15 Nisan’da sona eren av yasağının ardından denizlerde yeniden hareketlilik başladı. Güzelbahçe Balıkçı Limanı’ndan demir alan tekneler, "Vira Bismillah" diyerek sezonun ilk seferlerine çıktı. Çizme ve tulumlarını giyen balıkçılar, 7 ay boyunca ağlarını denize bırakarak ekmeklerini denizden çıkaracak.
TAYFA SIKINTISI BÜYÜYOR
Sektör temsilcileri, balık bolluğunun umut verdiğini ancak en büyük sıkıntının tayfa bulmak olduğunu belirtiyor. Yeni neslin mesleğe ilgi göstermediğini dile getiren balıkçılar, bu nedenle teknelerin personel sıkıntısı çektiğini kaydediyor.
AYLIK KAZANÇ 70 BİN TL’YE ULAŞIYOR
Balıkçılar, kazançların bölgeye ve avlanan balık miktarına göre değiştiğini ifade ediyor. Ortalama bir tayfanın aylık 70 bin TL kazandığını, balık bolluğuna göre bu gelirin daha da yükselebileceğini vurguluyorlar.
"GENÇLER BU İŞE MERAK DUYMUYOR"
Balıkçılıkta yarım asrı devirdiğini belirten tekne reisi İsmail Özdemir, mesleğin zorluklarına değinerek şunları söyledi:
"Zor, çok zor bir meslek. Madencilik gibi bir şey. Gece gündüz çalışıyorsun; Ege’de yine o kadar zor olmasa da Karadeniz’de, Marmara’da gece gündüz mesai var. Böyle zor bir sezon yaşıyoruz ama mesleğimizi severek yapıyoruz. Şimdiki gençlerde ise bu işe pek düşkünlük yok. Hep baba parasına, hazırdan gelmeye alışmışlar."
KAZANÇLAR BÖLGEYE GÖRE DEĞİŞİYOR
Kazanılan rakamların tekneden tekneye ve bölgeden bölgeye değiştiğini belirten Özdemir, "Mesela Karadeniz teknelerinde maaşlar daha yüksek çünkü gece gündüz çalışılıyor, işler daha yoğun. Ege'de gece çalışması var ama gündüz gemide eksik varsa onları tamamlıyorsun; onun dışında bir şey olmuyor. Bu yüzden Karadeniz'le Ege arasında 15 bin ile 20 bin TL arasında fark oluşuyor. Ortalama maaşlar 70-80 bin TL civarında. Karadeniz'de gece gündüz çalışma var. Bazen bir hafta, on gün boyunca ayağın karaya değmiyor, liman görmüyorsun. Burada ise akşam çıkıp sabah dönüyorsun; bu rahatlık var. Maaş farkı bu yüzden ortaya çıkıyor" diye ekledi.
GÖREVE GÖRE KAZANÇ ARTIYOR
Gençlerin bu mesleği zor olduğu için tercih etmediğini vurgulayan Özdemir sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Sezon 15 Nisan’da paydos ediyor. Bu meslekten anlayanlar yazın kimisi tekne boyası yapıyor, kimisi ağ işleriyle uğraşıyor; yani yeni sezona hazırlık yapılıyor. Sezon bu şekilde ilerliyor. İstisna personeller var; örneğin gemici ya da ırgatçı olarak çalışan tek kişi varsa, o kişi mecburen diğerlerinden daha fazla maaş alıyor. Botçu da aynı şekilde, başka yapacak kimse yoksa ona yüksek maaş vermek zorunda kalıyorsun. Kurşunları yığan kişiye ‘hamlacı’ deriz, o da farklı bir pozisyon. Bu tarz görevlerde maaşlar daha yüksek olur. Diğer pozisyonlardaysa maaşlar genelde standart gider."
"BU İŞTE AİLE SICAKLIĞI YAŞANIYOR"
Balıkçı teksinde yedek botçu olarak çalışan Onurcan Işık ise "2 senedir bu mesleğin içerisindeyim. Bu işe ağabeylerim sayesinde başladım, iyi ki de gelmişim; onlar vesile oldular. İlk başladığımda mapacı olarak işe girdim. Sonrasında mantar toru ve mantar istifi ile devam ettim. Şimdi yedek botçu görevini yapıyorum. Bu işler güzel ve zevkli. Zaten daha öncesinde de balıkçılığı seven, olta ile balık tutan birisiydim. Genç arkadaşlara da tavsiye ediyorum; gelsinler, balıkçılıkla ve denizle tanışsınlar. Tabii ki 7,5 ay gurbette yaşıyoruz. Ama maaşlar olsun, ortam olsun tam bir aile sıcaklığı yaşanıyor. Bu da işi güzel kılıyor" sözlerini kullandı.
BABA MESLEĞİ
Yaklaşık 45 yıldır balıkçılık yaptığını ve şuan teknede hamlacı olduğunu ifade eden Fatih Memiş de "Balıkçılık için Ordu’dan İzmir'e geldim. Mesleğimiz balıkçılık olduğu ve ailemizi de bu işle geçindirdiğimiz için her sezon gurbete çıkıyoruz. Yeni gençler bu işlere yönelmiyor çünkü deniz işini pek sevmiyorlar. Biz, dededen, babadan kalma bir meslek olduğu için bu işi icra ettik ve devam ediyoruz. Ancak yeni gençler buna heves etmiyor. Zorluklarından ve deniz hayatının çetinliğinden dolayı bu işe ilgi duymuyorlar. Ağ bakımı gibi işlerde yetişen yok. Mesela şimdi ağ bakımı olacak ama yeni nesil ağ yapmayı bilmiyor. Öğrenmek de istemiyorlar. Yeni nesil artık telefonla, internetle uğraşıyor; bu tür işlerle ilgilenmiyor. Biz bu işi meslek edindik ve artık bu mesleği icra eden son nesiliz. Deniz işini sevmezsen para da kazanamazsın. Ücretler yüksek olmasına rağmen gençler öğrenmiyor. Bu iş zor ama yine de tavsiye ederim, yapsınlar" sözlerini kaydetti.
EMEKTAR KİŞİLER ÇALIŞIYOR
Tekne reisi olan Tamer Bozoğlu ise meslekte usta adam bulunmadığını belirterek, "Gençler de pek gelmiyor. Çünkü gençler okuyor ve başka mesleklere yöneliyorlar. Bu iş biraz yorucu olduğundan eleman bulmak zorlaşıyor. Bakın, hep yaşlı insanlar çalışıyor; gençler sektöre girmiyor. Eleman bulmak gerçekten zorlaştı, her şey değişiyor. Bizim sabit bir saatimiz ya da düzenli bir zamanımız yok. Balık neredeyse biz oradayız. Balığı tuttuktan sonra limanlara iniyoruz, ardından tekrar denize açılıyoruz. Bu döngü 15 Nisan’a kadar böyle devam ediyor" diye söyledi.