Anfisa Zinyeddin

Karakter ve kişilik, bir insanın en kalıcı mirasıdır

Anfisa Zinyeddin

Kalite ve karakter meselesi çok derin bir konudur. Kalite, takım elbise, kravat ya da pahalı giysilerle, lüks arabalarla ilgili değildir. Bazen bu tür dünyevi mal ve mülklerin, gösterişli giysilerin ardında karakter yoksunu insanların saklandığını görebiliyoruz.

Aslında bir gülüşle, bir bakışla, bir tatlı sözle mutlu olabilen insan; kendini zorlayarak, yıpratarak, mal mülk peşinde koşarak samimiyetini, insanlığını hatta sağlığını kaybedebilir. Elbette gördüğümüz her şey insan içindir, doğrudur. Ama bunların hepsi insanlığa hizmet etmeli. İnsanlık ise karakter ve kişilik meselesidir.

Karakter ve kişilik, iki farklı şeydir.
Karakter; kişinin ahlaki ve etik niteliklerini ifade eder. Kişilik ise bir kişinin davranış ve eylemleriyle ortaya çıkan fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal yönlerinin toplamıdır.

Bazen tanımak istediğimiz biriyle çok yakın diyaloğumuz olmadığı için, o kişinin karakterini ve kişiliğini kendi görmek istediğimiz gibi şekillendiriyoruz. Onunla iş ya da özel bir ilişki kurmak için ona fırsat veriyoruz. “Kaliteli biridir” diyoruz. İş gücü, sosyal medyadaki görüntüsü, paylaşımları güzel. Araştırırsın, konuşursun, “Dört dörtlük bir insan” diye düşünürsün. Maalesef bazen büyük bir hayal kırıklığına uğruyoruz. Uzakta, sadece görsellerle tanıdığımız kişi; yakından bambaşka bir karakter ve kişilik sergileyebiliyor.

Her şeyin bir zamana ihtiyacı vardır. Bu zamanı aklımız ve samimiyetimizle kullanabilirsek, karşımızdaki kişinin kişiliği ve karakteri zaten kendini hemen gösterir. Ama çoğu zaman ikili karaktere ya da çok bozuk bir kişilikle karşı karşıya kalıyoruz. Bunu başta anlamak zor. Bu yüzden bir insanla tanıştığımızda, vereceğimiz kararların itici gücü sezgilerimiz ve öngörümüz olmalı ki sonradan hayal kırıklığına uğramayalım.

Karakter mi, kişilik mi? Hangisi daha önemlidir?
Bana göre kişilik daha önemlidir. Çünkü kişilik, zaten karakterden doğan bir kavramdır. Karakter kişiliği şekillendirir; kişilik de karakteri etkiler. Karakter ve kişilik her ikisi de bir kişinin içsel niteliklerinin ifadesi olsa da, araştırmalar bu ikisinin çok farklı şeyler olduğunu gösteriyor.

Peki karakter ile kişilik arasındaki fark nedir?
Kişilik, yaşam deneyimlerimizle şekillenir ve içsel niteliklerimizi, ahlakımızı ortaya çıkarır. Karakter, bir kişinin yapısının ayrılmaz bir parçasıdır. Kişilik ise karakterimizin ifade edilme biçimidir. Karakterimizi ve kişiliğimizi değerlendirirken, sevdiklerimize göre şekillendirmemiz daha doğru olur. Aksi takdirde kötü bir karakter gibi görünür, insanların size olan saygısını kaybedersiniz.

Derler ya: “Kendinizde hoşlanmadığınız hiçbir şeyi başkasına yapmayın.”
Zaten insanların içinde onları yöneten bir melek ve bir şeytan saklıdır. Tıpkı iyilik ve kötülük gibi. Hangisine daha çok fırsat verirseniz, o sizi yönetir. Bu yüzden iyi niyetimizle yaşayalım. Sonuçta hepimizi bir Allah yarattı ve yaşadığımız dünya da, yürüdüğümüz yol da aynı. Yolun sonu belli. Allah sonumuzu hayırlı etsin.

Karakterimizi ve kişiliğimizi bir hazine gibi koruyalım ve harcayalım. Bu hazine, insan gibi yaşamamız için çok önemlidir. Unutmayalım ki karakter ve kişilik, bir insanın en kalıcı mirasıdır. Mirasımıza sahip çıkalım!

 

Yazarın Diğer Yazıları