Güneş sisteminin sınırlarında dev bir gizem keşfedildi!

Plüton'un ötesinde ne var? Dünya'dan 838 kat daha uzakta dönen bu gizemli cisim ne anlatıyor? 2017 of201 gerçekten bir gezegen mi, yoksa 9. Gezegen'in izini mi taşıyor? Güneş Sistemi'nin karanlık köşelerinde bizi başka ne gibi sürprizler bekliyor?

Güneş Sistemimiz, sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Uluslararası Astronomi Birliği'nin (IAU) Küçük Gezegen Merkezi, 21 Mayıs’ta yaptığı açıklamayla, Güneş’ten 838 astronomik birim (AU) uzaklıkta yer alan yeni bir cüce gezegenin keşfedildiğini duyurdu. Bu şaşırtıcı gökcismi, Güneş'e olan mesafesi ve büyüklüğüyle gökbilim dünyasında heyecan uyandırdı. 2017 OF201 adı verilen bu nesne, Plüton’un yakınlarında konumlanmış olmasına rağmen, yörüngesi ve yapısı itibarıyla şimdiye kadar bilinen cüce gezegenlerden ayrılıyor.

2017 OF201: DEVASA BİR YÖRÜNGE, ETKİLEYİCİ BİR BÜYÜKLÜK

Güneş sisteminin sınırlarında dev bir gizem: 2017 of201 keşfedildi

Yeni keşfedilen 2017 OF201'in Güneş etrafındaki yörüngesi, Dünya’nın yörüngesinin tam 838 katı uzunluğunda. Karşılaştırmak gerekirse; Dünya Güneş’e ortalama 1 AU (yaklaşık 150 milyon km) uzaklıkta bulunurken, bu cisim en uzak konumunda Güneş’ten 125 milyar kilometre uzağa kadar çıkabiliyor.

En ilginç ayrıntılardan biri de yörüngesinin eliptik yapısı: 2017 OF201, Güneş’e en çok yaklaştığında bile 45 AU’dan daha yakına gelemiyor. Bu mesafe, Neptün’ün Güneş'e olan ortalama uzaklığının bile oldukça ötesinde.

Boyut olarak değerlendirildiğinde ise, 2017 OF201’in çapının 470 ila 820 kilometre arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu da onu, cüce gezegenler arasında önemli bir konuma getiriyor. En üst sınırdan hesaplandığında, Güneş Sistemi'nin en büyük asteroitlerinden biri olan ve 952 km çapa sahip Ceres ile neredeyse aynı kategoriye giriyor.

TRANS-NEPTÜNYEN NESNE (TNO) OLARAK SINIFLANDIRILDI

Bu yeni gökcismini bilim dünyasına kazandıran isim, İleri Araştırmalar Enstitüsü'nden araştırmacı Sihao Cheng ve onun liderliğindeki gökbilimciler ekibi oldu. Ekip, 2017 OF201’i ilk olarak arşivlenmiş gökyüzü görüntülerinde fark etti. Ancak resmi tanınma ve sınıflandırma süreci zaman aldı. Sonunda bu cisim, Trans-Neptünyen Nesne (TNO) olarak tanımlandı.

TNO’lar, Güneş’e Dünya’dan en az 30 kat daha uzak olan Neptün’ün ötesinde yer alan cisimlerdir. Ancak 2017 OF201, olağanüstü yörüngesi sayesinde sıradan bir TNO olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Bilim insanlarına göre bu keşif, sadece Güneş Sistemi’nin uzak köşelerini değil, aynı zamanda onun oluşum sürecini ve dinamiklerini anlamamız açısından da kritik öneme sahip.

9. GEZEGEN TARTIŞMALARI YENİDEN ALEVLENDİ

2017 OF201’in keşfi, yıllardır gökbilimciler arasında tartışılan ve henüz gözlemlenememiş “9. Gezegen” teorisini de yeniden gündeme getirdi. Güneş Sistemi’nin uzak bölgelerinde yer alan cisimlerin olağandışı yörüngeleri, çoğu zaman görünmeyen devasa bir gezegenin varlığıyla açıklanmaya çalışılıyor.

Bu hayali gezegenin, Dünya’nın kütlesinin yaklaşık altı katı büyüklüğünde ve Güneş etrafındaki bir turunu tamamlaması için 7,400 yıla ihtiyaç duyduğu öne sürülüyor. Bazı teoriler ise bu fenomeni, yerçekimsel etkisi olan bir enkaz halkası ya da hatta ilkel bir kara delik gibi sıra dışı senaryolarla açıklamaya çalışıyor. Ancak bilim dünyasının ilgisini en çok çeken olasılık hâlâ “uzakta, devasa ve henüz keşfedilmemiş bir gezegen” düşüncesi.

GÜNEŞ SİSTEMİ’NİN UZAK SINIRLARI

Geçtiğimiz ay da farklı bir gökbilimci ekibi, Neptün'ün ötesinde yavaş hareket eden başka bir nesne daha keşfetmişti. Giderek artan bu keşifler, Güneş Sistemi’nin düşündüğümüzden çok daha büyük ve karmaşık olabileceğini gösteriyor. 2017 OF201 gibi keşifler, hem teknolojik gelişmelerin hem de bilimsel merakın bir sonucu.

Şimdi gözler, bu cüce gezegenin daha detaylı gözlemlerinde ve belki de 9. Gezegen'in izlerini arayan yeni çalışmalarda.