Özel Hayat Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Uzuner, guatr hastalığının belirtilerinden tanı yöntemlerine, tedavi seçeneklerinden cerrahi müdahaleye kadar önemli detayları paylaştı.
Op. Dr. Uzuner, guatrın boynun ön kısmında yer alan tiroid bezinin büyümesi sonucu geliştiğini belirterek, “Genellikle ağrısız bir şişlik şeklinde kendini gösteren guatr, büyüklüğüne bağlı olarak yutma güçlüğü, nefes alma zorluğu ve boğazda baskı hissi gibi mekanik şikayetlere yol açabilir” dedi.
Hastalığın sadece fiziksel belirtilerle sınırlı kalmadığını aktaran Uzuner, hormon dengesizliklerinin de guatrın farklı belirtilerine neden olduğunu söyledi. Ses kısıklığı, kalp ritminde düzensizlik, kilo değişimleri ve aşırı yorgunluk gibi şikayetlerin de gözlemlenebileceğini ifade eden uzman, “Hipertiroidi durumunda metabolizma hızlanırken, hipotiroidide yavaşlar. Her iki durum da guatrın farklı yönlerini oluşturur ve tedavi stratejisini doğrudan etkiler” diye konuştu.
TANIDA BİYOPSİ GEREKEBİLİR
Guatr tanısının öncelikle fizik muayene ile başladığını vurgulayan Op. Dr. Murat Uzuner, “Tanı sürecinde tiroid fonksiyon testleri (TSH, T3, T4) ile ultrason görüntülemesi oldukça yol göstericidir. Nodül şüphesi varsa, ince iğne aspirasyon biyopsisi ile değerlendirme yapılabilir” dedi.
Uzuner, guatrın iki temel türde görüldüğünü kaydetti: “Diffüz guatr, tiroid bezinin tamamının homojen şekilde büyümesi ile karakterize iken; nodüler guatr, bir ya da birden fazla nodül içerir.”
TEDAVİ YÖNTEMLERİ VE CERRAHİ GEREKLİLİK
Guatr tedavisinde tek tip bir yöntem olmadığını belirten Op. Dr. Uzuner, “Basit guatrlarda iyot veya tiroid hormonu takviyesi yeterli olabilir. Ancak nodüler guatrlarda nodüllerin yapısı, büyüklüğü ve kanser riski mutlaka değerlendirilmelidir” açıklamasında bulundu.
Cerrahi müdahalenin hastalığın yaygınlığına göre planlandığını ifade eden uzman, “Guatr cerrahisi (tiroidektomi), özellikle büyük guatrların nefes alma ve yutma güçlüğü oluşturduğu, tiroid kanseri şüphesinin bulunduğu ya da hormonların kontrol altına alınamadığı toksik guatr vakalarında uygulanır. Total tiroidektomi ile tiroid bezi tamamen alınırken, bazı durumlarda sadece bir lobun çıkarılması (lobektomi) yeterli olur. Ameliyat sırasında ses tellerine giden sinirlerin korunması için gelişmiş teknikler kullanılmaktadır. Tiroid sinir monitorizasyonu ile ses kısıklığı riski en aza indirilebiliyor” dedi.
AMELİYAT SONRASI SÜREÇ VE TAKİP
Cerrahi sonrası dönemde nadiren komplikasyonlar yaşanabileceğini söyleyen Op. Dr. Uzuner, bunlar arasında ses kısıklığı, kalsiyum düşüklüğü (hipokalsemi), enfeksiyon ve hormon yetersizliği gibi durumların olduğunu belirtti. Uzuner, “Tiroid ameliyatı sonrasında hastalarımız ömür boyu tiroid hormonu kullanmak zorunda kalabilir. Ancak düzenli takip ve doz ayarı ile yaşam kalitesi yüksek tutulabilir” ifadelerini kullandı.