Hale KAYA

SANATA SIĞMAYAN AŞKLAR

Hale KAYA

Konu aşk olunca kelimelerin bile boğazı düğümlenebiliyor.
Aşkın kaç hali vardır acaba? Hele arada mesafeler ve özlem varsa... Yolların her kilometresine, hatta her metresine düşen acının karşılığı mıdır gözyaşları?
Ya da, "de" bağlacı mıdır beni senden uzağa yazan, seninle aynı hissederken?
Aşkın kaç hali vardır acaba?

İnsan bazen derin bir ah çeker ya...
İşte biz de yüreklerimizi dolduran bir aşka açıyoruz kapılarımızı: Nazım ve Piraye'nin mektuplarına.

Nazım ve Piraye evlendikten kısa bir süre sonra, Nazım’ın mahpusluk günleri başlar. Bu ayrılığın ardından, tüm saatler özlem ve hasret kokar.
Piraye, aşkından şair olur adeta; Nazım’a benzer…


---

"Ben içerdeyim işte. Yalnızım. Seni düşünüyorum. Seni nasıl iyi, nasıl harikulade düşünüyorum bilsen! Sevmek mükemmel iş delikanlım."
(2 Temmuz 1933)

"Hapishane müdürü geçen gün bana, 'Evli misiniz?' diye sordu. Ben de 'Nişanlıyım' dedim. Nişanlım benim! Yüzüğünü kalbimde taşıdığım, kalbime geçirdiğim sevgili! Sana öyle hasretim ki... Seni, seni, seni ve Memet oğlumuzu doya doya kucaklarım!"
(5 Temmuz 1933)

"Karıcığım,
Sen meğerse nasıl her şeyimmişsin benim… Seni sevmek benim içimde; toprağı, suyu, güneşi, hayatı ve fikri sevmekle birbirine karıştı.
Sen ciğerlerimdeki nefes, gözlerimdeki ışık, kalbimdeki çarpıntı ve beynimdeki düşünce gibisin.
Neyi düşünürsem seni düşünüyorum. Neyi görsem seni görüyorum."
(7 Mart 1934)

"Seni seviyorum. Seni öyle özledim, seni öyle çok seviyorum ki… Bu iki fiilden başka ne yazsam boş ve saçma ve lüzumsuz geliyor bana.
Beni kırk bir yaşımda böyle aşık ve genç bir yürekle her an yeniden yarattığın için sana minnettarım."
(3 Ocak 1943)


---

Ve daha niceleri döküldü Nazım’ın kaleminden.
17 yıla, tam 581 mektup sığdırdı.
Piraye’si ise, Nazım’ın tahta bavulunda gözü gibi baktı her birine.

Fakat Nazım, sözler verdiği, rüyalarından eksik etmediği eşi Piraye’ye aynı sadakati gösteremedi.

Bugünlük tam da burada, boğazımızın düğümlendiği yerde ara verelim mi sevgili okur?
Mektupları ve aşkı bir süreliğine yad edelim...

Yazarın Diğer Yazıları