Suriye ile ticarette İzmir'den ilk somut adım

İzmir iş dünyası, savaş sonrası Suriye'nin yeniden yapılandırılması ve kalkınması alanında projelerde rol almak ve iş birliği fırsatları yaratmak için düğmeye bastı. Ortak organizasyonda Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü desteği ile IFF İş Forum, Ege İhracatçı Birlikleri ve İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) biraraya geldi. Suriye'nin yeniden yapılandırılması alanında ihtiyaç duyulan 400 milyar dolarlık yatırım potansiyeli konusunda iş birliği fırsatları görüşüldü. Toplantıya Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Kılıç, IFF İş Forum Başkan Yardımcısı Ghazman Al-Masri, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ile İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Hüseyin Cengiz ile firmaların temsilcileri katıldı.

Bu Habere de Bak

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara Ankara’da!

Toplantının açılışında konuşan İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Hüseyin Cengiz, ticaretin sadece alım satım olmadığını belirterek, "Dostlukları ve kültürleri pekiştiren bir sanattır aslında. Ülke olarak Suriye'de iç savaşın sonlanması için mücadele ettik. Savaştan kaçan milyonlarca insana kapılarımızı açtık. Nihayet savaş bitti. Artık Suriye'nin kendi küllerinden doğma zamanı. Suriye ile Türkiye zümrüd-ü anka kuşu gibi Türkiye ile dayanışma izinde büyüyecek. Osmanlı döneminden bu yana Türkiye ile Suriye büyük ticari faaliyetler yürütmüş. Halep ve Şam'dan ürün gelmiş, buradan ürün göndermişiz. İzmir ile Suriye'nin ticari altyapısı hem eskilere dayanıyor hem de güçlü. Bu nedenle Suriye'yi ayağa kaldırma konusunda etkin olabiliriz. Akdeniz'in iki yakasında hem dostluğu hem de refahı yeşertebiliriz" dedi.

13 YIL BOYUNCA TÜRKİYE SAMİMİYET TESTİNDEN GEÇTİ ŞİMDİ SIRA SURİYE'DE

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi de iç savaş öncesi Halep ve Şam'ın cazibe merkezi olduğunu hatırlatarak, "13 yıllık iç savaşın sona ermesi, barış ve istikrar adına umut verici bir gelişme olsa da önümüzde uzun ve zorlu bir yeniden yapılanma süreci bulunuyor. Suriye’nin eski güzel günlerine dönmesi adına karşılıklı işbirliğimizi artırmalıyız. İki ülke arasında yoğun bir ticari ve diplomatik trafik yürüyor. Hatta İhracat Genel Müdür Yardımcımız Tayfun Kılıç’ın da aralarında bulunduğu teknik bir heyet de Suriye’ye gitmişti. Halep’te Başkonsolosluğumuzu yeniden açtık. Şam Büyükelçiliğimizi de yeniden hizmete sunduk. THY uçuşları başlattı. Türkiye, Suriye’nin inşası ve ihyası için üzerine düşeni hızlı bir şekilde yapıyor.Ticareti ve iş insanlarının seyahatlerini her daim kolaylaştırmalıyız, desteklemeliyiz. Suriye’nin bizlere her konuda daha yapıcı yaklaşımlar getireceğine inanıyoruz.  Yeni Suriye yönetiminin Türkiye’nin dost olabileceği bir yapılanma olmasını, dünya ile barışık bir yönetim olmasını temenni ediyoruz. Türkiye, 13 yıl boyunca Suriye’ye tam destek vererek samimiyet testinden geçti şimdi samimiyet testi sırası Suriye’de. Suriye’de öncelik, ülkenin altyapısını yeniden ayağa kaldırmak, sağlık ve eğitim sistemlerini onarmak, dünyanın dört bir yanına dağılmış Suriyelilerin güvenli bir şekilde geri dönüşünü sağlamaktır. Bu süreç, Birleşmiş Milletler (BM) ve çeşitli uluslararası kuruluşların raporlarına göre 400 milyar doları aşan bir yatırım gerektiren kapsamlı bir dönüşümü ifade ediyor. Suriye’nin yeniden inşasına bütün ülkeler destek olmalı" diye konuştu.

Siyasi reformlar ve uluslararası diplomasinin de Suriye’nin geleceğini şekillendirecek kritik başlıklar arasında yer aldığını vurgulayan Eskinazi, şöyle devam etti; "Ekonomik toparlanma ise zaman alacak bir başka önemli konu. Savaşın etkisiyle tarım, sanayi ve enerji sektörleri büyük ölçüde zarar gördü. Hepimizin bildiği gibi, 2007 yılında yürürlüğe giren Türkiye-Suriye arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmasının (STA) 2011’de askıya alınmasıyla iş dünyamız önemli fırsatlar kaybetmişti. Bugün gelinen noktada, Türkiye-Suriye Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) daha kapsamlı ekonomik ortaklık anlayışıyla yeniden hayata geçirilmesi için müzakerelere başlanması hususunda mutabık kalındı. Suriye’nin yeniden yapılanmasında Türkiye’nin kritik rol üstlenmesi kaçınılmazdır. Ticaretimizi savaş öncesindeki seviyelere çıkartmalıyız. Türkiye’den Suriye’ye ihraç edilen başlıca ürünler arasında demir-çelik, plastik, ev eşyaları, inşaat malzemeleri ve gıda ürünleri yer alıyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden güçlenmesi, ekonomik iş birliklerini derinleştirmek ve bölgesel ticareti artırmak açısından büyük bir fırsat sunmaktadır. Türkiye, güçlü üretim kapasitesi, lojistik avantajları ve bölgeye olan yakınlığı sayesinde, Suriye’nin yeniden inşasında en güvenilir partnerlerden biri olacaktır. Önümüzdeki dönemde, bu sürecin her aşamasını dikkatle takip edecek ve Türkiye’nin Suriye ile olan ekonomik bağlarını daha da güçlendirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu toplantıda, ticari engellerin nasıl aşılacağını, yeni yatırım fırsatlarının nasıl değerlendirileceğini ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin nasıl artırılacağını masaya yatıracağız. Ayrıca, gümrük prosedürlerinin kolaylaştırılması, finansal işlemlerin hızlandırılması ve ticaretin önündeki bürokratik engellerin kaldırılması gibi konular da gündemimizde yer alacak. Ülkemizin en uzun kara sınırının bulunduğu Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim için önemli, kuzeyde Türkiye’yi rahatsız edecek/tehdit edecek unsurlar olmamalı. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Dünya ekonomisinin hızla değiştiği bu dönemde, bölgesel iş birliklerinin önemi her geçen gün artıyor. Türkiye ve Suriye olarak, bu değişim rüzgarını doğru şekilde değerlendirip, bölgemizin ekonomik potansiyelini en üst düzeye çıkarabiliriz. Türkiye, Suriye’yi iğneden ipliğe yeniden inşa ve ihya edebilecek, bunun liderliğini üstlenebilecek potansiyelde ve güçte bir ülke."

Açılış konuşmalarından sonra ticari görüşmelere geçildi ve toplantı kamuoyu bilgisine kapatıldı.