Yemen, yıllardır süren iç savaşın, ağır insani krizin ve bölgesel gerilimin gölgesinde World Population Review’ün 2025 verilerinde “dünyanın en tehlikeli ülkesi” unvanını aldı. Stratejik risk firması Sibylline analisti Owen Williams değerlendirmesinde, “Yemen, süregelen iç savaş, yaygın gıda kıtlığı, askeri müdahaleler ve kamu altyapısının çöküşü nedeniyle dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biri olarak görülüyor” dedi.
RİSK RAPORU YEMEN’İ BİR NUMARAYA TAŞIDI
World Population Review listesinde Yemen; Afganistan, Sudan, Ukrayna ve Irak’ı geride bırakarak ilk sıraya yerleşti. Raporda, nüfusun %80’inden fazlasının insani yardıma muhtaç olduğu, 4,3 milyon kişinin yerinden edildiği ve kolera dahil salgın hastalıkların yaygınlaştığı vurgulandı.
HUSİ İSYANI İSTİKRARSIZLIĞI DERİNLEŞTİRİYOR
İran destekli Husiler — resmî adıyla Ansar Allah — 2014’te başkent Sana’yı ele geçirerek yönetimi devirdi; ülkenin kuzeybatısında geniş alanı kontrol ediyor. Hareketin meşhur sloganı değişmedi: “Allah büyüktür, Amerika’ya ölüm, İsrail’e ölüm.” 2015’ten bu yana çatışmalarda binlerce kişi hayatını kaybetti.
KIZILDENİZ SALDIRILARI TİCARET AKIŞINI VURDU
7 Ekim 2023’teki İsrail‑Hamas savaşının ardından Husiler, Kızıldeniz güzergâhındaki ticaret gemilerine İHA ve füze saldırıları düzenledi. 2023 sonundan beri 100’den fazla gemi saldırıya uğrarken bölgede güvenlik maliyetleri katlandı. Son olarak 6 Temmuz 2025’te Hodeida açıklarında silahlı skiflerle bir tankere ateş açıldı.
ABD HAVA SALDIRILARI VE GEÇİCİ ATEŞKES
Husilerin saldırıları, ABD öncülüğündeki koalisyonun Yemen’de hava operasyonlarını tetikledi. Nisan‑Mayıs 2025 döneminde düzenlenen baskınlarda bir göçmen gözaltı merkezi hedef alındı; onlarca sivil yaşamını yitirdi. Taraflar 6 Mayıs’ta geçici ateşkese vardı ancak İsrail’in hava operasyonu tehdidi devam ediyor.
İNSANİ FELAKET DERİNLEŞİYOR
BM’ye göre ülkenin yarısından fazlası akut gıda güvensizliği yaşıyor; sağlık sistemi çökmüş durumda. Husilerin sloganında da yer alan “Allah büyüktür! İsrail'e ölüm, Amerika'ya ölüm, siyonizme lanet, İslam'a zafer!” ifadesi, çatışmanın ideolojik boyutunu yansıtarak bölgesel barış çabalarını zora sokuyor.
