Kızamık, hızla yayılan bir salgına dönüşüyor
Bu ölümcül virüs nasıl bu kadar hızla bulaşabiliyor? Aşısız kalmak gerçekten bu kadar tehlikeli mi? Aşı oranlarındaki düşüş, gelecekte daha büyük salgınlara yol açabilir mi?
Kızamık, dünyadaki en bulaşıcı hastalıklardan birisidir. Virüs, solunum yoluyla bulaşır ve enfekte kişilerin öksürmesi, hapşırması veya nefes almasıyla hızla yayılır. En sık çocukları etkileyen hastalık, genellikle yüksek ateş, burun akıntısı, öksürük, kırmızı gözler ve döküntülerle kendini gösterir. Döküntüler, genellikle ilk belirtilerin ardından 3-5 gün sonra başlar ve vücudun farklı bölgelerine yayılır. Kızamık vakalarının yüzde 1'inden azı, özellikle çocuklarda ölümcül sonuçlara yol açmaktadır. Zatürre gibi komplikasyonlar nedeniyle hastaların hastaneye kaldırılması gerekebilir.
KIZAMIĞIN ÖNLENMESİ: AŞILAR EN ETKİLİ YÖNTEM
Kızamık, etkili bir aşı ile önlenebilir. Kızamık, kabakulak ve kızamıkçık (MMR) aşısı, bu virüslerden korunmanın en iyi yoludur. İlk doz, 12-15 aylık bebeklere yapılırken, ikinci doz 4-6 yaş arasındaki çocuklara önerilmektedir. 1960'lı yıllarda aşı geliştirilmeden önce, çoğu kişi kızamık geçiriyordu, ancak günümüzde aşılar, hastalığın yayılmasını önemli ölçüde engellemektedir.
Uzmanlar, "Aşı, oyunun kurallarını değiştiren bir buluş," diyerek, yıllarca süren güvenli kullanım verilerine sahip olduğuna dikkat çekiyor. Aşılanan kişiler, bir daha kızamık geçiremez. Ancak, aşı oranlarındaki düşüşler, bu salgınların yaşanmasına neden olabiliyor.
AŞI ORANLARINDAKİ DÜŞÜŞ: ABD VE AVRUPA'DA DURUM
ABD'deki çoğu eyalet, çocukların anaokuluna başlamak için gerekli olan aşılama oranlarında hedefin altında kalmaktadır. Avrupa'da ise ECDC, 2024 yılı itibarıyla kızamık vakalarının yüzde 81,7'sinin aşılanmamış kişiler arasında görüldüğünü bildirdi. Uzmanlar, toplumdaki aşılama oranlarının artırılması gerektiğini vurguluyor.
HATIRLATMA DOZLARI VE AŞI DURUMU
Bir kez aşı olmuş kişiler, yıllar sonra salgın riski olan bir bölgede yaşadıklarında, sağlık profesyonellerinin önerisiyle hatırlatma dozu yaptırabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanlar veya daha önce kızamık geçiren kişiler, enfeksiyon riski altında olabilirler.
Kızamık salgınlarının önlenmesi, yalnızca bireysel değil, toplum sağlığı açısından da büyük önem taşıyor. Uzmanlar, çocukluk döneminde iki doz aşı yapılan herkesin sağlık durumunun yerinde olduğu sürece endişelenmesine gerek olmadığını belirtiyor. Ancak toplumda yeterli aşı oranına ulaşılmadığı sürece, kızamık gibi virüsler hala ciddi tehditler oluşturuyor.
Kaynak: Euronews & AP