• Haberler
  • İzmir
  • KESK'ten Cemil Tugay'a tepki: İşten çıkarmalar emek düşmanlığıdır

KESK'ten Cemil Tugay'a tepki: İşten çıkarmalar emek düşmanlığıdır

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde grev sonrası 54 kişinin işten çıkarılmasına KESK İzmir Şubeler Platformu'ndan sert tepki geldi. KESK, Başkan Tugay'a çağrı yaptı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde işçi grevinin ardından gelen işten çıkarmalar tartışma yaratmaya devam ediyor. Toplu sözleşmede yer alan ek zam ve primlerin iptal edilmemesi hâlinde işten çıkarmaların süreceğini açıklayan Başkan Cemil Tugay’a, KESK İzmir Şubeler Platformu’ndan sert yanıt geldi.

KESK’TEN BİRLEŞİK MÜCADELE ÇAĞRISI

KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş, yaptığı basın açıklamasında, belediye çalışanlarının işten çıkarılmasını “emek düşmanlığı” olarak değerlendirdi. Karakaş, işçilerin taleplerinin anayasal haklara dayandığını vurgulayarak, yaşanan gelişmelere karşı birleşik mücadele çağrısı yaptı.

“EMEKÇİLER ÜZERİNDEN TASARRUF AKIL TUTULMASIDIR”

Karakaş açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“AKP-MHP ittifakı, 2019 yerel seçimlerinde kazandığı belediyeleri 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde kaybettikten sonra, kaybettiği belediyelere kayyum atayarak ya da ekonomik yönden zor duruma sokarak yeni belediye başkanlarını başarısız gösterme stratejisini uygulamaya başladı.

AKP-MHP ittifakının muhalif belediyelere yönelik bu antidemokratik uygulamalara başvurması, muhalif belediye başkanlarına işçilerin ve emekçilerin sosyal, özlük ve ekonomik haklarını tırpanlama ve işçileri işten çıkarma hakkı vermez. Muhalif belediye başkanlarının, belediyelerde yaşanan ekonomik sorunları işçiler ve emekçiler üzerinden çözmeye çalışması akıl tutulmasıdır. Bu çözüm/çözümsüzlük, iktidarın nihai amacı olan muhalefet partileri ile emekçileri, halk ile emekçileri karşı karşıya getirme çabasına hizmet eder.

“GREVLERE SALDIRILAR, İKTİDARIN POLİTİKASIYLA UYUMLU”

Türkiye'nin dört bir yanında metalden petrokimyaya, tekstilden gıdaya tüm iş kollarında grev dalgası büyüyor. İzmir'de de TPI, DYO, Temel Conta ve Digel Tekstil fabrikalarındaki işçilerin grevleri sürüyor. Hepimizin bildiği gibi, işçiler hakları için ne zaman mücadele etse işverenler hemen telaşlanır. Hele işçiler ve emekçiler grevden söz edip bu grevi hayata geçirirlerse, ne vatan hainlikleri kalır ne de bölücülükleri. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki son işçi grevi de tıpkı diğer grevler gibi hem işçiler/emekçiler için hem de emek ve demokrasi güçleri için büyük bir deneyim oldu. Bu deneyim ile birlikte sendikal mücadelenin, emek düşmanlığı üzerinden ırkçılık histerisiyle nasıl gün yüzüne çıktığına şahit olduk. Ayrıca grevin, ezen ile ezilen arasındaki safları belirleyen turnusol olduğunu bir kez daha gördük.

Peki, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki işçiler neden greve çıktı? İşçiler çok basit ve evrensel bir gerekçe ile greve çıktı. Nedir o gerekçe? “Eşit işe eşit ücret” ilkesi. Sendikal mücadelenin bu en temel ilkesinin hem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı hem de sosyal medyada hazır kıta bekleyen şovenler tarafından nasıl “mantıksız” hale getirildiğine tanık olduk.

“GREV KIRICILIĞI KABUL EDİLEMEZ”

Beş yıl için seçilen bir belediye başkanının, "anayasal bir hak" olan grev hakkını kullanan işçileri kamuoyunda suçlaması, bu yetmezmiş gibi halkı işçilere karşı kışkırtması ve "çöp toplayarak" grev kırıcılığı yapması kabul edilemez.

Bu "tarihi grevden" birkaç gün sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, bu sefer de hızını alamayarak Belediye-İş ve Genel-İş sendikasına bağlı yaklaşık bin işçiyi işten çıkarmakla tehdit etti. Bu işten çıkarmaların gerekçesi olarak da önceki belediye başkanı ile yapılan sözleşmeleri gösterdi. Ayrıca Sayın Cemil Tugay, bazı işçiler ile kendi döneminde yaptığı sözleşmeyi de beğenmemiş olmalı ki işçilere "ya revize edeceksiniz ya da sizi işten çıkaracağım" diyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının açıklamalarından sonra bugüne kadar 54 işçi işten çıkarıldı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a sesleniyoruz: "İşçileri işten çıkarmaktan vazgeçin Sayın Başkan." Sayın Başkan, ana muhalefet partisinin bir üyesi olarak işçilerin yanında olmanız gerekirken, işçileri tehdit ederek "ya işten çıkarsınız ya da kazandığınız sosyal, özlük ve ekonomik haklardan vazgeçersiniz" diyorsunuz.

“BU İKİ TERCİHİ DE KABUL ETMİYORUZ”

KESK İzmir Şubeler Platformu olarak bu iki tercihi de kabul etmiyoruz ve her zaman olduğu gibi işçilerin ve emekçilerin yanındayız, yanında olmaya da devam edeceğiz.

Çünkü hepimiz biliyoruz ki İzmir Büyükşehir Belediyesinin ekonomik sorunlarının sebebi emekçiler değildir.

Peki, emek-meslek örgütleri, emek ve demokrasi güçleri olarak bizler bu yeni işçi kıyımı karşısında ne yapmalıyız?

Biz KESK İzmir Şubeler Platformu olarak, emekçilerin haklarını ve taleplerini ancak ve ancak birleşik bir emek mücadelesi ile kazanacağını düşünüyoruz. Bu nedenle bu son grevde yapılan eksik ve yanlışlara düşmemeliyiz. Bu son işçi grevinden hepimizin, özellikle de emek ve meslek örgütlerinin bazı dersler çıkarması gerektiğini düşünüyoruz. KESK İzmir Şubeler Platformu olarak hem DİSK’e hem Türk-İş’e hem de toplumsal muhalefetin bileşenlerine bir çağrımız var: "Gelin, hep birlikte birleşik bir emek mücadelesini örelim." Biz emek ve meslek örgütleri olarak, yıllardır çok zor koşullarda yaşayan işçilerin sırf haklarını istedikleri için işten çıkarılmalarının önüne geçelim. İşçilere, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek isteyenlere karşı hep birlikte mücadele edelim. Bunun için zincirlerimizden kurtulup saflarımızı sıklaştırmamız gerekiyor.

Son olarak KESK İzmir Şubeler Platformu adına, direnen bütün işçileri/emekçileri sevgi ve saygı ile selamlıyorum!

Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

Yaşasın Sınıf Dayanışması!”