• Haberler
  • Siyaset
  • Son dakika! Özgür Özel'den Rasim Ozan Kütahyalı'ya sert tepki

Son dakika! Özgür Özel'den Rasim Ozan Kütahyalı'ya sert tepki

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit'i ziyaretinin ardından basın açıklaması yaptı. Ziyaretin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Özel, gündemdeki önemli konulara değindi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit’i ziyaret ettikten sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ziyaret sonrası yaptığı açıklamalarda, özellikle Selçuk Kozağaçlı’nın yeniden tutuklanması ve Rasim Ozan Kütahyalı’nın yaptığı açıklamalar hakkında dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Özel, ziyarette diploma konusu ile ilgili herhangi bir gündem maddesinin bulunmadığını belirterek, "Diploma konusu ele alınmadı. Henüz diploma iptali yok. O konuda biz de beklemedeyiz karar gelirse hemen itiraz edeceğiz" dedi.

“HİÇ BİR ŞEY YAPMADI”

Selçuk Kozağaçlı’nın yeniden tutuklanmasına dair de konuşan CHP lideri, Kozağaçlı'nın adalet mücadelesindeki rolüne dikkat çekti. "5 parası olmayan ailelere 5 kuruş talep etmeden o davayı Can Atalay ile birlikte götüren kişidir. Soma davasında çok doğru bir karar verilmişti. Yargıtay onamıştı. Birileri buna müdahale edip, 3 üyesini değiştirip Soma davasını bozdu. Soma davasından 2 kişi yatıyor. Bu ülkeyi yöneten akıl, vicdanları karşısına alı haksız kararlar veriyor. Selçuk Kozağaçlı bunu hak edecek hiç bir şey yapmadı. Dışarıda her suçlu elini kolunu sallayarak geziyor" diyen Özel, bu durumun arkasındaki yönetim anlayışını eleştirdi. 

3 KİŞİ DE HUKUK FAKÜLTESİ MEZUNU”

CHP Lideri Özel’in yaptığı açıklamalardan öne çıkan satır başları şu şekilde: 

"Sayın Danıştay Başkanımıza, Sayın Zeki Yiğit'e, gecikmiş bir nezaket ziyaretinde bulunduk. Malum, Anayasa Mahkemesi Başkanımızı, Yargıtay Başkanımızı ziyaret etmiştik ancak Türkiye'nin olağanüstü gündemi ve hep birlikte yakından takip ettiğiniz olağandışı yoğunluktan dolayı bu ziyaretimiz gecikmişti. Sayın Başkanı ziyaret ettik.

Heyetimizdeki her 3 kişi de hukuk fakültesi mezunu. Sayın Başkanın meslektaşları. Yüksek yargı, yüksek yargıya Türkiye'de yargı güvenliğine, hukuki ilerleyebilir. duyulan yüksek ihtiyaç ve kişilerin değil, kurumların öneminin merkezde olduğu bu duygularla yapılmış bir ziyarettir.

Danıştay, dünyada yüksek idari yargı kurumları açısından Fransa'daki eşdeğeriyle birlikte en eski, en köklü, geleneği en kuvvetli olan yüksek yargı kurumlarından bir tanesidir. O anlamda kurumun tarihine, kurumun kültürüne, kurumun varlığına, kurumun önemine işaret eden bir ziyarette bulunduk."

“HALA BEKLİYORUZ”

“Sayın Başkana göstermiş olduğu ev sahipliğinden dolayı yürekten teşekkür ediyorum. Bu görüşme, Sayın Danıştay Başkanımızla sıcak tartışmaların ya da yargının konusu olmuş konuların değerlendirileceği bir görüşme olarak biz bunu ele almadık. Bu doğru da olmaz. Ancak tabii bugün diplomanın iptalinin 1. ayı dolmuştur ve bu konuda biz halen daha bekliyoruz.”

“İDARİ YARGI MERCİLERİNE BAŞVURUDA BULUNACAĞIZ”

"Çünkü şu anda diploma iptal edilmedi. Diploma'yı iptal ettiklerini söylediler ancak bunu tebliğ etmediler. Tebliğ ettiklerinde saatler içinde, günler içinde bu hukuksuz işlemin iptali için idari yargı mercilerine başvuruda bulunacağız. Ancak bu diploma verilen kurum tarafından iptal edilebilecekken işin özüne girip de 35 yıl önce verilmiş bir gazete ilanına uygun yapılan başvuruyu 31 yıl önce verilen diplomayı o diplomanın sahibi kişilerin o diplomalarıyla 31 yıldır mesleklerini, görevlerini icra ettiklerini ve bunların ikincil, üçüncül sonuçlar doğurabileceği kısmına hiç girmiyorum.

Örneğin aynı anda diploma alan ve iptal edilen bir kişi, bir değerli hocamız Galatasaray Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde ve Sorbonne Üniversitesi'nden doktoralı olarak öğrenci mezun ediyor. Bu sefer onun mezun ettiği öğrencilerin diplomaları sorgulanmaya başlanır.

Bu içeriğe hiç girmeden sadece şekil yönünden baktığınızda veren kurum iptal edebilecekken o kurumun iptal etmeyeceğini anlayıp çarşamba günü öğlen ele alınacakken bu görüşme, salı günü akşam iftar vaktinde İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu, o diplomayı veren kurumdan başka bir kurum ve senatoda değil, bir yönetim kurulu gayet de siyasi şekilde şekillendirilmiş bir kurumun yaptığı bir iptalden bahsediyoruz."

“BUNU YAPAMIYORLAR”

“Yaptıkları iş o kadar özürlü, o kadar sorunlu ki o kadar sorunlu ki bunu yazıp da tebliğ edemiyorlar. Öyle bir noktadayız ki tebliğ edeceksin ki ben buna karşı hukuk devletinde hakkımı arayacağım. Bunu yapamıyorlar. Tabii bunun tam 1. ayındayız bugün burada ve Danıştay, Türkiye'de idari yargının tepesi. Ancak Sayın Başkanla bu konu özelinde bu konuya özel bir şey konuştuğumuzu söyleyemem. Böyle bir durum yok ama meselenin sorunuzun benim tarafımdan verilen cevabı budur.”

“BU MESELEYE YÜREĞİ YANANLAR OLARAK RAZIYIZ”

"Selçuk Kozağaçlı Manisa Soma davasında 301 evladımız hayatını kaybetmişken 5 parası olmayan ailelere 5 kuruş talep etmeden o davayı Can Atalay ile birlikte götüren kişidir. Bakın Türkiye'nin en iyi ceza avukatları en pahalı ciplerine bindiler, geldiler. Oralarda çeşitli şeyler konuştular. 1 kuruş talep etmeden 1 kuruş talep etmeden o davayı Can Atalay'la birlikte götüren kişidir. O yüzden biz kendisinden Soma'daki mağdurlar olarak ve bu meseleye yüreği yananlar olarak razıyız. Soma davasında önce çok doğru bir karar verilmişti. Sonra Yargıtay'daki Yargıtay, bunu 5-0'la onamıştı. Yargıtay'daki o daireye müdahale edip 3 üyesini değiştirip yeniden itiraz edip bu sefer 3'e 2 Soma davasını bozdular ve hepimizin yüreğini sızlatan o karar çıktı. 

“ALAN SÜREYİ YATIRMAYA ÇALIŞIYOR BİRİLERİ”

Öldürdükleri kişi başına 5 gün yattılar, çıktılar ve kurtuldular. Soma davasından şu anda içeride olan kimse yok. O geceyi hatırlayın. 'Unutursak yüreğimiz kurusun' deyip 1 ay ağladı herkes televizyonları başında ama 2 kişi yatıyor Soma davasından. İki tane cabbar, cevval avukat: Selçuk Kozağaçlı'yla Can Atalay. Selçuk Bey, 8 yıl tutukluluğun üstüne serbest kaldı çünkü artık infaz kanununa göre zaten 5 aydan fazla yatırmışlardı ancak buna dahi itiraz ettiler. Şimdi o kalan süreyi yatırmaya çalışıyor birileri. Bu ülkeyi yöneten akıl sürekli yargı üzerine baskı yaparak ve milletin adalet duygusunu hiçe sayıp vicdanları karşısına alıp haksız hukuksuz kararlar veriyor. Sadece şunu söyleyebilirim yani.

“ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GEZİYORLAR”

Selçuk Kozağaçlı bunu hak edecek hiçbir şey yapmadı. Gerçek hak edenler, gerçekten suçlular, uyuşturucu baronları, tetikçiler, Ankara'da sokak cuma namazı çıkışında gencecik siyasetçileri kurşunlatanlar elini kolunu sallayarak geziyorlar ama Soma davasının savunucusu, Türkiye'de nerede bir toplumsal dava varsa o davanın savunucularını inadına içeride tutuyor. 8 yıl yatmış, 7 ay daha yatsın diye uğraşıyor. Gerçekten vicdansız bunlar."

“MECLİS BAŞKANVEKİLİNİN YETKİSİNDEDİR”

"Birincisi, Sayın Meclis Başkanı, tecrübeli bir siyasetçi, tecrübeli bir hukukçu ama Sayın Meclis Başkanı şunu bilmiyor herhalde... Bu meclis böyle AK Parti döneminde yerleştirildiği gibi kanunlar kararların verdiği el notuyla yönetilmez. Bu meclis tarihin gerilerine gidin. AK Parti dönemine kadar gelin. Meclis başkanvekilleri eğer meclisi yönetecekleri notu kanundan kanunlar kararlardan talep edebilirler ya da kendileri hazırlayabilirler ve anayasaya uygun yönetmek, İçtüzüğe uygun yönetmek Meclis başkanvekilinin yetkisindedir. Meclis Başkanı, 'Hayır, öyle bir yetki yok. Benim dediğim gibi benim çizdiğim sınırlarda yönetilecek' diyorsa gelecek her gün meclisi yönetecek.

“NE İDARİ NE SİYASİ VESAYETİ ALTINDA DEĞİLDİR”

Her gün meclisin bir parti tarafından yönetilmesi mümkün değildir ama seçilen başkan tarafsız davranacağı düşünülerek isterse gelir her gün meclisi yönetir. Yönetmeyip bu yetkisini dağıtacaksa belli bir kural dahilinde partiler tarafından önerilen Genel Kurul tarafından seçilen meclis başkanvekilleri eliyle yönetecek. Meclis başkanvekili o koltuğa oturduğunda birinci sorumluluğu anayasa ve İçtüzüğe karşıdır. Meclis başkanının ne idari ne siyasi vesayeti altında değildir. Meclis Başkanı, hepiniz biliyorsunuz, hepimiz biliyoruz. Gidin sorun. Bugünkü Yargıtay'ın %90'ı aynı düşünüyor. Anayasa Mahkemesi kararına 1. kademe mahkemesinin direnmesi mümkün değil. Direndi.

“KENDİ BİLİYOR, VİCDANI BİLİYOR”

Daha doğrusu uymaması mümkün değil, uymadı. Bunun üstüne yapılan başvuruda Anayasa Mahkemesi, 'Bu karara uyacaksınız, direnemezsiniz' dedi. Anayasada da bu kararın hem meclis hem yargı hem yürütme için bağlayıcı olduğu yazıyor. Meclis Başkanı'yla şimdi ben ikili hukuk alanımızı deşifre edecek halim yok ama Meclis Başkanı'nın da bu konuda ne düşündüğünü kendi biliyor, vicdanı biliyor. 'Bu işe bir çözüm üreteceğiz' diyorlardı."

RASİM OZAN KÜTAHYALI’YA SERT TEPKİ 

"Bunlar boş işler. Bu iş, bu yalandan beslenenlerin ayağına dolandı. CHP'ye kayyum atanması mümkün değil. Biz buna karşı çektik resti, yaptık kurultayı. Siyaseten mümkün değil. Kayyum meselesi AKP’nin kendi ayağına dolaştı. Rasim Ozan Kütahyalı’nın dediği de doğru değil ama senin televizyonun 3 ay boyunca ne tartıştı? CHP’ye zarar değil birlik ve beraberlik sağlar."