İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZENERJİ, İZELMAN, İZTEK, Egeşehir ve İZFAŞ’ta havuza alınan işçilerle ilgili DİSK/Genel-İş’in sürdürdüğü eylemler devam ederken, AK Parti cephesinden dikkat çeken bir çıkış geldi. AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, havuza alınma sürecinin siyasi sadakat ölçüsüne göre işletildiğini ileri sürdü.
Kaya: “Havuz sistemi parti içi hesaplaşmanın aracı oldu”
AK Partili Kaya, havuz sisteminin partideki iç dengeleri gözetmek için kullanıldığını öne sürerek şu ifadeleri kullandı: “Havuz sisteminin parti içi hesap görme mekanizması olarak kullanıldığını görüyoruz. Siyasi olarak biat eden işçiler havuzdan çıkarılıyor. Daha vahim olan iddia ise, havuz sisteminin işleyiş biçimi! Tugay havuza atıyor, siyasi olarak biat eden işçi sonra havuzdan çıkarılıyor. Kimileri sudan çıkmak için sıra beklerken, belirli kişilere can simidi uzatılıyor.”
Kaya’nın açıklamaları, İzmir’de günlerdir devam eden işçi eylemleriyle birleşince tartışmaları daha da büyüttü.
“Popülist politikalar İzmir’i finansal krize sürüklüyor”
Kaya, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın “Şartlar uygun olmadığı halde personel almak zorunda kalıyoruz” sözlerini hatırlatarak bu ifadelerin önemli bir itiraf niteliği taşıdığını belirtti.
Kaya açıklamasında şu değerlendirmede bulundu: “Tugay bu sözlerle selefi Tunç Soyer ile aynı popülist yaklaşımda olduğunu ortaya koydu. İhtiyaç olmadığı hâlde binlerce yeni işçi alındığını itiraf etti. İzmir'in sorunlarının çözümü için gönderilen kaynaklar, parti içi hesaplaşmalar ve kongre dengeleri uğruna yapılan kontrolsüz personel alımlarıyla çarçur ediliyor.”
“Belediyeler ideolojik kavganın aparatı hâline getiriliyor”
Kaya, İzBB yönetimini “kent sorunlarını ideolojik körlükle görmezden gelmek” ile eleştirdi ve şu ifadeleri kullandı: “Popülist yönetim anlayışı İzmir’i finansal krize sürüklüyor, İzmirli hemşehrilerimiz en temel hizmetleri alamıyor. Belediye, ideolojik kibirle parti içi kavgaların aparatı hâline getiriliyor."
AK Partili Kaya'nın paylaşımı şu şekilde:
"Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, "Şartlar uygun olmadığı halde PERSONEL ALMAK, istemediğimiz harcamaları yapmak zorunda kalıyoruz" demişti. Bu sözlerle birlikte, selefi Tunç Soyer ile aynı popülist yaklaşımla, "İHTİYAÇ OLMADIĞI HALDE BİNLERCE YENİ İŞÇİ ALDIĞINI" itiraf etmişti. İzmir'in sorunlarının çözümü için gönderilen milyarlarca liralık kaynak, parti içi hesaplaşmaların, kongre dengelerinin ve gruplaşmaların baskısıyla yapılan kontrolsüz personel alımları ve harcamalarla çarçur ediliyor. Popülist yönetim anlayışıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi finansal krize sürükleniyor, İzmirli hemşehrilerimiz de en temel belediye hizmetlerini alamıyor. Kentin sorunlarını ideolojik körlükle görmezden gelip, ideolojik kibirle belediyeleri aralarındaki kavgalarının aparatı olarak rahatlıkla kullanıyorlar. Tugay, şimdi de Soyer'in mucidi olduğu bir mekanizmayı geliştirerek kullanmaya başladı. Tamamen "parti içi siyasi hesap görme mekanizması" olarak kullanılan "Havuz Sisteminin" benzeri, Soyer tarafından Kocaoğlu döneminde işe alınan belediye kadrolarına yönelik uygulanmıştı. Sürekli söylem ve eylem çelişkisindeki Tugay, popülistçe bir yandan işçi alımında adeta Soyer dönemi ile yarışıyor, bir yandan ise partisinde kavgalı olduğu siyasi isimlerin referans olduğu kişileri "havuza" gönderiyor. İşe yeni alınan binlerce kişiden havuza düşen yok. Çalışma huzuru, iş barışı ve verimlilik sıfıra inmiş vaziyette. Şu an İzmir Büyükşehir'de çalışan işçiler belediyeden gelen herhangi bir mesaj ya da aramayı "havuz" korkusu ile açıyor. Daha vahim olan iddia ise, Havuz Sisteminin işleyiş biçimi! Tugay havuza atıyor, siyasi olarak biat eden işçi sonra havuzdan çıkarılıyor. Kimileri sudan çıkmak için sıra beklerken, belirli kişilere can simidi uzatılıyor. Havuzdan kimin kurtarılacağı, bağlantılarıyla ve hangi kapıya yaslandığıyla belirleniyor. Maaş yok. Sigorta yok. İşten çıkamıyorsun. Yeni işe giremiyorsun. Bu yöntem bir personel politikası değil, insan onurunu zedeleyen bir cezalandırma modelidir. Bunun adı basitçe "ekonomik rehin alma yöntemi ile siyasi biat" sağlanmasıdır. İşte İzmirliler olarak yüzleşmemiz gereken yer de tam burası... Tugay, Soyer, Kocaoğlu... İsimler farklı ama yöntemler ve eylemler aynı. Parti içi mücadeleyi kimi zaman Tugay, kimi zaman Soyer, Kocaoğlu, Özel, Kılıçdaroğlu kazanıyor. Ama kaybeden hep İzmir oluyor…"




