Tam 22 yıl önceydi ‘bavul’unu toplayıp gittiğinde. 21 yaşında diplomalarını, onur belgelerini, elbiselerini, okuyacağı birkaç kitabı, hayal kırıklıklarını ve umutlarını yerleştirdiği bavulla bilmediği bir kıtaya çekip gitti. Geride bıraktığı sevdikleriyle ayrılırken akıttığı göz yaşları kaldı.
Gaye Erkan İstanbul Erkek Lisesi’ni 1997’de dereceyle bitirip, üniversite sınavında Türkiye 26’ncısı ve İstanbul 5’incisi olmuştu. Vakıf üniversitelerinin burs teklifini reddetmişti. Çocukluk hayali olan Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirip Endüstri mühendisi olacaktı. Birinci sınıfta Almanya’da ekonomi de okudu. Boğaziçi bitirme tezi, NATO Helikopter Projesi’ydi. Brüksel ve Almanya’da bilim insanları şaşkınlıkla inceledi. İncirlik Üssü’nden kriz anında helikopterlerin hangi üsse nasıl ineceğini detayına kadar programlamıştı. Gaye’nin projesi, hayata geçti.
TÜPRAŞ Rafinerisi’nin en verimli kullanımı için bir bilgisayar ağ projesi de tasarladı Gaye. Projesinden 4 yıl sonra TÜPRAŞ’ın satılacağından haberi yoktu tabii. Vatansever yüreği milli geliri artırma derdine düşmüştü. Güçlü projeleri, yüksek notlarıyla Boğaziçi’ni son 10 yıl mezunları içinde en yüksek notla, birinci olarak bitirdi.
Ama gel gelelim ki Gaye bu kadar başarısına rağmen staj yapacak yer bulamıyordu. Kapılar sürekli yüzüne kapanıyordu. Babası Mühendis Erol Erkan’ın Türkiye’de neredeyse tanımadığı insan yoktu. Derdi kızının iyi bir yerde staj yapmasıydı. Fakat, “Kızım, Boğaziçi’nden onur derecesiyle mezun olup bedava staj yapacak şirket bulamıyor, kapılar yüzüne kapandı. Torpil, Türkiye’nin utancıdır. Yazın kardeşim. Babası da olsam, kızımın başarısını ezerek asla torpille staj yeri bulmayacağım” diye konuşuyordu.
Eğitim yaşamındaki başarıların ardından Amerika’daki Stanford, California, Princeton gibi 9 üniversiteye hiç başvurmadan doktora bursu kazandı. Princeton, 25 bin dolar (575 bin TL) öğrenim ücreti, ayda 2500 dolar harçlık (57 bin 500 TL) ve 3500 dolar (80 bin 500 TL) araştırma bütçesi, barınma, araştırma giderini karşıladı. Yıllık bursu bugünkü kurla 713 bin TL’ydi. Böylece her yıl sadece 2 kişiye verilen ‘Onursal Doktora’ bursu karşılığında üniversiteye girdi. Doktora tercihini finans mühendisliğinden yana kullanan Erkan, 2 yıl süren ve 12 dersten oluşan doktora programını 1 yılda bitirdi. 246 yıllık geçmişi olan okulda tarihe geçti. Ardından aralarında Goldman Sachs gibi birçok finans devinden iş teklifi geldi.
Hayal kırıklığına uğramıştı Gaye. “Türkiye’de hayal kırıklığına uğradım. Devlet bizi yetiştirip, sahip çıkmadı. Bedava staj başvurumu şirketler reddetti. Ne bir Türk şirketi, ne bir yatırım kuruluşu sahip çıktı. İngiltere’deki yarışma için 300 dolarlık uçak bileti parası bulamadım. Günlerce evde bavulum hazır, ağlayarak bekledim. Türkiye’de doktora yapmak istiyorum ama hep birilerinin yakınlarına öncelik sağlanıyor. Ülkeme hizmet etmek ve insan kayırmacılığına son vermek için bir gün mutlaka geri döneceğim” diyerek elinde bavulu, beyninde projeleriyle ABD’ye gitti. 25’inde profesör, Harvard, Stanford derken, küresel şirketlerde CEO oldu. Gaye bugün Türkiye Merkez Bankası’nın en genç ve ilk kadın başkanı oldu. Fakat Türkiye’de o günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Gençler hala kendini ispatlayabilmek ve fırsat yakalayabilmek için yurt dışına gitmek istiyor. Ne kayırmacılık bitti, ne de torpil.
HABER MERKEZİ
Yorumlar kapalı.