'Gerçek yüzüm ortaya çıkacak' korkusu yaşam kalitesini düşürebilir!
Başarılı olmalarına rağmen birçok kişi zaman zaman kendini yetersiz ve sahtekâr gibi hissedebiliyor.
Bu durumu açıklayan psikolojik olguya ise “imposter sendromu” adı veriliyor. Uzmanlar, kişinin başarılarını kendi çabası yerine şansa bağlamasının hem özgüveni hem de kariyer gelişimini olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Etiler Tıp Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, imposter sendromunun nedenlerini, etkilerini ve başa çıkma yollarını anlattı.
BAŞARIYI GÖLGELEYEBİLİR
Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, bu sendromun, başarılı ve yetenekli bireylerin kendilerini sürekli olarak “sahtekâr” gibi görmeleriyle karakterize olduğunu ifade ederek, “Temelinde bireylerin kendine yönelik derin bir şüpheye sahip olmasıyla birlikte, aslında başkalarının, hakkında düşündükleri kadar iyi, başarılı veya yeterli olmadığına yönelik kuvvetli bir inanca sahip olduklarını söyleyebiliriz.” dedi.
ŞANSA BAĞLAMA EĞİLİMİ
Beyaz, imposter sendromunu yaşayan bireylerin kendi başarılarını küçümsediğini ve bunları dış etkenlere ya da şansa bağlama eğiliminde olduklarını belirterek, “Diğer insanların kendisi hakkındaki pozitif yorumlarının yersiz hatta abartılı olduğunu düşünerek bundan rahatsız olurlar ve ‘foyam ortaya çıkacak’ şeklinde yoğun bir suçluluk ve ona entegre bir şekilde korku/endişe hissederler.” şeklinde konuştu.
MÜKEMMELİYETÇİLİK VE SOSYAL MEDYA BASKISI TETİKLEYİCİ
Bu sendromun tek bir nedene bağlı olmadığını dile getiren Beyaz, birçok faktörün birleşimiyle ortaya çıktığını belirtti: “Kültürel faktörler, aile ve çocukluk çağı tecrübeleri, kişinin özsaygı ve özdeğerini incitecek şekildeki ebeveyn beklentileri, aşırı mükemmeliyetçi ve rekabetçi kişilik örgütlenmesi, depresyon-anksiyete gibi ruh sağlığı sorunları ve destekleyici olmayan dış dünya deneyimleri tetikleyici olarak karşımıza çıkar.”
Sosyal medyada paylaşılan ‘mükemmel hayatlar’ın da bireyleri olumsuz etkilediğini vurgulayan Beyaz, “Sürekli ‘yeterince iyi değilim, yetersiz ve başarısız biriyim’ düşüncelerini besliyor. Imposter sendromu yaşayan biri, halihazırda kendi yetkinliklerinden şüphe duyarken, bu mükemmeliyet bombardımanı altında adeta ezilebilir.” dedi.
İş ve kariyer hayatında bu sendromun kişiyi gölgede kalmaya ittiğini belirten Beyaz, “Çünkü kişi, başarılarını içselleştiremediği için hep ‘ya yakında gerçek yüzüm ortaya çıkarsa’ korkusuyla yaşar. Bu da cesaretini kırar, özsaygısının zedelenmesiyle sonuçlanır.” dedi.
Sessiz çalışmayı ve geri planda kalmayı tercih eden bu bireylerin, potansiyellerini ortaya koymakta zorlandığını da ifade eden Beyaz, “Bu döngü hem performansı düşürür hem de kariyer yolunda görünmez duvarlar örer.” uyarısında bulundu.
“Kendine şefkat ve ölçülebilir hedefler çözüm olabilir”
Bu sendromla başa çıkmanın mümkün olduğunu vurgulayan Beyaz, sürecin temelinin özgüveni yeniden inşa etmekten geçtiğini söyledi: “Hataların insanların yaşamlarının bir parçası olduğunun kabulü, kendine şefkatle yaklaşma, bu yolculukta güçlü yardımcılardır. Ölçülebilir hedefler koyup ilerlemeyi takip etmek, sübjektiviteyi objektif bir zemine oturtup motivasyonu yeşertirken; yetersizlik hissini de adım adım eritebilmektedir.”
MÜCADELENİN İLK ADIMI
İlk adımın farkındalık olduğuna dikkat çeken Beyaz, “Bu sendrom bireyler üzerinde, düşük özgüven, motivasyon kaybı, artan stres düzeyleri ve iş performansındaki düşüş gibi olumsuz etkileri içerisinde barındırır.” dedi.
İmposter sendromunun sürekli hale gelip gelmediğinin değerlendirilmesi gerektiğini belirten Beyaz, “Eğer bu sorunla kişi yeterince baş edemediğini düşünüyorsa da bir ruh sağlığı uzmanından destek alınmalı.” önerisinde bulundu.