Kemalpaşa’da muhtarlar ve protokol el ele
Kemalpaşa’da muhtarlar ve protokol el ele
İçeriği Görüntüle

Sigara kullanımının vücudun pek çok bölgesinde olduğu gibi göz sağlığı için de ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Akkın, yüksek tansiyon, düzensiz beslenme ve hareketsiz yaşamın da hastalığın seyrini hızlandırdığına dikkat çekti. “Sigara içmeden, balık ve sebze ağırlıklı Akdeniz tipi beslenme ile daha aktif bir yaşam tarzı benimsemek oldukça önemli” dedi.

Hayat kalitesini düşürüyor

55 yaş sonrası ortaya çıkan sarı nokta hastalığının görüş kaybına neden olduğunu ve hayat kalitesini düşürdüğünü belirten Prof. Dr. Akkın, hastalığın yaşla birlikte toplumda yaygınlaştığını söyledi:

“Tüm dünyada tıp alanındaki ilerlemeler nedeniyle yaşam süresi uzadı. Yaş uzadıkça sarı nokta hastalığının toplumda görülme oranı da yükseldi. 65 yaş üstünde her 5 kişiden birinde, 75 yaş üstü nüfusun ise yüzde 30’unda herhangi bir düzeyde sarı nokta hastalığı bulguları görülüyor. Sarı nokta hastalığı, gözün arka duvarının iç yüzeyinde, retina tabakasında bulunan ve makula denilen görme merkezinde yaşa bağlı olarak ortaya çıkar. Bu hastalık, odaklandığınız noktada görme kaybı, gölgelenme, çarpık görme gibi belirtiler verir. Yüzleri seçmede, okuma, yazmada zorlanma ve otobüs yazılarını okuyamama gibi birçok olumsuz duruma neden olur. Bağımsız yaşamak zorlaşır; hayat kalitesi düşer. Kişiye mutlaka birinin refakat etmesi gerekir. Hastalar, ileri evrelerde psikolojik ve sosyal anlamda da sıkıntılar yaşar. Bu durum sadece hastayı değil hasta yakınlarını da olumsuz etkiler.”

İleri yaşla ortaya çıkıyor

Hastalığın kuru ve yaş tip olmak üzere iki formda görüldüğünü belirten Akkın, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Kuru tip daha sık görülmekle birlikte asıl görme kaybı, yaş tipte olur. Yaş tip, kuru tipin zamanla ilerlemesinden veya kalıtsal özellikler nedeniyle ortaya çıkar. Kuru tipin tedavisinde bu hastalık için üretilmiş C vitamini, E vitamini, çinko, bakır, omega 3 yağ asitleri, lutein-zeaxantin gibi kombinasyonlar takviye olarak kullanılır. Böylece hastalığın yaş tipe evrilmemesi için önlem alınmış olur. Erken dönemde bu tanı konulursa tedavi başarısı da artmaktadır. 50’li yaşlardan itibaren göz muayenesi yapılan herkes başta retina tomografisi (OKT) olmak üzere görüntüleme yöntemleriyle değerlendirilmelidir. Böylece ön bulgular saptanabilir. Yaş tipte tedavi göz içi enjeksiyonlarla gerçekleştirilir. Bu ilaçlar günümüzde de sürekli geliştirilmekte ve başarılı sonuçlar vermektedir. Tedaviye uygun hastalarda hem hastalığın ilerlemesi durmakta, hem de görüş kaybı azaltılmaktadır. İlk 3-5 ay süre için her ay bu iğneler yapılır. Daha sonra hastalığın seyrine göre tedavi uzman hekim kontrolünde sürdürülür. Tedavi edilmeyen sarı nokta hastalığı körlüğe varan olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. Tedavi için de özellikle retina alanında deneyimli hekimler tercih edilmelidir.”

Kaynak: BASIN BÜLTENİ