Ömer Çelik: HTŞ'nin hareketliliğinin arkasında olduğumuza dair söylem yanlış
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 'Suriye Suriyelilerindir, Suriye'yi sadece Suriyeliler yönetir ilkesine bağlılığın bir siyasi, hukuki zemini olacaktır' dedi
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu. Çelik, en önemli konularının Suriye’de yaşanan gelişmeler olduğunu belirtti. Çelik, Türkiye’nin en uzun sınırının olması sebebiyle 13 yıldır devam eden olaylarda Türkiye’ye dönük etkileri sebebiyle Suriye'nin Gazze’yle birlikte gündemlerinin ana başlığını oluşturmaya devam ettiğini aktardı. 61 yıldır süren Baas rejiminin son derece hızlı bir şekilde yıkıldığını ifade eden Çelik, “Bugün gördüğümüz tablo Suriye’de her kesimden kardeşimizin geleceğe umutla bakması ve bu çerçevede birtakım mesajlar vermesi, kardeş Suriye’ye dönük duygularımız ve düşüncelerimiz açısından son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
Suriyeli vatandaşların kutlamalarda Türk bayrağı taşıdığını hatırlatan Çelik, “Suriye vatandaşlarının şanlı bayrağımızı taşımaları, dalgalandırmaları, Suriye vatandaşlarının bütün bu 13 yıllık dönemde Türkiye’nin verdiği desteğe, kardeşliğe, onlarla dayanışmasına, onlarla birlikte yol yürümesine dönük olumlu duygularını ifade etmektedir. Gerçekten de birçok devlet Suriye’ye, Suriye’nin vatandaşlarına orayı sömürecek ya da kendi birtakım projelerini hayata geçirecek bir zemin olarak bakarken, Türkiye, Suriye Suriyelilerindir şiarıyla sadece dayanışma içerisinde bu zor günlerinde onlara destek olma çerçevesinde yoluna devam etmiştir” şeklinde konuştu.
12 yıl sonra Şam Büyükelçiliğinin hizmete başladığını ve Türk bayrağının göndere çekildiğini belirten Çelik, “Şanlı bayrağımızın Şam Büyükelçiliğinde göndere çekilmesi de, bundan sonra başlayan bu zor yolculukta, bu sıkıntılı yolculukta devletimizin Suriye’nin, Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğinin bir göstergesi olarak da okunabilir” ifadelerine yer verdi.
Suriye’de görevi devralan aktörlerin verdikleri mesajların olumlu olduğunu ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar yaşanırken, süreci algılamakta zorlananlar, Suriye konusunda bilgi sahibi olmayanlar, ders çalışmayanlar, Suriye’yle ilgili gelişmeleri başka başkentlerin gözünden okuyanlar, Baas rejiminin yıkılmasının Suriye’nin aleyhine olduğu değerlendirmeleri yapıyor veya bu kadar nasıl çabuk yıkıldı, bu kadar süre içinde nasıl gitti diye değerlendiriyorlar. Suriye’yi yakından bilmiş olsalardı Baas rejiminin gitmesine değil, bunca zaman kalabilmesine şaşırmaları gerekirdi. Nasıl kaldığını biliyoruz, birtakım devletlerin sahada verdiği destek, birtakım devletlerin asli ya da vekil güçlerinin doğrudan Esad rejimine verdiği destek sayesinde şimdiye kadar kalabildi. Ama sonuç olarak rejimin çürümüşlüğü ve kofluğunun bir dayanma sınırı vardı ve gelinen noktada bunu herkes net bir biçimde görmüş oldu. Bütün bu süre içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımızın gerek insani duyarlılığı gerek bölge politikalarına dönük eşsiz tecrübesi, gerek gösterdiği dirayetli liderlik Türkiye’nin tarihin doğru tarafında durmasına öncülük etmiştir. Bütün bu süreçte ırkçılığa, nefret söylemlerine savrulanlar alınlarında kara bir lekeyle yaşarken, milletimiz ve devletimiz bu sürecin bütün zorluklarına ve sıkıntılarına rağmen tarihin doğru tarafında durmuştur. Alicenap milletimiz, yüce milletimiz bir kere daha zor zamanda zorluk içerisine düşenlere ve zorda kalanlara yardım için en büyük dayanak noktası, en büyük destekçi olduğunu bütün bu süreçlerde net şekilde göstermiştir.”
Çelik, bundan sonra kapsayıcı yönetim arzuladıklarını, bunu Suriye halkının geleceği için ve bölge barışı için arzuladıklarını ifade etti. Meselenin Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması olduğunu vurgulayan Çelik, diğerinin de Suriye’nin milli egemenliğinin korunması olduğunu belirtti. Suriye’nin toprak bütünlüğüne gölge düşmesini arzulamadıklarını ifade eden Çelik, Suriye’nin milli egemenliğinin ülkede yaşayan mezhep, etnik gruplar, Suriye halkının tamamınca inşa ve temsil edilmesi gerektiğini ifade etti. Uluslararası toplumun üzerine düşenin Türkiye gibi bu zorlu yolculuğunda Suriye’ye destek olmak olduğunu bildiren Çelik, “Çünkü Suriye, bugün Gazze’deki olaylar başta olmak üzere en önemli gündem maddesini oluşturmaktadır hem bölgesel barışın hem de küresel barışın. Bundan sonrasında kötü senaryolardan bahsedenler var. Kötü senaryolar oluşmaması için geçmişte Afganistan ya da başka yerlerdeki senaryoların oluşmaması için dikkatimiz, gücümüz ve kardeşçe yaklaşımlarımızla bu süreçte gerekenleri yapmaya çalışıyoruz. Kurumlarımız, Türk Silahlı Kuvvetleri sahada, Milli İstihbarat Teşkilatı çalışmalarını orada sürdürüyor. Polislerimizden sınır bölgelerimizde ve öbür taraftaki faaliyetlerle ilgili görev başında olanlar var. Bütün arzumuz, Suriye’nin herhangi bir yerinde olmak zorunluluğumuzun ortadan kalkması, terör örgütlerinin ortadan kalkması ve Suriye Suriyelilerindir şiarının hem milli egemenlik bakımından hem de toprak bütünlüğü bakımından tam olarak hayata geçmesidir. Onun için birincisi Suriye’nin milli egemenliği, ikincisi Suriye’nin toprak bütünlüğü, asla vazgeçilmez olan geleceği inşa etmeye dönük temel ilkeler olacaktır” şeklinde konuştu.
Yeni yönetimin şu ana kadar olumlu mesajlar verdiğini söyleyen Çelik, “O hapishanelerde çıkan insanlık mezbahası görüntülerinden sonra bunu gerçekleştirenlerin, bunların cezalarını almaları yönündeki yaklaşımların bile mahkemeler yoluyla, hukuk yoluyla yapılacağını yeni yönetimin ifade etmesi ve zor şartlar altında, savaş koşullarında ve bu zulümler ortaya çıkarken hukuka bağlılık ilkesinden bahsetmeleri ve yeni dönemde suçluların cezalandırılmasının mahkemeler yoluyla olacağına dair vurgu yapmaları önemlidir. Yeni yönetim etraftaki birtakım ülkelerdeki gelişmelerden ders çıkardığını ve Suriye için gerçekten bütün Suriyelileri temsil eden bir milli egemenlik ve toprak bütünlüğü ilkesine bağlı olduğunu ifade etmek bakımından, 1950’lerden kalmış ilkel, arkaik Suriye halkını ifade etmeyen anayasanın gözden geçirileceğini ifade ediyor. Dikkatinizi çekerim, anayasayı ve anayasal düzeni ortadan kaldırmıyorlar, anayasal düzene karşı tutumları yok. Anayasayı gözden geçirelim, Baas rejiminin, zulüm rejiminin meşruiyet aracı olan anayasayı gözden geçirerek bütün Suriye halkını temsil edecek demokratik bir hale getirelim şeklinde bir irade var. Dünyanın bunu iyi okuması gerekmektedir. Burada da kuşkusuz bu anayasa Suriye Suriyelilerindir, Suriye’yi sadece Suriyeliler yönetir ilkesine bağlılığın bir siyasi, hukuki zemini olacaktır” diye konuştu.
HTŞ’nin hareketliliğinin arkasında Türkiye’nin olduğunu ifade eden bazı odakların açıklamaları olduğunu gördüklerini bildiren Çelik, “Bizim HTŞ’nin hareketliliğinin arkasında olduğumuza dair bütün söylemler yanlıştır. HTŞ, Suriye’nin iç dinamikleri çerçevesinde ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki ihlallere karşı harekete geçtiği andan itibaren bütün inisiyatifimiz Suriye’de kan dökülmesinin önüne geçmeye çalışmak oldu. Orada fiilen ya da vekilleri aracılığıyla bulunan ülkelere telkinlerimiz oldu. Şu söyleniyor: Deniyor ki işte bunlar harekete geçti ve bu kadar kısa zaman içinde bu sonuç nasıl ortaya çıktı? Esasında Suriye zeminine baktığımızda rejimin çürümüş ve kof yapısının arkasına bu kadar dayanması ona verilen destekler sayesindeydi. Yoksa daha olayın ilk yıllarında rejimin kolayca çökmesi mümkün olacaktı. Güçlü dış destek verilince rejimin ömrü uzadı. İdlib bölgesinde, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi vardı. Birtakım ihlaller rejim tarafından yapıldı ve ilkelere, üzerinde mutabakata varılan prensiplere uyulmadı. HTŞ İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki ilkelere uyulmadığı için, kendisine ait bölgeleri almak için harekete geçti ve harekete geçtiğinde askeri olarak rejimin herhangi bir şekilde ortada olmadığını görünce ilerleme hızlı şekilde gerçekleşti. Esad rejimine destek verenler açısından rejimin kofluğunu görünce rejim için bizzat rejim askerlerinin artık savaşmadığını, silah bırakıp kaçtığını görünce onlara destek vermenin bir manası kalmadı, çünkü ortada destek verecek mekanizma, ordu bile demeyeceğimiz bir güç kalmadı. Suriye halkının hemen hemen her kesiminin desteğini alan bu hareketlilik gerçekleşmiş oldu. Bunun arkasında Türkiye var demek, Suriye’deki gelişmeleri, sahayı okuyamamak, sadece meseleye indirgemeci olarak yaklaşmak demektir. Bu süreç gerçekleşirken daha fazla kan dökülmemesi için girişimlerde bulunduk ve sağlıklı sonuca ulaşması için her alanda, yani sahada da diplomasi alanında da girişimlerimizi sürdürdük” açıklamasında bulundu.
Bakmadan Geçme





