Bu işin sonu iyiye gitmiyor…
Balon gibi şişirilmiş kadrolar…
Asgari ücretin 3 katından fazlası talep edilen rakamlar…
“Öde devlete borcunu” diye tutturan iktidar…
“İşçiyiz, haklıyız” sloganları…
“Söke söke alırız” dayatmaları…
Netice;
Belediye “nakavt”
İzmir’li “tabana kuvvet”
Başkan “çaresiz”…
Bu gemi böyle yürümez sevgili dostlar…
Grev, hak aramanın en yasal yoludur…
Buna kimsenin itirazı yok, olamaz da…
Amaaaa…
Sen istediğin rakamı alacaksın diye, ben suyu Türkiye’nin en pahalı suyu olarak kullanmak zorunda kalıyorsam…
Sen istediğin parayı alacaksın diye ben, bozuk yollarda, olmayan kaldırımlarda cambazlık yaparak yürümek zorunda kalıyorsam…
Sen istediğin parayı alacaksın diye ben Türkiye’deki diğer belediyelere imrenerek, iç çekerek, “arkadaş git te gör” diyerek bu kentin belediye hizmetlerinden ne kadar yoksun olduğumu dile getiriyorsam…
Kısacası;
Senin cebine giren para benim belediye hizmeti almamdaki en büyük engel ise…
Var biraz da sen düşün…
Bir adım ötesi…
Bu memlekette asgari ücret 22 bin lira ise…
Halkın 3’te 2’si de buna talim ediyorsa…
Var biraz da sen düşün…
Sözümün özü;
Anlaşma mutlaka olacak, grev bitecek...
Amaaa…
Bundan sonrası için her iki tarafta kendine göre “oyun kuracaktır”…
Benden söylemesi…
Hoşçakalın…