Hukukçulardan Kobani eleştirisi: Yargı aparat olarak kullanıldı

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Kobani davasında, özellikle Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP'li siyasetçilere çeşitli uzunluklarda cezalar verildi; bu cezalar 10 ile 42 yıl arasında değişiyor. Bazı hukukçular, verilen hükmün siyasi olduğunu dile getirerek yargının iktidar mücadelesinde bir araç olarak kullanıldığını vurguladı.

kobani-davasinda-karar-yarin-slf7
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ile MYK üyelerinin yer aldığı 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasından karar çıktı. Selahattin Demirtaş’a 42 yıl, Figen Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’e 10 yıl hapis cezası verilirdi. Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata’ın tutukluluk süreleri göz önüne alınarak tahliye edildi. Hukukçulardan ise verilen ağır cezalara ilişkin davadan çıkan kararların ‘siyasi’ olduğunu yönünde değerlendirmeler geldi.

“YEREL MAHKEME, AİHM KARARINA UYMAK ZORUNDA”

AİHM’in verdiği ihlal kararının tanınmamış olduğunu ifade eden Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Nahit Eren, verilen kararın hukuk açısında sorunlu bir karar olduğunu belirtti.

Kararın ülke siyaseti ve demokrasi açısından büyük sıkıntılar yaratacağını söyleyen Eren şunları kaydetti:

“Hem suç tanımı hem suça ilişkin yapılan yorum hem de verilen ceza miktarları, hukuk sistemimizde daha önce denk gelmeyeceğimiz bir durum. AİHM’in ihlal verdiği bir dava dosyasında, verilen karar tanınmamış oldu. Türk ceza mahkemesi, en ağır suç tanımını yaptı. Bu AİHM kararıyla çelişen bir karar. Bu da bize yargının hala tarafsız ve bağımsız hareket etmediğini, siyasi saiklerle hareket ettiğini ve Türkiye’de yargının hala siyaset eliyle dizayn edildiğini gösteriyor”

“YARGITAY, BU DEĞERLENDİRMELERİ HUKUKİ BULMAYACAK”

Henüz ortada kesinleşmiş bir yargı kararının olmadığını kaydeden Eren, kararın istinaftan döneceğini ifade etti. Eren, yerel mahkemenin AİHM kararına uymak zorunda olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Yerel mahkemenin gerek suç tanımı itibariyle yaptığı değerlendirme gerekse AİHM’in kararlarını gözetmemesi hukuk sistemi açısından bu kararı tek başına bozmayı gerektirir. Türkiye, AİHM’in kararlarına uymak zorunda. AİHM, Bu siyasi partinin daha önce attığı tweetlerin suç unsuru barındırmadığını tespit etmiş. Bu anlamda bu kararların istinaftan döneceğini, istinaf olmasa bile Yargıtay’ın bu değerlendirmeleri hukuki çerçevede doğru bulmayacağı kanaatindeyim. Hükmün bozulacağına olan inancımı dile getirebilirim”

“SİYASİ BİR DAVA GÖRÜNTÜSÜ VAR”

Anayasa hukuçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ise Kobani davasında verilen kararların siyasi olduğunu belirtti. Boyunsuz, “Siyasi bir dava görüntüsü var. Demirtaş’la ilgili verilmiş AİHM kararları var. Bu kararların uygulanmaması, hak ve özgürlüklere uygun adil bir yargılama olup olmaması konusunda ciddi soru işaretlerini barındıran bir dava olduğunu söyleyebilirim” dedi.

“İKTİDAR MÜCADELESİ İÇİN YARGI ARAÇSALLAŞTIRILDI”

İktidar mücadelesi için yargının araçsallaştırıldığını söyleyen Ceza hukukçusu Prof. Dr. Hasan Sınar, Yasin Börü davasıyla simgeleşen, ölümlerle sonuçlanan bir davada beraat kararının verilmesinin uygulanan cezalar ile nedensellik ilişkisinin nasıl olacağı konusunda gerekçeli kararın önemli olduğunu vurguladı.

“Kobani davası esasen Yasin Börü davası olarak simgeleşti” diyen Sınar, “Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere bütün HDP yöneticileri hakkında beraat kararı verildi. Bu insanlar ölümlerden sorumlu değilse kararlar neye istinaden verildi? Maalesef ki Türkiye’de somut delillere dayanmadan çok sayıda dosya için fahiş cezalar veriliyor” ifadelerini kullandı.

Kobani davasında yargı bağımsızlığı sorunun tezahür ettiğini kaydeden Sınar, “Türkiye’de siyasi davalara salt gözüyle bakamıyoruz. Bu davanın da ciddi bir siyasal yönü olduğu ve ülkemizdeki yargı bağımsızlığı sorununu da bu davada tezahür ettiği aşikar. İşin acı yanı aynı zamanda iktidar için mücadelenin aracı olarak yargının burada araçsallaşması, bir apart olarak kullanılması” dedi.

“GEREKÇELİ KARARDA NEDENSELLİK İLİŞKİSİNİ NASIL KORUYACAKLAR?”

Gerekçeli karara dikkat çeken Sınar, “Neredeyse ceza kanununda terörle mücadele kanununda bulunan bütün suçları saymışlar. Gerekçeli kararı merak ediyorum. Gerekçeli kararda aradaki nedensellik ilişkisini nasıl koyacaklar?” Diye konuştu.

HABER MERKEZİ

Hukukçulardan Kobani eleştirisi: Yargı aparat olarak kullanıldı

Yorumlar kapalı.