İzmir'in rüya gibi koyu! Keşfedenler dönmek istemiyor: Bodrum ve Çeşme'yi solladı, turistler akın ediyor

İzmir’in Dikili ilçesine bağlı Bademli köyü açıklarında, masmavi denizi ve el değmemiş doğasıyla gizli bir cennet keşfedilmeyi bekliyor. Hanımın Koyu, diğer adıyla Kokarot Koyu, son dönemde “Türkiye’nin saklı Maldivleri” olarak ün kazandı. Karayoluyla ulaşılamayan ve sadece denizden erişilebilen bu eşsiz koy, doğayla baş başa huzur arayanların yeni gözdesi haline geldi.

Doğal bir akvaryum gibi: Turkuaz deniz, beyaz kum

Hanımın Koyu’na ayak bastığınız anda ilk fark ettiğiniz şey, Maldivler’i aratmayan turkuaz renkteki suyu oluyor. Berraklık seviyesi öyle yüksek ki, kıyıdan bakıldığında deniz tabanındaki taşları ve balıkları bile görmek mümkün. Koyun sahili ise beyaz ve incecik kumlarla kaplı; bu da ziyaretçilere adeta tropik bir adadaymış hissi veriyor. Ege’nin kokulu otlarıyla çevrili doğası, koyun kendine özgü bir atmosfere sahip olmasını sağlıyor. Adını da bu aromatik bitkilerden alan koy, doğaseverler için görsel bir şölen sunuyor.

Kara ulaşımı yok, doğallığı korunmuş

Koyun en dikkat çeken özelliği, özel mülk sınırlarında yer alması nedeniyle karadan erişimin mümkün olmaması. Bu durum, koyun insan kalabalığından ve yapılaşmadan korunmasına neden olmuş. Ziyaretçiler Bademli Limanı’ndan kalkan teknelerle ya da günlük turlar aracılığıyla koya ulaşabiliyor. Daha maceraperest olanlar ise Pissa Plajı’ndan yaklaşık 15–20 dakikalık yüzme rotasıyla koya ulaşmayı tercih ediyor. Bu izolasyon sayesinde koyun doğallığı bozulmamış, suyu ve çevresi tertemiz kalmış durumda.

Şifalı kil banyosu ile doğal spa keyfi

Hanımın Koyu yalnızca deniziyle değil, aynı zamanda sahilinde bulunan doğal kil ile de ziyaretçilerine sıra dışı bir deneyim sunuyor. Koyun kayalık alanlarında bulunan mineral açısından zengin kil, cilde doğrudan uygulanarak doğal bir bakım sağlıyor. Gözenekleri arındırıcı ve cildi yenileyici etkisiyle bilinen bu kil, doğaseverlerin doğal spa deneyimini yerinde yaşamalarına olanak tanıyor. Kil banyosunun ardından denize girerek arınmak ise bambaşka bir keyif.

Sessizliğin ve huzurun adresi

Koyda herhangi bir tesis bulunmuyor. Bu da Hanımın Koyu’nu özellikle sessizlik ve huzur arayanlar için cazip hale getiriyor. Doğal ortamda kamp kurmak, gün batımında kitap okumak ya da sadece denizin sesi eşliğinde meditasyon yapmak isteyenler için koy tam anlamıyla bir kaçış noktası. Piknik yapmak isteyenler için de doğanın tam ortasında, gölgelik alanlar mevcut. Ancak ziyaretçilerin kendi yiyecek ve içeceklerini yanlarında getirmeleri gerekiyor.

Deniz keyfi ve su altı keşifleri

Berrak denizi sayesinde Hanımın Koyu, sadece yüzmekle yetinmek istemeyenler için şnorkelle keşif imkânı da sunuyor. Su altındaki taş oluşumları, küçük balıklar ve renkli deniz canlıları, doğanın zenginliğini gözler önüne seriyor. Ayrıca Bademli’den kalkan tekne turlarıyla bu deneyim daha konforlu hale getirilebiliyor. Koy, kısa süreli bir rota ile ulaşılan ama uzun süre unutulmayacak anılar bırakan bir yer olarak öne çıkıyor.

Doğaseverler için altın tavsiyeler

Hanımın Koyu’nu ziyaret etmeyi planlayanlara önemli birkaç öneri var: Yaz aylarında artan ilgi nedeniyle erken saatlerde tekneye binmek ya da önceden günlük tur ayarlamak yer bulmak açısından avantaj sağlar. Ayrıca, bölgede herhangi bir işletme bulunmadığı için yiyecek, içecek ve kamp malzemelerinin önceden temin edilmesi gerekiyor. Ziyaretçilerin doğayı korumak adına çöplerini geri götürmeleri ise bu eşsiz güzelliğin bozulmadan kalması açısından büyük önem taşıyor.

Ege’nin gizli yıldızı

Hanımın Koyu, Bodrum ve Çeşme gibi popüler destinasyonların kalabalığından kaçmak isteyenler için nefes aldıran bir alternatif. Doğallığı, sakinliği ve sunduğu eşsiz deneyimlerle İzmir’in saklı yıldızı olarak parlayan bu koy, Ege’nin gerçek anlamda korunmuş nadir köşelerinden biri. Keşfedenlerin dönmek istemediği, adeta zamanda donmuş bir güzellik… Eğer bir gün Ege kıyılarında rüya gibi bir mola vermek isterseniz, Hanımın Koyu’nu mutlaka rotanıza ekleyin.