• Haberler
  • Gündem
  • Düzce'de 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi: On binler bir araya geldi!

Düzce'de 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi: On binler bir araya geldi!

Son dakika haberi... Düzce'de 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi düzenlendi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve bazı ilçelerde düzenlenen operasyonların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in talimatıyla Düzce’de planlanan miting gerçekleştirildi. Operasyon kapsamında aralarında Büyükçekmece, Gaziosmanpaşa ve Avcılar belediye başkanları ile CHP eski milletvekili ve PM üyelerinin de bulunduğu 47 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. Operasyonun ardından Özel, mitinglerin ertelenmeyeceğini açıklamış ve Düzce mitingi büyük bir katılımla yapıldı.

OPERASYONLAR VE GÖZALTILAR 

İstanbul’da İBB, Beşiktaş ve Büyükçekmece belediyelerine yönelik soruşturmalar kapsamında çok sayıda isme yönelik operasyon gerçekleştirildi. Gözaltı kararlarının hedefinde CHP'li belediye başkanları ve parti yöneticileri yer aldı. Bu gelişmeler, muhalefet cephesinde sert tepkilere yol açtı.

ÖZGÜR ÖZEL’DEN SERT MESAJLAR

Düzce’de kalabalığa seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, operasyonları “19 Mart darbesi” olarak nitelendirdi. Türkiye genelinde demokratların otoriter yönetime karşı birleştiğini vurgulayan Özel, “Biz Saraçhane’de, siz memleketlerinizde mücadele verdik. Sabahın erken saatinde kayyım diye kalkanlar karşılarında milleti buldular” ifadelerini kullandı. Özel, muhalefetin kararlılığını ve direncini güçlü bir şekilde dile getirdi.

“DARBECİLER HESAP VERECEK”

On binlerce vatandaşa hitap eden Özel'in açıklamalarından öne çıkan satır başları şu şekilde: 

"Biz bugün bütün zulümlere karşı Düzce'nin vicdanına sığınmaya, yapılanları anlatmaya geldik. 19 Mart darbesinden sonra Türkiye'nin dört bir yanı ayağa kalktı. Biz Saraçhane'de, siz memleketlerinizde mücadele verdik. Sabahın erken saatinde kayyım diye kalkanlar karşılarında milleti buldular.

Türkiye'nin bütün demokratları bir otokrata karşı birleştik. Kaleler geride kaldı. Varsa bir kalem bu millete feda olsun. Küsenlere küstürenlere inat omuz omuzayız. Biz kazanacağız. İyilik kazanacak, kötülük kaybedecek. Zaman zaman bir slogan 'Aman diyorum yapmayın, yanlış anlaşılmasın.' Diyorlar ki 'Gün gelecek devran dönecek AK Parti hesap verecek.' Buradan söylüyorum; 'Evet gün gelecek hesap dönecek ama hırsızlar, uğursuzlar, darbeciler hesap verecek.

Düzce'den bütün AK Partililere şunu söylüyorum; AK Parti üyesi olmak, oy vermek, onun döneminde işe girmiş olmak... Bunlardan kimse endişe etmesin. Bizim derdimiz bu ülkenin güzel insanlarıyla değil. Haksızlık yapan düşünsün, sizi kucaklıyoruz.

Ekrem İmamoğlu ile sandıkta yarışmaktan korkanlar demokrasi tarihimize kara bir leke sürdüler. Bir darbeye kalkıştılar. Darbe bu kez savcı cübbesiyle geldi. 18 Mart'ta Ekrem Başkan İstanbul'da iftar sofrasındayken 31 yıl önce kendisine verilen diplomayı iptal ettirdiler. Buradan diplomayı veren ve iptaline direnen İşletme Fakültesi'nin dekan ve hocalarına teşekkür ediyoruz. Ancak onlar iptal etmeyince üniversitenin yönetini toplayıp diplomayı iptal ettiklerini unutmadık. Onu yapanlardan hesabını er geç soracağız."

'DİPLOMASIZ ERDOĞAN' SLOGANI 

"Sayın Erdoğan; etme bulma dünyası. Sen 31 yıl önce gidilmiş, bol bol fotoğraf çektirilmiş, mezuniyet törenine katılınmış, namusluca alınmış diplomaya dil uzatınca Düzce'de 'Ekrem'in diplomasını sorgulayanın ben de diplomasını sorgularım' diyenler sana sesleniyor.

“ERDOĞAN BUGÜNÜN ZALİMİ OLMUŞTUR”

19 Mart sabahı Ekrem Başkan'ın kapısına dayandılar. İstanbul'un iradesine sabahın köründe darbe yaptılar, gözaltı yaptılar. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Ekrem Başkan'a atılan bu iftiralardan yargılandı. Ama bir gün evine sabah polis yollamadılar, çoluğunun çocuğunun, eşinin yanından alıp emniyete götürmediler, nezarette tutmadılar, yargılamayı tutuklu yapmadılar. Yargılandı, ceza aldı yine tutuklanmadı. Kesinleşene kadar beklediler. Kesinleşince bile polis göndermediler. Davulla zurnayla cezaevine gönderdiler. Türkiye'nin dört bir yanından ziyaretine geldiler. Ve kendi dedi ki; 'Pınarhisar'ı milletimizle kucaklaşmak için medreseye çevirdik'. Bir şiir albümü çıkardı, yolladı. Albüm bütün Türkiye'de satıldı, kimse engellemedi. Oysa Ekrem Başkan'ın sosyal medya hesaplarına kadar engel getiriyorlar. Ziyaretlere engel oluyorlar. Dünün mağduru Erdoğan bugünün zalimi olmuştur.

Henüz iddia var, iddianame var. İftira var, kanıt yok. cezaevi var, yargılama yok. Olsa karar yok. Kesinleşme yok. Ama suçluymuş gibi resimlerine, posterlerine, afişlerine yasak getiren; onun resminden bile korkan bir anlayış var. Afişleri toplamakla bir sonraki cumhurbaşkanını bu gençlerin gönüllerinden sökemezsiniz.

Ta oradan sesleniyor. Diyor ki; 'Hak, hukuk, adalet.' Ellerinde hiçbir delil yok. Tam 8 aydır başsavcı Ekrem Başkan'dan bir suçlu yaratmaya, olmayan deliller, tanıklar yaratmaya çalışıyor. Biz de buna karşı mücadele ediyoruz. Daha dün yaşanan bir olayı hepinize anlatacağım ve Tayyip Erdoğan ve sayın Adalet Bakanı'ndan yanıt bekleyeceğim.

“KUL HAKKINA GİRİYORLAR”

Dün Kandıra Cezaevi'ne bir milletvekilimiz, bir tutuklu arkadaşımızı ziyarete gider. Sorar, 'Cezaevinde yok.' Nasıl yok? Sorunca 'Mahkemeye gitti.' Mahkemesi yok, avukatı aranır. Avukatın haberi yok. Avukat fırlar Çağlayan Adliyesi'ne gider. Savcıya gidince 'Biz çağırdık, ifade vermek istemeyince geri yolladık' der. 'Benim niye haberim yok?' Cevap yok. Arkadaşımızı Kandıra Cezaevi'nden Çağlayan Adliyesi'ne getirip bir odada başsavcı, iki savcı, avukat yok. Katip yok. 'Benim avukatım nerede?' 'Yanında rahat konuşamıyorsun, iyi ifade vermiyorsun, bak bazıları konuştu. Başkasına iftira attı çocuğuna kavuştu. Senin eşin, dostun, akraban var. Gel onları da düşün. Düzgün bir ifade ver, evine dön.' Diyor ki; 'Olmayan şeyi nasıl söyleyeyim? Ekrem Başkan'a, arkadaşlarıma nasıl iftira atayım?' deyince 'Dön o zaman cezaevine' diyorlar. 12, 13 yaşında çocuğuyla kadınları tehdit edenler bir daha 20 sene kimsenin yüzünü göremezsin diyenler, yargılama yapmıyorlar. Savcılık yapmıyorlar. Kul hakkı yiyorlar. Kul hakkına giriyorlar. Bu insanlara attıkları iftira ve haksızlık tarih önünde yapılmış en büyük kötülüklerden biridir. Bu yapılanları yanınıza kar bırakmayacağım.