Köy kızartması, sadece patatesin, biberin ya da domatesin birleşimi değildir; o, çocukluk sabahlarının, taş fırınların, annenin sessizce pişirdiği sofraların hatırasıdır. Bu sade ama unutulmaz lezzetin sırrı; köy patatesinin nişastalı dokusunda, biberin doğranmadan kızartılmasında, domatesin doğal suyunda ve elbette zeytinyağı ya da köy tereyağında gizlidir. Her şey doğaldır, her şey yavaştır.
Köy usulü kızartma yapılırken önce patatesler, ardından bütün haldeki köy biberleri, en son da rendelenmiş domatesler tavaya girer. Üzerine sarımsaklı yoğurt ya da domates sosu eklenir. Basit gibi görünür ama içindeki sadelikte yılların emeği, doğanın ritmi ve sevgi vardır.
Şehirde yapılan her denemede “bir şey eksik” dedirten o tat, aslında geçmişin, doğallığın ve yavaş yaşamın bir özeti… Belki de bu yüzden köy kızartması, tariften çok daha fazlasıdır: Bir hatıra tabağıdır.