Medya ve sosyal medyanın yarattığı baskı, yeme bozukluklarını tetikleyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, toplumda farklı beden tiplerinin normalleştirilmesinin, sağlıklı beden algısının kazanılması açısından kritik olduğunu vurguluyor.
ANOREKSİYA NERVOZA CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇIYOR
Birçok farklı yeme bozukluğu olduğunu belirten uzmanlar, en sık görülenlerden birinin anoreksiya nervoza olduğunu söylüyor. Anoreksiya nervozanın psikolojik, biyolojik ve genetik faktörlerin bir araya gelmesiyle geliştiğini aktaran Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, şunları ifade etti:
“Erken dönem bağlanma sorunları, ebeveyn tutumları, düşük öz saygı ve olumsuz yaşam olayları yeme patolojisine zemin hazırlar.”
Genç kadınlarda daha sık görülse de her yaş ve cinsiyette anoreksiya nervoza ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Hüseyin, kalp ritmi bozukluklarından kemik erimesine kadar ciddi fiziksel ve psikolojik sonuçlara yol açabildiğini söyledi. Ayrıca yanlış beden algısının, kilo alma korkusunu besleyerek sağlıksız yeme davranışlarını tetiklediğini belirtti ve toplumda farklı beden tiplerinin normalleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
YEME BOZUKLUKLARININ ÇEŞİTLERİ
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, anoreksiya nervoza dışında da birçok yeme bozukluğu bulunduğunu söyledi:
“En sık görülenler anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğudur. Bunların dışında pika, kaçıngan/kısıtlayıcı gıda alımı bozukluğu ve gece yeme sendromu da diğer yeme bozuklukları arasında sayılabilir.”
Dr. Hüseyin, yeme bozukluklarını şöyle açıkladı:
• “Bulimiya nervoza, tıkınırcasına yeme nöbetleri ile karakterizedir. Kişi kontrol kaybı yaşar, hızla yedikten sonra kusma, aşırı egzersiz veya müshil kullanımı gibi telafi davranışları gösterebilir.”
• “Bigoreksiya (kas dismorfisi), kişinin kas kütlesini artırma ve yağ oranını azaltma takıntısıdır; çoğunlukla sporcularda görülür.”
• “Drankoreksiya, kalori kısıtlaması yerine aşırı alkol tüketimiyle enerji ihtiyacını karşılama biçimidir.”
• “Diabulimiya, diyabet hastalarının insülin kullanımını kilo kontrolü amacıyla bilinçli olarak kısıtlamasıdır.”
• “Ortoreksiya nervoza, sağlıklı beslenme takıntısı ile başlar; yalnızca ‘temiz’ veya ‘sağlıklı’ kabul edilen yiyecekleri tüketme konusunda aşırı kaygı vardır.”
ANOREKSİYA NERVOZANIN NEDENLERİ VE ETKİLERİ
En sık görülen anoreksiya nervozanın psikolojik, biyolojik ve genetik boyutlarda geliştiğini ifade eden Hüseyin, kişilerin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını ayırt etmekte zorlandığını belirtti:
“Erken dönem bağlanma sorunları, ebeveyn tutumları, düşük öz saygı ve olumsuz yaşam olayları yeme patolojisine zemin hazırlar. Aşırı kontrol ve kimlik çabası, aşırı zayıf olma uğraşıyla sonuçlanabilir.”
Biyolojik olarak anoreksiya hastalarının beyin görüntüleme çalışmalarında serebral atrofi ve ventriküllerde genişleme görüldüğünü ifade eden Hüseyin, genetik açıdan ise ikiz çalışmalarına göre anoreksiya nervoza kalıtsallığının yüzde 28 ila 74 arasında değiştiğini kaydetti.
FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK RİSKLER
Anoreksiya nervozanın, kişinin kendini aynada olduğundan kilolu görmesine yol açtığını söyleyen Hüseyin, “Bu algı, kilo alma korkusunu artırır ve sağlıksız yeme alışkanlıklarına yol açar” dedi. Sürekli ‘yeterince ince değilsin’ düşüncesinin, kişinin sosyal ortamlardan kaçmasına, yemek yemekten suçluluk duymasına ve kendini sürekli kontrol etme ihtiyacına neden olduğunu dile getirdi.
Hüseyin, anoreksiya nervozanın sık görülen fiziksel etkilerini şöyle sıraladı:
• Kalp ritmi düzensizlikleri
• Düşük tansiyon
• Kas kaybı
• Kemik yoğunluğunda azalma
• Hormonal dengesizlikler
Uzun süreli beslenme eksikliği ise organ yetmezliği ve ölümcül sonuçlara yol açabilir.
TOPLUM VE MEDYA FARKINDALIĞI ŞART
Anoreksiya nervozanın multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Hüseyin, tedavi sürecini şöyle özetledi:
“Beslenme düzeni oluşturulmalı, gerekirse hastane yatışı uygulanmalı. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ile olumsuz düşünce ve inançlar değiştirilmeli. Grup terapisi ve yakın çevrenin desteği iyileşmeyi hızlandırır. Kişinin sağlıklı beden algısı kazanması, sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmesi ve kendine şefkat göstermesi desteklenmeli.”
Toplumdaki güzellik ve ideal vücut algısının anoreksiya nervozayı tetikleyebildiğine dikkat çeken Hüseyin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Medya ve sosyal medyada sürekli idealize edilen beden imajları, özellikle gençlerin kendilerini başkalarıyla kıyaslamasına ve sağlıksız davranışlara yönelmesine neden olur. Sosyal kabul arzusuyla sağlıksız diyetler ve aşırı kilo kontrolü ortaya çıkabilir. Bu nedenle toplumsal farkındalığın artırılması, sağlıklı beden imajlarının medya ve sosyal platformlarda temsil edilmesi ve çeşitli beden tiplerinin normalleştirilmesi önemlidir.”