Yeni İzmir Gazetesi’nden Şaha Çimen’in haberine göre, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kültürsay, aşırı sıcaklıların olası yan etkilerinden, müdahale şekillerinden bahsederek çeşitli tavsiyelerde bulundu.
Sıcak havanın öncelikle kalp ve damar sistemi üzerindeki etkilerinden bahseden Dr. Hakan Kültürsay, “Sıcaklıklar bu hafta ciddi bir şekilde artıyor. Hafta sonunda da artacak görünüyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hiç alışmadığımız derecede yüksek hava sıcaklıklarıyla karşı karşıyayız” dedi. Prof. Dr. Hakan Kültürsay, şöyle konuştu: Bir defa sıcak hava karşısında vücudun buna bir cevabı oluyor. Vücut ısınıyor. Vücut ısısını düşürmek için öncelikle geliştirdiği mekanizma terleme. Terleme yoluyla vücut ısısını düşürmeye çalışıyor. Ama bu fizyolojik sınırlar içerisinde kaldığı sürece iyi ama aşırı olduğu sürece sıvı kaybına ve dolayısıyla sıvı içerinde pek çok elektrolit var. Bu da elektrolitlerin kaybına yol açıyor. Bu da vücutta bir dengesizlik yaratıyor. Bu dengesizlik bütün organlarımızı etkiliyor. Sadece dolaşım sistemi ya da kalbi değil. Bütün organlarımızı etkiliyor. Örneğin böbreklerimizi etkiliyor. Böbrek fonksiyonlarını bozuyor. Zaten böbrek sorunu olan bir kişide bunun sonucu daha da kötü oluyor. Onun dışında kalp ve dolaşım sistemi üzerinden bunu konuşacak olursak; en basitinden sıcak hava kalp hızımızı arttırıyor. Kalp hızının artması da kalbin yükünü arttırmış oluyor. Daha fazla çalışma daha fazla enerji tüketmek durumunda kalıyor. Bir yandan sıcak hava, damar sistemimizde de damar genişlemesine yol açıyor. Damar genişlemesine bağlı kan basıncı, tansiyonu olan bireylerin kullanmakta oldukları ilaçların dozunu azaltıyor. Bu durumlarda mutlaka bu tür hastaların tansiyon durumları iyi takip edilmeli. Bu sıcaklıklar tansiyonu olan bireylerden sonra en çok kalp yetmezliği olan bireyleri etkiliyor. Bu hastalarda normalde tuzu kısıtlıyoruz. Bir yandan da aşırı terleme yoluyla tuz kaybı olursa bu da aşırı derece de tansiyon düşmesine yol açar. Bunu dengeleyebilmek için kalp daha hızlı çalışmak durumunda kalabilir. Bu da hastada mevcut olan kalp yetmezliğini daha da ağırlaştırabilir” ifadelerini kullandı.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kültürsay
“HAFİF YİYECEKLER ÖNERİYORUZ”
Sıcak havanın sağlıklı bireylerde de birtakım sorunları beraberinde getirdiğini belirten Kültürsay, “Sağlıklı bireylerde kalp hızında bir artış olabilir. Sıvı kaybına bağlı halsizlik olabilir. Örneğin hastalığı olmayan genç ve orta yaşlı insanlar çok fazla etkilenmeyebilir. Ancak sağlıklı bile olsa yaşlı kişiler daha çok etkileniyor. Özellikle yetersiz sıvı söz konusu olursa ki bu sıcaklarda bizim günde iki üç litre gibi su içmemiz gerekir. Bir defa en sıcak saatlerde dışarı çıkmamak lazım. Saat 11.00’den 17.00’ye kadar mümkün olduğunca serin bir ortamda kalmak lazım. Biz gerek normal kişilere gerekse de kalp hastalarına düzenli yürüyüş yapmalarını öneriyoruz. Ama bu saatlerde asla yapmamak lazım. Bol sıvı tüketilmelidir. İki buçuk üç litre gibi su tüketilmeli günde. Aşırı çay, kahve gibi içeceklerden mümkün olduğunca kaçınmak gerekiyor. Çünkü bunlar kalp hızını arttıran içecekler. Hafif yiyecekler öneriyoruz. Vejetaryen tipte beslenmekte yarar var. Tansiyonu çok iyi izlemek gerekiyor. Bu sadece tansiyon ve kalp hastaları için değil, aynı zamanda sağlıklı kişiler için de tansiyonu izlemekte yarar var” dedi.
“BOL SIVI ALINMALI”
Dışarı çıkması gereken insanlar için de birtakım önerilerde bulunan Kültürsay, “Mümkün olduğunca gölgede kalmaya çalışmalılar. Giysilerini ona göre ayarlamak durumundasınız. Mümkün olduğu kadar açık renkte ve bol giysiler tercih edilmelidir. Terletmeyecek tipte giyecek giymelisiniz. Tansiyonunun mümkünse baktırıp eğer yüksekse ona göre özellikle bol sıvı alınmalıdır. Sıvı açığı olmamalı bu durumda. Özellikle şişman ya da aşırı kiloya sahip insanların daha çok sakınması gerekiyor. Bir halsizlik, bağ ağrısı, bulantı, kusma gibi bir durum oluşursa o zaman mutlaka gölge bir ortamda tansiyon kontrol edilmelidir. Sıcak çarpması diyoruz buna. Kişiye sıvı verilmesi gerekir. Hatta çok gerekiyorsa ve kuşkulu bir durum varsa örneğin oryantasyon (uyum) bozukluğu, konuşma bozukluğu gibi sorunlar kendisini gösterirse -ki bu yaşlılar için daha çok olası bir durum- o zaman bir sağlık kuruluşuna başvurmakta yarar var. Gerekirse hastane ortamında da müdahale düşünülebilir” şeklinde konuştu.
Haber Merkezi
Yorumlar kapalı.