Önce insan olmalı insan. Daha sonra insanlığının yanına; sosyal statüsünü, inancını, dinini, kimliğini, cinsiyetini, medeni durumunu ve mesleğini eklemeli. İnsanlığını hak edememiş, tamamlayamamış canlılar; doktor, hukukçu, siyasetçi, öğretmen, din adamı, mühendis, esnaf olunca halimizi görüyorsunuz. Bebek öldüren doktor, adaletsizlik yapan hukukçular, milleti soyan siyasetçiler, ahlaksızlık yapan öğretmenler, dinden soğutan hocalar, evleri çürük yapan mühendisler git gide çoğalıyor.
Kuranı Kerim’in mealini hiç okumayan ve okuyup sadece işine geleni anlatanlar arasında bir fark görmüyorum ben. Bir taraf kendini kandırıp, kandırdığı yalanla diğer insanları kandırırken, işine geleni anlatan kesimle günün sonunda aynı yola çıkıyor.
Bugün sizlere Kuranı Kerim’in aslında insan olmaya davet edip, insanlık yolunda çok öğütler verdiği ayetlerin sadece %1’lik kısmını anlatacağım.
Öncelikle bize en çok hata yaptıran ve yolumuzu şaşırtan egomuza ve nefsimize asla güvenmiyoruz.
"Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" dedi. Yusuf 53
Zorlandığımız ve üstesinden gelemeyeceğimiz durumlarda ALLAH’ın yardımını dileyerek, yol göstermesini isteyeceğiz.
‘’İşte biz Yûsuf'a böyle bir plan öğrettik. Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Ancak Allah'ın dilemesi başka. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır. Yusuf 76
Sıkıntımızı, derdimizi, üzüntümüzü sadece ve sadece dualarımızda ALLAH’a anlatacağız.
"Ben tasa ve üzüntümü ancak Allah'a arz ederim. Ben, Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim" dedi. Yusuf 86
Her şey üstümüze gelse bile, çıkmaz sokakta olduğumuzu düşünsek bile ALLAH’tan ümidimizi kesmeyeceğiz.
‘’Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez." Yusuf 87
‘’Biz sana gerçeği müjdeledik. Sakın ümitsizlerden olma" dediler. Dedi ki: "Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?" Hicr 55-56
Zafer elde ettiğimizde ve hayallerimiz gerçekleştiğinde; sabırla, ümitle ve zor durumda ALLAH’a dua ettiğimizi unutmayarak hem şükredeceğiz hem de gerçek zaferin ALLAH’tan geldiğini bilerek gururlanmayacağız.
‘’Ana babasını tahtın üzerine çıkardı. Hepsi ona (Yûsuf'a) saygı ile eğildiler. Yûsuf dedi ki: "Babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra; Rabbim beni zindandan çıkararak ve sizi çölden getirerek bana çok iyilikte bulundu. Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette sen benim velimsin. Benim canımı Müslüman olarak al ve beni iyilere kat." Yusuf 100 - 101
ALLAH’tan başka kimseye boyun eğmeden, dilenmeden, yalvarmadan yaşayacağız.
‘’Gerçek dua ancak O'nadır. O'ndan başka yalvardıkları ise onların isteklerine ancak, ağzına ulaşmayacağı hâlde, ulaşsın diye avuçlarını suya uzatan kimsenin isteğine suyun cevap verdiği kadar cevap verirler. Kâfirlerin duası daima boşa çıkar.’’ Rad 14
Sabretmek, sadece namaz değil, namazı dosdoğru kılmak, verilen rızık ve kazançları paylaşmak, kötülüklerden kaçarak değil, iyilik yaparak kötülüğü kaldırmak gibi ALLAH’a verdiğimiz sözleri tutacağız.
‘’Onlar, Allah'a verdikleri sözü yerine getiren ve sözleşmeyi bozmayanlardır. Onlar, Allah'ın riâyet edilmesini emrettiği haklara riâyet eden, Rablerine saygı besleyen ve kötü hesaptan korkanlardır. Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.’’
Rad 20,21,22
Dünya’da hep iyilik, güzellik ve kolaylık beklemeden, zorlandığımız zamanlarda bile ALLAH’a tevekkül etmekten vazgeçmeyeceğiz.
"Allah, bize yollarımızı dosdoğru göstermişken, biz ne diye O'na tevekkül etmeyelim? Bize yaptığınız eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler, yalnız Allah'a tevekkül etsinler." İbrahim 12-13
Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir. Nahl 42
Hayatımızda birçok güzellik var iken, birkaç kötü şey için nankörlük etmeyeceğiz. Hayatımızdaki güzelliklerin kıymetini bileceğiz.
‘’O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür.’’ İbrahim 34
‘’Hâlbuki Allah'ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız.’’ Nahl 18
Ya ALLAH’a kulluk ederek hür yaşayacağız, ya da puta tapanlar gibi paraya, güce, makama taparak esir olarak yaşayacağız. O yüzden ALLAH’tan başka kimlere ümit edersek onun put olduğunu bilerek yaşayacağız.
‘’Allah, şöyle dedi: "İki ilâh edinmeyin. O, ancak tek ilâhtır. O hâlde, yalnız benden korkun."
Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O'nundur. İtaat de daima O'na olmalıdır. Öyle iken siz Allah'tan başkasından mı korkuyorsunuz?
Size ulaşan her nimet Allah'tandır. Sonra size bir sıkıntı ve zarar dokunduğu zaman yalnız O'na yalvarır yakarırsınız.
Sonra sizden o sıkıntıyı giderince, bir de bakarsınız, içinizden bir kısmı Rablerine ortak koşar.
Kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük etmek için böyle yaparlar. Bir süre daha faydalanın bakalım! Yakında bileceksiniz!
Bir de kendilerine rızık olarak verdiklerimizden (mahiyetini) bilmedikleri şeylere (putlara) pay ayırıyorlar. Allah'a andolsun ki, uydurmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz. Nahl 51-56
ALLAH’ın emrettiği şeylerin sadece namaz, oruç, Hacc olduğunu sanıp diğer emrettiklerini görmezden gelmeyeceğiz. Peki nedir bu emirler?
‘’Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.’’ Nahl 90
‘’Antlaşma yaptığınız zaman, Allah'a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah'ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı bilir.’’ Nahl 91
‘’Yeminlerinizi aranızda hile ve fesat sebebi yapmayın.’’ Nahl 94
‘’Yalanı, ancak Allah'ın âyetlerine inanmayanlar uydurur.’’ Nahl 105
‘’Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara "öf!" bile deme; onları azarlama, onlara tatlı ve güzel söz söyle.’’ İsra 23
‘’Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.’’ İsra 26
‘’Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.’’ İsra 32
Doğruluk ve dürüstlükten ayrılmadan, iftira ve kötü zan yapmadan mütevazi yaşayacağız.
‘’Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir.
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.’’ İsra 35-36-37