Güneş hem dost hem düşman!

Yaz aylarının gelişiyle birlikte güneşli günler de artarken, uzun süreli güneş maruziyetinin cilt üzerindeki etkileri yeniden tartışma konusu oldu. Kimi vatandaşlar bronz bir ten için saatlerce güneşin altında vakit geçirirken, uzmanlar ise kontrolsüz güneşlenmenin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Medicana Sağlık Grubu Dermatoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Cüneyt Soyal, güneşin insan sağlığı üzerindeki etkilerinin iki yönlü olduğunu vurgulayarak önemli açıklamalarda bulundu.

Güneş ışığının, vücudun D vitamini ihtiyacını karşılamada kilit rol oynadığını belirten Uzm. Dr. Cüneyt Soyal, şu bilgileri verdi:
"Haftada 2-3 gün, özellikle saat 10.00 ile 12.00 arasında, 4-15 dakikalık bir güneş maruziyeti günlük D vitamini ihtiyacını karşılamak için yeterlidir. Ancak bu sürenin kişinin deri rengine göre değişebileceğini unutmamak gerekir. Deri rengi koyulaştıkça, güneşte kalma süresi uzayabilir."

Güneşin bağışıklık sistemi üzerinde de etkili olduğunu ifade eden Soyal, "Yeterli düzeyde D vitamini bağışıklık sistemini güçlendirirken, uzun süreli ultraviyole (UV) maruziyeti cilt bağışıklığını baskılayarak zararlı etkilere neden olabilir" diyerek uyardı.

Soyal’a göre cilt yaşlanmasının temel sebeplerinden biri de korunmasız güneşe maruz kalmak.
"Yeryüzünde insan hayatının devamlılığı için güneş ışığı zaruri iken, aynı güneş ışığı cilt yapımızı, deri hücrelerimizi deforme edip bozuyor, cilt yaşlanması, lekeler ve deri kanserlerinin gelişimine sebep oluyor" diye konuştu.

KALICI LEKELERE DİKKAT!

Güneş ışığının farklı türde ışınlar içerdiğini ve her birinin cilt üzerindeki etkisinin farklı olduğunu hatırlatan Soyal, şunları söyledi:
"Güneş ışığı dediğimiz ışık aslında farklı ışın cinslerini bir arada içeren bir buket gibidir. Ultraviyole (morötesi) ışıklar, bu buketteki önemli ışık gruplarından sadece biri ve dalga boylarına göre Ultraviyole-A (UVA), Ultraviyole-B (UVB) ve Ultraviyole-C (UVC) olarak üç grupta incelenirler. UVC ve UVB’nin büyük bir kısmı yeryüzüne ulaşamıyor. D vitamini sentezinden, güneş yanıkları, cilt yaşlanmasına, lekeler, bağışıklık sistemi zayıflaması ve deri kanserlerine kadar birçok etkiden de UV ışıkları sorumlu."

Bronzlaşmanın masum bir görüntü olmadığını söyleyen Soyal, "Bronzlaşma dediğimiz olgu, aslında derinin UV ışığına karşı kendisini ve DNA’larını korumak için geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır" dedi. UV ışınlarının ciltte renk hücrelerinden başlayarak tüm hücre yapısını etkilediğini ve bu bozulmaların kalıcı lekelere ya da deri kanserine yol açabileceğini belirtti.

"Güneş ışığının en korktuğumuz yan etkisi deri hücrelerinde DNA hasarına yol açabilmesidir. DNA hasarı gelişen alanlarda deri kanseri gelişme riski yüksektir" açıklamasıyla konunun ciddiyetini vurguladı.

GÜNEŞ KREMİ 4 MEVSİM ŞART! 

Uzm. Dr. Cüneyt Soyal’a göre güneşin zararlı etkilerinden korunmanın en etkili yollarından biri güneş koruyucu ürünler.
"Güneşten koruyucu ürünleri, mevsim ve hava koşulları gözetmeksizin her gün kullanmak gereklidir. Unutmayalım ki UV ışıkları hava nasıl olursa olsun, her mevsim, içerisi - dışarısı, gölge - açık alan her ortamda cilde etki edebilir. Ayrıca UV’nin tek kaynağı güneş de değil. Günlük hayatta, çalışılan kapalı ortamlarda bile UV üretebilen ışıklandırma sistemleri mevcut" diyerek farkındalık çağrısı yaptı.

Soyal, güneş ışığından kaçmak isteyenlerin yöneldiği solaryumun da risk taşıdığını söyledi:
"Solaryumun verdiği yapay ışık da ciltte DNA hasarına yol açabilir. Ayrıca 'Bronzlaştım, artık güneş zararlı gelmez' gibi yanlış bir algı yaratması da riski artırıyor."

Açık tenlilerin güneşin etkilerine karşı daha savunmasız olduğunu ifade eden Soyal, cilt tipine göre güneşle temas süresinin belirlenmesinin önemine dikkat çekti:
“Açık tenli bireyler, koyu tenlilere göre güneşin zarar verici etkilerine daha kısa sürede maruz kalabilir. Bu nedenle güneşte kalma süresi belirlenirken deri rengi önemli bir kriter olmalıdır.”

Uzm. Dr. Cüneyt Soyal, günlük yaşamda güneş ışınlarından korunmak için basit ama etkili bir öneri daha sundu:
"Güneş ışıklarının yeryüzüne en dik ulaştığı, dolayısıyla en çok UV’ye maruz kalınabilen saatler öğlen saatleridir. Bulunduğumuz konum ve özellikle yaz mevsimi göz önüne alındığında 10.00-16.00 saatleri arasıdır. Daha etkin bir koruma için Ultraviyole İndeksi (UVİ) takip edilmeli."

"UVİ, güneşin o günkü konumunuzda ve hava koşullarında size ne kadar zarar verebileceğini belirten sayısal bir değerdir. Bu değer, meteoroloji tarafından saatlik ve günlük olarak hesaplanıp yayınlanıyor. Güneşe maruz kalınacak zaman seçilirken cep telefonlarının hava durumu kısmından çok kolay ulaşılabilecek bu değeri takip etmek pratik bir uygulama olabilir" diyen Soyal, sözlerini güneşe çıkmadan önce alınacak küçük önlemlerin büyük sağlık sorunlarını önleyebileceğini hatırlatarak tamamladı.