Dizlerimiz, vücudumuzun en büyük eklemleri olarak her adımda tüm ağırlığımızı taşıyor. Merdivenlerden inip çıkmak, çömelmek, spor yapmak hatta oturduğumuz yerden kalkmak bile dizlerimizin karmaşık bir uyum içinde çalışmasını gerektiriyor. Ancak bu kadar aktif olan diz eklemleri, aynı zamanda yoğun yıpranmaya da maruz kalıyor. Zamanında önlem alınmadığında ağrı giderek kalıcı hale gelebiliyor ve hareket kısıtlılığı yaşam kalitesini düşürüyor.
Acıbadem International Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre, “Dizden gelen her ağrı bir uyarı niteliği taşır. Ağrıyı hafife almak, ‘geçer’ demek diz sağlığını kalıcı biçimde tehdit eder. Çünkü, yıpranma başladığında süreç sessiz ama ilerleyicidir” diyerek, geceleri uyandıran ağrı, şişlik ve hareket kısıtlanması gibi belirtiler görüldüğünde mutlaka hekime başvurulması gerektiğine dikkat çekiyor.
Dizleri yıpratan 7 önemli etken
Diz eklemleri, menisküsler, bağlar ve eklem kapsülü sayesinde günlük aktivitelerimizi sürdürebilmemize olanak sağlıyor. Ancak bazı faktörler dizlerin ömrünü kısaltabiliyor. Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre’ye göre dizleri yıpratan başlıca 7 neden şunlar:
- Fazla kilo
- Aşırı fiziksel aktivite
- Sürekli diz üzerinde iş yapma
- Sık sık diz çökme
- Kaslarda zayıflık
- Sert zeminde yapılan sporlar
- Eşlik eden metabolik hastalıklar (diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kan yağları)
- “Her fazla kilo dize binen yükü katlar. Zamanla kıkırdak yüzeyleri aşınır, ağrı ve hareket kısıtlılığı kaçınılmaz hale gelir” diyen Prof. Dr. Emre, kilo kontrolünün önemine vurgu yapıyor.
Geceleri uyandıran ağrılar uyarı niteliğinde
Diz yıpranması süreci; kıkırdak kaybı, menisküs yırtıkları, dizde eğrilik ve osteoartrit gibi sorunlarla ilerleyebiliyor. Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre, kireçlenmenin “paslanma” olarak düşünülmemesi gerektiğini belirterek, “Dizlerde yıpranma, diz eklemlerinin kıkırdak dokularının aşınması hatta kaybı; diz ağrısı, dizden ses gelmesi, aşırı aktivite sonrasında geceleri uyandıran ağrı, dizin genellikle skoda bacak şeklini alması, dizin iç kısımlarının ağrısı ve hareket kısıtlılığının 90 dereceden fazla olmasıyla kendini belli etmektedir” diyor.
Belirtileri hafife almayın
Ağrının kendiliğinden geçeceğini düşünerek ihmal etmek doğru değil. Prof. Dr. Emre, bazı belirtiler görüldüğünde ortopedi hekimine başvurmanın önemine dikkat çekiyor. Bu belirtiler arasında şunlar yer alıyor:
- Ağrı ve hareket kısıtlılığı
- Merdiven inip çıkmada zorlanma
- Dizleri bükülü tutmakta güçlük
- Uçakta bacakları koltuk altına uzatma ihtiyacı
- Hareket sırasında ağrılı ses gelmesi
- Namaz kılarken oturamama
- Geceleri uyandıran ağrı
- Dizde şekil bozukluğu, güvensizlik, takılma, kilitlenme ve şişlik
- İlk önlem: Dinlenmek
Diz ağrısını hafifletmek için uygulanacak yöntemler ağrının şiddeti ve altta yatan nedene göre değişiyor. Hafif durumlarda evde istirahat, dizi zorlayan hareketlerden kaçınma, günde birkaç kez 15-20 dakikalık buz uygulaması ve diz desteği ile bandaj kullanımı rahatlama sağlayabiliyor. Ayrıca kas dengesizliklerini düzeltmeye yönelik egzersizler, ortopedik tabanlıklar veya uygun spor ayakkabılar tavsiye edilebiliyor. Gerektiğinde steroid içermeyen antienflamatuar ilaçlar da kullanılabiliyor.
Tedavide en önemli adım: önlemek
Prof. Dr. Emre, diz yıpranmalarında en etkili tedavinin sürecin başlamadan önlenmesi olduğunu söylüyor: “Erken teşhis, doğru egzersiz ve kilo kontrolü diz sağlığını korumanın temel adımlarını oluşturur. Bu önlemler alınmadığında ağrı kalıcı hale gelir, hareket kısıtlanır ve yaşam kalitesi düşer.”
Diz protezleri ile yeni bir başlangıç
Dizlerde artrit veya travma sonrası iyileşme süreci varsa, kasları güçlendirmek için fizik tedavi uygulanabiliyor. Çoğu diz ağrısı ameliyatsız tedavi edilebiliyor. Ancak ağrı şiddetliyse ve diğer tedaviler etkili olmuyorsa, hasarlı bağ, kemik kırığı veya şiddetli artrit durumunda ameliyat gerekebiliyor. Prof. Dr. Emre, diz protezlerinin yaşam kalitesini artırdığını ve son teknolojilerle uzun yıllar kullanılabildiğini vurguluyor: “Dizlerimize 60 yaşında iken, 70 yaşından daha fazla ihtiyacımız olacak.”