Kredi faizlerindeki yükselişle birlikte vatandaşların yöneldiği tasarruf finansman şirketleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu yeni bir adım attı. Ev, araç, arsa ve iş yeri almak isteyenlere faizsiz finansman sağlayan bu sistemde, özellikle organizasyon ücretlerine ilişkin kurallar yeniden belirlendi.
Son dönemde Türkiye Emlak Katılım Bankası güvencesiyle hayata geçirilen tasarruf finansman modeli, özel sermayeli şirketlerin artmasıyla birlikte daha geniş kitlelere ulaştı. Bankalardan faizli kredi kullanmak istemeyen ya da krediye erişimde zorlanan vatandaşlar için bu model önemli bir alternatif haline geldi.
Organizasyon ücretinde kritik değişiklik
Tasarruf finansman sistemine dahil olan katılımcılar, bugüne kadar sisteme girişte belirli bir organizasyon ücreti ödüyordu. Gayrimenkul Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, bu bedelin genellikle yüzde 7 oranında alındığını ve daha önce taksitlendirilebildiğini belirtti. BDDK’nın yeni düzenlemesiyle birlikte bu uygulamada köklü bir değişikliğe gidildi.
Yüzde 50 peşin ödeme zorunluluğu
Yeni düzenlemeye göre organizasyon ücretinin asgari yüzde 50’si, sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte ilk tasarruf döneminde peşin olarak tahsil edilecek. Daha önce altı eşit taksitle ödenebilen bu bedel için artık daha sıkı bir ödeme planı uygulanacak.
Kalan tutar için sınırlı taksit uygulaması
Organizasyon ücretinin kalan kısmı ise ikinci tasarruf döneminden itibaren başlamak üzere, ardışık ve eşit olmak kaydıyla en fazla dört taksitte ödenebilecek. Uzmanlar, bu düzenlemenin sektördeki farklı uygulamaları sınırlayarak haksız rekabetin önüne geçmeyi amaçladığını vurguluyor.
Kredi kartına ek taksit dönemi kapandı
Yeni sistemle birlikte organizasyon ücretlerinin kredi kartı üzerinden daha uzun vadeye yayılmasının da önü kapatıldı. Yetkililer, tasarruf finansman modelinin bir kredi sistemi değil, tasarruf temelli bir yapı olduğuna dikkat çekerek, borcun kredi kartına yüklenmesinin istenmediğini belirtiyor.
Sisteme girenlerin yarısı vazgeçiyor
Uzmanlara göre yüksek enflasyon ortamında tasarruf finansman sistemine giren katılımcıların önemli bir bölümü vade sonunu beklemeden sistemden çıkıyor. Vazgeçme oranlarının yüzde 50’ye kadar ulaşabildiği ifade edilirken, erken çıkışların şirketler açısından avantaj sağladığına dikkat çekiliyor.
Faizsiz ama riskli bir model mi?
Faizsiz olması nedeniyle cazip görülen sistemde, özellikle kura esaslı modellerin tüketici açısından belirsizlik barındırdığı belirtiliyor. Konut ve araç fiyatlarının hızla arttığı dönemlerde, vade sonunda elde edilen tutarın alım gücünün düşebileceği uyarısı yapılıyor. Uzmanlar, sistemin doğru beklentiyle ve uzun vadeli planlamayla tercih edilmesi gerektiğini vurguluyor.
