Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Dilara Nemutlu Samur, Parkinson hastalığının erken evrelerini aydınlatmaya yönelik çalışmaları kapsamında Oxford Üniversitesi’ne araştırma ziyaretinde bulundu. Samur, ziyareti sırasında Radcliffe Tıp Bölümü’nde yer alan “Mikroakışkan Nörolojik Modeller” araştırma grubuyla birlikte deneysel çalışmalara katıldı.
Oxford’da sinir sistemi hastalıklarını laboratuvar ortamında simüle eden mikroakışkan çip teknolojileri üzerine yürütülen çalışmalarda yer alan Dr. Samur, grup lideri Dr. Paul Holloway ile birlikte, Parkinson hastalığında bağırsak-beyin bağlantısını inceleyen özel bir sistem geliştirmek üzere iş birliği yaptı. Bu kapsamda, bağırsak ve beyin hücrelerinin bir araya getirildiği çip destekli ilk pilot deneylerini nisan ve mayıs aylarında gerçekleştirme fırsatı buldu.
Dr. Samur, araştırmanın Parkinson’un biyolojik temellerine dair önemli ipuçları sunabileceğini vurgulayarak, hastalığın yalnızca beyin kaynaklı olmadığını, bağırsakta başlayıp beyne yayılan bir süreç izleyebileceğini ifade etti. “Yapılan araştırmalar hastalığın ilk belirtilerinin bağırsakta ortaya çıktığını ortaya koymaktadır. Hatta hastalığın, elde titreme gibi motor belirtilerden 10-15 yıl önce, çeşitli sindirim sorunlarıyla kendini göstermeye başladığı düşünülmektedir. Yani hastalık beyin yerine bağırsakta sessizce başlayıp zamanla sinir yollarını takip ederek beyne ulaşıyor olabilir. ‘Bağırsak-beyin aksı’ olarak adlandırılan bu bağlantı, hastalığın tanısı ve tedavisi açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle araştırmalar artık sadece beynin değil, sindirim sisteminin de detaylı bir şekilde incelenmesini gerektiriyor,” dedi.
Geliştirilen mikroakışkan modellerin Parkinson hastalığının erken evresine ilişkin tanı ve tedavi yöntemlerine katkı sağlayabileceğine dikkat çeken Samur, ilerleyen süreçte benzer sistemleri ALKÜ bünyesinde kurmayı ve araştırmalarını üniversite laboratuvarında sürdürmeyi hedeflediğini de sözlerine ekledi. Oxford ziyareti aynı zamanda ALKÜ’nün uluslararası bilimsel iş birlikleri açısından önemli bir adımı olarak değerlendirildi.
