- Haberler
- İzmir
- Ege'nin ucundaki cennet: İsmiyle bile merak uyandırıyor, Kapadokya'yı ve Kaş'ı aratmıyor!
Ege'nin ucundaki cennet: İsmiyle bile merak uyandırıyor, Kapadokya'yı ve Kaş'ı aratmıyor!
İzmir'e sadece 1 saat uzaklıkta, adını yüzyıllar öncesinden alan bu turizm cenneti turkuaz denizi, altın sarısı kumsalları, taş evleri, şifalı suları ve enerjisiyle sadece tatilcileri değil tarih tutkunlarını da kendine çekiyor. Burası öyle bir yer ki, hem Kapadokya'nın tarihine hem Kaş'ın doğasına rakip olacak güzellikte.
Ege’nin bu büyüleyici beldesi elbette ki Çeşme. Ancak bu sefer onu sadece bir yaz tatili beldesi olarak değil, tarih, doğa, şifa ve lezzetin birleştiği çok yönlü bir rota olarak keşfetmeye hazır olun.
Turkuaz renkli denizi, altın kumsalları, dünyaca ünlü plajları, gece hayatı ve ekstrem sporlara elverişli rüzgârı ile bu ilçe, her yaş grubunun favorisi. İzmir’e yaklaşık 95 kilometre uzaklıkta olması sayesinde hafta sonu kaçamağı yapmak isteyenler için de oldukça ulaşılabilir. Burası yalnızca İzmir’in değil, Ege’nin en gözde tatil merkezlerinden biri.
Yaz aylarında Altınkum, Pırlanta, Boyalık ve Çark gibi plajlar yerli ve yabancı turistlerle dolup taşarken; Aya Yorgi Koyu, gündüz deniz keyfi, gece ise eğlence tutkunları için vazgeçilmez bir adres haline geliyor. Ayrıca Ilıca Plajı, Türkiye’de plajla birleşmiş nadir termal bölgelerden biri olarak dikkat çekiyor.
Adını, Osmanlı döneminde yapılan ve “geleceğe miras” anlamı taşıyan çeşmelerden alan bu belde, yalnızca doğal güzellikleriyle değil tarihi zenginliğiyle de dikkat çekiyor. İlk Tunç Çağı’na kadar uzanan Erythrai Antik Kenti, 15. yüzyıldan kalan Çeşme Kalesi ve Kervansaray mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Özellikle günbatımında kale manzarası büyüleyici bir seyir sunuyor.
Rüzgâr sörfü ve kitesurf gibi adrenalin dolu sporlar için Türkiye’de akla gelen ilk yerlerden biri. Özellikle Alaçatı, her seviyedeki sörfçüye hitap eden yapısıyla uluslararası yarışmalara ev sahipliği yapıyor. Ayrıca ondan fazla dalış noktasıyla dalgıçların uğrak yeri olan bu belde, tüplü ve tüpsüz dalışlar için ideal.
Termal kaynaklarıyla da ünlü olan bu bölge, Ilıca ve Şifne gibi sağlık turizmine hizmet eden noktalarıyla dört mevsim ziyaretçi ağırlıyor. Özellikle şifalı suları ve çamuruyla bilinen Şifne, cilt hastalıklarından romatizmal rahatsızlıklara kadar pek çok konuda doğal çözüm sunuyor.
Rum mimarisine sahip taş evlerin süslediği Alaçatı sokakları, begonvillerle kaplı dar yolları, butik dükkânları ve yerel festivalleriyle başlı başına bir dünya. Ot Festivali'ne denk gelirseniz, yöreye özgü otlardan yapılmış lezzetleri mutlaka tatmalısınız.
Çeşme Kumrusu, sakız reçeli, sakızlı Türk kahvesi ve taze deniz ürünleriyle mutfağı da zengin. Özellikle Dalyanköy ve Alaçatı’daki balık restoranlarında gün batımında yenen bir akşam yemeği, tatilin unutulmaz anılarından biri olabilir. Mevsiminde denk gelirseniz “Çeşme Kavunu” da mutlaka tadılması gerekenler arasında.
GEZİLECEK YERLER SAYMAKLA BİTMİYOR
- Ildır: Huzurlu atmosferi ve antik kalıntılarıyla dikkat çekiyor.
- Germiyan Köyü: Köy hayatını ve geleneksel mutfağı deneyimlemek isteyenler için.
- Dalyanköy ve Çiftlikköy: Balıkçılıkla özdeşleşmiş, sahil yürüyüşleri için birebir.
- Reisdere ve Ovacık: Sakinlik arayanların kaçış noktası.
- Şifne: Şifa arayanların gözdesi.
Her yıl Çeşme Marina’da düzenlenen şarap festivali, Alaçatı Ot Festivali, Germiyan Ekmek Yarışması, Ildır Kültür Festivali gibi yerel etkinlikler, bölgeyi ziyaret etmek için sadece deniz değil kültürel nedenler de sunuyor.
