Gülşah Elikbank

Yerli Fantastik

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Lanetli bir kasabada geçen ve Anadolu efsaneleri ile Türk mitolojisinden esinlenerek

yazdığım Günebakan Üçlemesi romanlarımın içinde gibiyim burada. Kendi coğrafyamız,

tarihimiz, kadim geleneklerimiz masalsı ögelere öyle uygun ki. Sizinle o romanları epey iyi

özetlediğini düşündüğüm bir yazıdan bir bölüm paylaşıyorum.

Özellikle batılı yazarların fantastik kurgu deyince sıklıkla başvurduğu vampirler, kurt

adamlar ya da düşmüş meleklerin aksine Elikbank’ın satırlarında Anadolu topraklarında

yüzyıllardır anlatılan, masallar ve hikâyelere özgü betimlemeleri görmek mümkün. Belki de

bu yüzden kendinizi kahramanlara ve onların yaşadığı dünyaya daha yakın hissediyorsunuz.

Yazar Elikbank’ın, hayal gücüyle yarattığı kahramanlara özellikle mitolojiden beslenen

isimler seçmesi de kitabı ilginç hale getiren öğelerin başında geliyor. Hele bu isimlere bir de

farklı yetenek ve özellikler eklenince şaşıp kalıyorsunuz. Elikbank, korku ve gerilim öğelerini

öyle güzel ve kıvamında serpiştirmiş ki, bir anda kendinizi o mezarlıkta, hapsolmuş ölü

ruhların arasında gezinirken ve soğuk terler atarken bulabilirsiniz.

Türk yazarlardan fantastik hikayeler okumayı seviyor musunuz ya da hiç okudunuz

mu? Yüzüklerin Efendisi serisi 2025 için Gollum’un yeni bir hikayesiyle yeniden beyaz

perdeye hazırlanıyor. Bizde Gollum’dan çok daha enteresan karakterler var oysa. Yine de

sinemaya uyarlanma konusunda bizim eserlerimiz sorun yaşıyor. Hem maddi olarak hem de

yapımcılar yerli hikayelere yeterince güvenip inanmıyorlar. Bizim Uluslararası Mitoloji Film

Festivalini hayata geçirmemizin bir nedeni de buydu.

İş dünyasını da sanat camiası kadar yakından takip ediyorum. Kariyerinde önemli başarılara

imza atan üst düzey yönetici Ömer Barbaros Yiş’in, gençlere ve iş yaşamında başarının sırrını

arayanlara deneyimlerini aktardığı kitabı İlk İşimiz İnsan Olmak Destek Yayınları etiketiyle

okuruyla buluştu. Ben de çıkar çıkmaz aldım. Çünkü gençlerle yaptığım lise ve üniversite

buluşmalarında onlara sektörden isimlerden bahsetmeyi seviyorum. Her ne kadar ben

erkenden beyaz yakalı olma maceramı sonlandırdıysam da hayatın dinamikleri açısından

oradan tam olarak kopmuş da değilim. Yazar Yiş, eğitim, farklılıklar, disiplin, kurum

değerlerine hâkim olmak gibi niteliklerin yanı sıra “Önce insan olmak,” diyor ve ekliyor,

“Sadece eğitim alarak ya da çok çalışarak yönetici olamazsınız. En önemli kriter

karakterinizdir.” Ömer Barbaros Yiş’in kendi deneyimlerinden yola çıkarak hazırladığı rehber

niteliğindeki bu kitabın geliri, Şehit ve Gaziler Derneği ile kız çocuklarının eğitimi

için bağışlanacak. Bu da kitabı almak için bir başka iyi neden.

Çalıştığınız yerde gülümsemek, espri yapmak, hiyerarşiden biraz uzaklaşmak sizi ciddiyetsiz

yapmaz. Aksine insan olduğunuzu gösterir.  Ne yazık ki bazen bunu unutuyoruz. Takdir

etmeyi, eline sağlık demeyi hatta hatır sormayı bile ihmal ediyoruz. Anlayışlı olmayı zayıflık

olarak görüyoruz. Sırf işimize yaradıkları için toksik insanları kendimize yakın tutup

güzelliklerin zehirlenmesine izin veriyoruz. Koltuğumuzu, unvanımızı o kadar çok seviyoruz

ki adaletsizlikleri görmezden gelebiliyoruz. Başarmak için kalp kırmaktan, hak yemekten geri

durmuyoruz.

Halbuki iş hayatında huzurun anahtarı vicdanlı olabilmekte. İşte bu yüzden ilk işimiz insan

olmak, diyor bu kitap bize. Engin Geçtan hocanın İnsan Olmak kitabını anımsattı bana. Yazı

atölyelerimde okunmasını şart koştuğum ilk kitap odur çünkü. İnsanı anlamadan edebiyatçı

olunmaz.

Yerli Fantastik

Yorumlar kapalı.