İç dünyamız artık görülebiliyor!
Zihin, beyin ve beden… Birbirinden ayrı gibi görünse de aslında sağlıklı bir yaşamın en temel üçlüsü. Bilim insanlarına göre artık yalnızca ruh halimiz değil, iç dünyamızın karmaşık yapısı da dışarıdan ölçülebilir hale geldi.
Üstelik bu veriler, depresyon ya da anksiyete gibi psikiyatrik rahatsızlıkların erken işaretlerini bile ortaya koyabiliyor!
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir’e göre, insanın kendini tanıması artık sadece duygularına değil, beyin dalgalarına da kulak vermesine bağlı. Zihin, beden ve beyin bir bütün olarak çalışıyor. Bu sistemdeki bir aksama, diğer parçaları da doğrudan etkiliyor.
“Her bir bileşen diğerinin hem aynası hem de destekleyicisidir.”
– Prof. Dr. Sermin Kesebir
DUYGULAR ÖLÇÜLEBİLİYOR
Günümüzde EEG (elektroensefalografi) gibi gelişmiş nörobilimsel cihazlar sayesinde bir kişinin duygu, düşünce ve davranış örüntüleri detaylı şekilde gözlemlenebiliyor. Üstelik her insanın beyin frekansı da tıpkı parmak izi gibi benzersiz.
Depresyon, kaygı bozukluğu ya da özgüven problemleri gibi birçok psikiyatrik tablo, artık EEG ile daha oluşmadan önce tespit edilebiliyor. Bu da psikiyatri alanında yeni bir çağın habercisi olarak görülüyor.
BEYİN DALGALARINA YANSIYOR
Sözle yapılan bir terapi bile artık beyinde ölçülebilir izler bırakıyor. Empati, aynalama ve duygusal farkındalık gibi süreçler EEG verilerine yansıyor. Böylece bir bireyin yaşadığı psikolojik iyileşme bilimsel olarak da kanıtlanabiliyor.
“Zihinsel kimliğimiz, EEG dalgalarına yansır. Bu veriler, kişinin içsel çatışmalarını da gözler önüne serebilir.”
– Prof. Dr. Sermin Kesebir
SEDECE HİSSETMEK YETMİYOR, ARTIK GÖRÜYORUZ
Zihin, beyin ve beden bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sağlıklı bir yaşam için bu üç yapının birbiriyle uyum içinde çalışması gerekiyor. Modern yaşamın hızı, stresi ve yalnızlığı bu sistemi kolayca bozabiliyor. Ancak bilim artık bu dengeyi yalnızca hislerle değil, ölçülebilir verilerle de takip etme imkânı sunuyor.
İç dünyamız artık görünür hale geldi. Ve bu gelişme, sadece psikiyatri biliminin değil, aynı zamanda bireylerin de kendini anlama yolculuğunda yepyeni bir dönemi başlatıyor…