK ÖNEMLİ

Beyin çürümesi gerçek mi? Sosyal medyanın gölgesinde zihinler sessizce eriyor mu?

Doç. Dr. Benitez’e göre ekranla geçirilen süreden ziyade tüketilen içerik daha kritik bir faktör. “Aşırı miktarda düşük kaliteli içerik tüketmek, zihni yorabilir ve gerçeklik algısını çarpıtabilir,” diyor. Olumsuz içeriklere maruz kalmak, özellikle genç bireylerde zihinsel tükenme ve ruhsal çöküş riskini artırabiliyor.

Benitez, kısa süreli ekran kullanımıyla uzun süreli tüketim arasındaki farkı bir örnekle açıklıyor: “Bir paket cips yemek sorun olmayabilir. Ama üç paket birden yerseniz mideniz bozulur. Beyin için de benzeri geçerli.”

DİJİTAL DİYET MÜMKÜN MÜ?

Peki çözüm ne? Uzmanlara göre ekran kullanımını tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil. Ancak içeriği seçmek, ekranla geçirilen zamanı planlamak ve gerçek hayattaki deneyimlere daha çok alan açmak, dijital tüketimin olumsuz etkilerini azaltabilir.

Amerikan Pediatri Akademisi, ailelere ekran zamanı planı yapmalarını, çocuklara çevrimdışı hobiler kazandırmalarını ve ekran başındayken eleştirel düşünmeyi teşvik etmelerini öneriyor.

Dr. Iadecola ise durumu şöyle özetliyor: “Teknoloji, eldeki görevi yerine getirmek için kullanıldığında sorun yaratmaz. Sorun, bu kullanımı kontrolsüz ve amaçsız hale getirdiğimizde başlar.”

BEYNİMİZİ NEDEN, NEYLE DOLDURDUĞUMUZU DÜŞÜNMELİYİZ

“Beyin çürümesi” kavramı henüz bilimsel olarak netleşmemiş olabilir. Ancak veriler ve uzman görüşleri, dijital dünyada geçirilen vaktin hem zihinsel hem fiziksel sağlık üzerinde etkili olduğunu açıkça gösteriyor. Ekranlarla dolu bir dünyada yaşarken, beynimizi nelerle beslediğimize dikkat etmek belki de en önemli alışkanlık hâline gelmeli.

Kaynak: Euronews with AP