İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Cumhuriyet Meydanı’ndaki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kentin gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Tugay, özellikle su temini ve baraj yatırımları konusuna dikkat çekti.
“Düvertepe Barajı’nın İzmir için stratejik önemi büyük”
Başkan Tugay, Düvertepe Barajı’nın İzmir’in gelecekteki su ihtiyacını karşılayacak en önemli proje olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Düvertepe Barajı’nın bir an önce yapılması lazım. Düvertepe Barajı’nın İzmir’in su ihtiyacını karşılamasıyla ilgili planlama yıllar önce Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapılmış. Bunu İzmir halkının bilmesini özellikle isterim. Eğer İzmir’de su kaynakları biterse, bir yerden su temin edilmesi lazım. Bu da Devlet Su İşleri’ne ait bir görevdir.”
Tugay, baraj projesinin tamamlanmasının İzmir’in uzun vadeli su güvenliği açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Çankaya Katlı Otoparkı açıklaması: “Yıkılmasın dedik, cevap bekliyoruz”
Başkan Tugay, gündemdeki bir diğer konu olan Çankaya Katlı Otoparkı hakkındaki soruları da yanıtladı. Yapının yıkımı konusunda belediyenin ısrarcı olmadığını dile getiren Tugay, şu açıklamayı yaptı: “Bizim yıkılsın diye ısrarımız yok. Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Ziraat Bankası güçlendirme projesini yapsın, yıkılmasın dedik. Hâlâ cevap bekliyoruz.”
Tugay, kentte riskli yapıların bilimsel raporlarla değerlendirildiğini, Çankaya Katlı Otoparkı’nın da güçlendirme maliyeti ve güvenlik açısından yeniden incelendiğini belirtti.

“İzmir halkı suyu güvenle içebilmeli”
İzmir’in su yönetimi politikalarında sürdürülebilirlik ve çevre koruma ilkelerinin esas alındığını ifade eden Tugay, DSİ’nin baraj yatırımlarını hızlandırması gerektiğini söyledi. Başkan Tugay, “İzmir halkının musluklarından su güvenle akmalı. Bu, sadece belediyenin değil, merkezi idarenin de sorumluluğudur” dedi.
“Yüzlerce su kuyusunu DSİ izni ile açtık”
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’nın suyu temin etme sorumluluğunun İZSU’da olduğuna dair sözlerinin sorulması üzerine Başkan Tugay, “Her şeyden önce Cumhurbaşkanı’nın ‘İzmir’i susuz bırakmayacağız’ açıklamasıyla çelişiyor. İşin doğrusunu kanun, mevzuat bilgisi olan, devletin idaresi ile ilgisi olan herkes bilir. Galiba siyaset yapıyor ama doğru bir ifade kullanmamış. İzmir Büyükşehir Belediyesi ya da diğer belediyeler, suyu şehre dağıtmakla ve dağıtımın sistemini kurmakla sorumludur. Suyu temin etmekle ilgili sorumluluk tamamen Devlet Su İşleri’ndedir. Bu, kesin kuraldır. Biz burada üzerimizden bir şey atmıyoruz. Geçen yıl yüzlerce su kuyusu açtık. Bunu Devlet Su İşleri’nden izin alarak yaptık. Üzerimize düşeni yapmaya hazırız ama İzmir’in içinde su kaynakları tükendiyse, yeterli yağmur yağmıyorsa, barajlar dolmuyorsa başka bir yerden su temin etmen gerekiyor. O artık bizim sınırlarımızın dışına çıkıyor. İşte tam orada Devlet Su İşleri devreye giriyor” diye konuştu.
“Görevimizi yapmak zorundayız”
Başkan Tugay, Çankaya Katlı Otoparkı’nın yıkılması ile ilgili sorulara da cevap verdi. Göreve geldiğinden beri Çankaya Katlı Otoparkı’nı yıkmamanın bir yolu var mı diye araştırdığını kaydeden Başkan Tugay, “Oranın depreme dayanıksız olduğu kararı ve yıkılması kararı, ben göreve gelmeden önce alınmış bir karar. Göreve geldikten sonra bakanlıktan buraya bir güçlendirme projesi yapmak için bize süre tanımasını istedik ve o süre boyunca arkadaşlarımız güçlendirme projesi yapmaya çalıştı. Sonuçta şu anlaşıldı ki buraya güçlendirme projesi yapılamıyor. Yapılamayınca bunu sürdürmenin anlamı yok. Zaten bu arada Konak Kaymakamlığı’ndan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İzmir İl Müdürlüğü’nden devamlı yazılar geldi. Oranın boşaltılması, elektrik ve suyunun kesilmesiyle ilgili bizzat bu makamlardan yazılar geldi. Yani İzmir Büyükşehir Belediyesi bu işi zorlamadı. Görevimizi yapmak zorundayız. O görevimiz de riskli olduğuna bizden önce karar verilmiş olan bu binanın artık güçlendirme seçeneğinin olmadığını gördüğümüz için zorunlu nedenlerle yıkılması işlemini sürdürmektir” ifadelerini kullandı.

“Buna cevap verilmesini bekliyorum”
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK Partili bazı meclis üyelerinin “Buranın güçlendirilmesi mümkün” dediğini hatırlatan Başkan Tugay, “Burada yüzde 47,5 ortaklık İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ama yüzde 50’den daha fazla ortaklık Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Ziraat Bankası’nda. ‘Bu banka ve vakıf o zaman güçlendirme projesini yapsın, biz buna engel olmayız’ dedik. O günden beri de buna cevap verilmesini bekliyorum. Bizi suçlamak yerine buyursunlar yapamadığımızı iddia ettikleri güçlendirme projesini yapsınlar. Ondan sonra da güçlendirmesi yapılsın ve yıkılmasın. Ben o durumda yıkılmamasını kabul ediyorum. Bizim yıkılsın diye ısrarımız yok ancak bu karar verilmiş durumda ve ‘burayı yıkmak zorundasınız’ diye yazılar gönderiliyor. Orada oturanlara da ‘burayı boşaltın’ deniyor. Bunlar dendikten sonra bizim yapacak bir şeyimiz kalmıyor. Bizi boşu boşuna suçlamasınlar. Bu süreç tamamen bizim dışımızda oldu” dedi.
“Trafik yoğunluğunu azaltmamız lazım”
Kent merkezinde yeni otopark planı olup olmadığı sorusuna ise Başkan Tugay şöyle yanıt verdi: “İzmir şehir merkezinin yerleşimini herkes görüyor. Herhangi bir binayı ya da sosyal alanı ortadan yok etmedikçe orada otopark yapmak şansınız yok. Şehir planında yeterli otopark alanı ayrılmamış. Bu 60-70 sene önce verilmiş kararların sonucu olan bir şey. Bu dönem içinde bunu sihir yapar gibi gerçekleştiremeyiz. Alan bulmamız lazım ki oraya otopark yapalım. Bununla ilgili önerilere açığım ama orada riskli olduğuna karar verilmiş bir yapının artık tartışması yok. Ondan dolayı ‘yıkmayalım’ diyemeyiz. Yasal olarak bu bir suç. Şehir merkezlerinin trafikten arındırılması ilkesi artık bütün dünyada çağdaş metropollerin kabul ettiği, uyguladığı ilkelerdir. Bizler de kent merkezini trafikten arındırmamız, mümkün olduğunca trafik yoğunluğunu azaltmamız lazım. Herkes kapının önüne kadar arabayla gelme alışkanlığından vazgeçmeli. Toplu taşımayı ya da yürüyerek veya bisikletle ulaşımı yavaş yavaş benimsemeli. O çerçevede şehir merkezine daha fazla araç getirelim, onlara otopark bulalım, onlara yollar, tüneller açalım demeden önce biraz düşünelim. Acaba doğru olan bu mu, dünya nereye gidiyor, biz nereye gidiyoruz.”




