Şirketten yapılan açıklamada, bu iş birliğinin özellikle yoğun elektronik harp ortamlarında operasyonel güvenilirliği artıracağı vurgulandı. BAE’nin söz konusu teknolojilerinin halihazırda NATO ülkeleri tarafından doğrulandığı da dikkat çekti.
Elektronik Harp Tehditlerine Karşı Stratejik Adım
Hanwha’nın hassas güdümlü mühimmat birimi başkanı Lee Boo-whan, iş birliğinin önemine dikkat çekerek,
“Amacımız, elektronik harp tehditlerine karşı silah sistemlerimizi güvence altına almak. Bu teknoloji üstünlüğü sayesinde küresel pazardaki gücümüzü artıracağız.” ifadelerini kullandı.
Polonya’da Üretim, Avrupa’ya Açılım
Hanwha Aerospace, geçtiğimiz dönemde Polonya merkezli WB Group ile de bir anlaşma yaparak, Polonya’da CGR-80 güdümlü füzelerinin üretimine başlamıştı. 80 kilometre menzile sahip olacak füzeler öncelikli olarak Polonya ordusuna teslim edilecek, ardından diğer Avrupa ülkelerine ihracat hedeflenecek.
Saab ile GLSDB Ortaklığı
Hanwha ayrıca İsveçli Saab ile de iş birliği yapıyor. Bu kapsamda karadan fırlatılan Small Diameter Bomb (GLSDB) mühimmatının Chunmoo’ya entegrasyonu üzerinde çalışmalar sürüyor.
Türk Savunma Sanayiine Yansımalar
Hanwha’nın küresel ölçekteki bu hamleleri, Türk savunma sanayiinin elektronik harp ve güdümlü mühimmat alanındaki çalışmalarını da yakından ilgilendiriyor. Türkiye son yıllarda Roketsan ve ASELSAN öncülüğünde geliştirdiği çok namlulu roketatar sistemleri (T-300, TRG-230, TRLG-230) ile sahada önemli kabiliyetler kazandı.
Özellikle ASELSAN’ın geliştirdiği Koral ve EHR sistemleri, elektronik harp tehdidine karşı kritik çözümler sunarken, Roketsan’ın güdümlü mühimmat projeleri ile birlikte entegrasyon kabiliyeti Türk ordusuna ciddi avantaj sağlıyor.
Hanwha’nın BAE Systems ile gerçekleştirdiği bu iş birliği, aslında Türkiye’nin de uzun süredir izlediği yolun küresel ölçekte bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Elektronik harp koruması ile güdümlü mühimmatların birleşimi, modern muharebe sahasında belirleyici rol oynamaya devam edecek.
Kaynak: SavunmaSanayiST.com