Genel-İş Başkanı: Grev siyasi değil, talep eşit ücret
Genel-İş Başkanı Remzi Çalışkan, İzmir'deki grevin siyasi olmadığını belirterek 'Eşit işe eşit ücret istiyoruz. Uzlaşıdan yanayız' dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı üç belediye şirketinde süren ve altıncı gününe giren grevle ilgili açıklama yapan DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, sürece dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Çalışkan, grevin temel nedeninin ücret adaletsizliği olduğunu ve hiçbir şekilde siyasi bir amaç taşımadığını vurguladı.
“TEMSİLCİLERİ MASAYA ÇAĞIRDIK, KARŞILIK ALAMADIK”
Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinin Aralık 2024’te başladığını ve yaklaşık altı ay sürdüğünü hatırlattı. Bu süreçte sendikanın defalarca işveren tarafını görüşmeye davet ettiğini, ancak bu çağrıların çoğunun karşılıksız kaldığını belirtti.
Özellikle grevden bir ay önce hâlâ yaklaşık 30 maddenin görüşülmediğini söyleyen Çalışkan, “Bu, çözüm niyetinin olmadığını gösteriyor” dedi.
“SİYASİ DEĞİL, SOSYAL ADALET GREVİDİR”
Çalışkan açıklamasında, grevin herhangi bir siyasi saikle yapılmadığını açıkça belirtti. “Bizim temel talebimiz eşit işe eşit ücret uygulamasının hayata geçirilmesidir. Aynı işi yapan işçiler arasında ciddi ücret farkları var. Bu, çalışma barışını bozan bir durum” ifadelerini kullandı.
“UZLAŞMAYLA ÇÖZMEKTEN YANAYIZ”
Genel-İş’in uzlaşıdan yana olduğunu yineleyen Çalışkan, “Grev bizim tercihimiz değil, son çare olarak başvurmak zorunda kaldığımız bir hak. Hâlâ müzakereye açığız. Bu sorun masada çözülmelidir” dedi.
Çalışkan açıklamasında şu ifadeleri aktardı; “Bizim talebimiz eşitliktir. Aynı emeği döken işçi arkadaşlarımızın aynı ücreti alması lazım, aralarında herhangi bir fark olmaması lazım. Bu sadece ücret talebi de değildir vicdani insanı bir taleptir de. Belediye başkanı yaptığı açıklamada dahi eşit işe eşit ücret talebini kabul etmiştir. Ancak geçmişte imzalanan bir TİS’i sorumsuzluk olarak nitelendirerek mevcut eşitsizliği meşrulaştırmaya çalışmak bizim açımızdan asla kabul edilemez. Grev anayasal bir haktır. Grev anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış temel bir sosyal bir haktır. Grevin etkileri ve rahatsızlık yaratması doğaldır. Grev çünkü tam da bu etki üzerinden hak arama aracıdır. Bunun böyle anlaşılması lazım. Hayatın bir parçasıdır. İşçilerin grev kararı alması ve bu hakkı kullanması onları hedef haline getirmemelidir. Aksine hak mücadelesine olanak verilmelidir. Kamuoyunda asılsız iddialarla işçiler suçlu ilan edilmemelidir. Bu grev hakkına açık bir saldırıdır.
İzmir’deki grev herhangi bir siyasi partiye destek sunmak ya da zarar vermek amacı asla taşımamaktır. İşçilerin bu mücadelesini baskılamak adına hak arama talebini siyasal zemine çekmek, gerçek dışı suçlamalarına yönelmek ortak demokrasi ve özgürlükler mücadelesine zarar vermektedir.
Bu işi rakamlara boğmak istemiyoruz. Bizim talebimiz; eşit işe eşit ücrettir. İzmir halkının vicdanına ve adalet duygusuna inanıyoruz. Gerçeklerin er ya da geç görüneceğine biz sendika olarak inanıyoruz. Sayın Cemil Tugay’ı; İzmir’in alın terini, emeğini geçmişte birlikte öd enen bedelleri unutmadan, bugünü birlikte çözmek yarını birlikte kurmak için toplu sözleşme masasına çağırıyoruz. Bu süren grevin sona ermesi için anlaşmayla uzlaşmayla çözmekten yana olduğumuzu belirtmek istiyoruz.”