İzmir’de bu yıl dördüncüsü düzenlenen LOGISTECH – Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı, ikinci gününde “karbonsuz gelecek” temasıyla öne çıktı.
İZFAŞ ve DB Tarımsal Enerji iş birliğiyle düzenlenen DEKATHON 2025 – Ulaşımda Karbonsuzlaşma Ideathonu, gençleri düşük karbonlu ulaşım teknolojileri üzerine fikir üretmeye teşvik etti.
18 takım, 75 genç karbonsuz ulaşım için yarışıyor
Üç gün sürecek ideathonda, 18 takımda 75 genç, fuar alanında 48 saat boyunca aralıksız çalışarak projeler geliştiriyor.
Ekipler, yeşil limanlar, karbonsuz havaalanları, akıllı rota ve yük optimizasyonu, döngüsel lojistik ve karbon sertifikasyonu gibi başlıklarda yenilikçi çözümler üretecek.
Geliştirilen projeler jüriye sunulacak, kazanan takımların fikirleri prototipe dönüştürülerek 2026 LOGISTECH Fuarı’nda sektörle paylaşılacak.
Sektör temsilcileri karbonsuz ulaşımı tartıştı
Fuar kapsamında düzenlenen “Yeni Nesil Enerji Uygulamalarıyla Ulaşımda Karbonsuzlaşma” söyleşisinde, uzmanlar düşük karbon hedefleri ve sürdürülebilir enerji teknolojilerini ele aldı.
Moderatörlüğünü DB Tarımsal Enerji Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Müdürü Dr. Pınar Kılınç’ın yaptığı panelde, ulaşımın farklı alanlarından uzmanlar deneyimlerini paylaştı.
THY: 2050’ye kadar net sıfır emisyon hedefi
Türk Hava Yolları (THY) Sürdürülebilirlik Yönetimi Müdürü Deniz Daştan, panelde yaptığı konuşmada şirketin 2050 yılına kadar “net sıfır emisyon” hedefiyle yürüttüğü çalışmaları anlattı.
Daştan, Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) kullanımının yaygınlaştırılmasının THY’nin stratejisinde merkezi bir yere sahip olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Havacılık sektöründe dönüşümün en güçlü itici gücü yeni nesil enerji uygulamalarıdır. SAF kullanımını artırmak, operasyonel verimliliği güçlendirmek ve karbon dengeleme mekanizmalarını etkinleştirmek temel önceliklerimiz arasında.”
Daştan, yolculara uçuşları sırasında SAF katkısı yapma seçeneği sunduklarını hatırlatarak bunun yalnızca çevresel fayda sağlamadığını, yolcuları da dönüşüm sürecine dahil ettiğini belirtti, “Geleceğin ulaşım modeli; yenilikçi, düşük karbonlu ve paydaşlarıyla ortak değer üreten bir yapı üzerine kurulacak. THY bu dönüşümün aktif öncülerinden biri olmayı sürdürecek.” ifadelerini kullandı.
Denizcilik sektörü de dönüşüyor
Arkas Line Sürdürülebilirlik Direktörü Serra Tükel, deniz taşımacılığında karbonsuzlaşma için atılan adımları anlatarak, “BIO24F biyoyakıt kullanımı, bizim için önemli bir adım. Bunun yanı sıra gemi modifikasyonları, pervane optimizasyonu ve enerji kullanımının iyileştirilmesi gibi teknik uygulamalar karbon ayak izini düşürmede kritik rol oynuyor. Ayrıca dijital sürdürülebilirlik yönetimi ve tedarik zincirinde çevresel verilerin etkin takibi de bu sürecin ayrılmaz parçası” dedi.
Tükel, yüksek emisyon üreten gemiler yerine yakıt verimliliği yüksek yeni nesil gemilere geçtiklerini de belirterek, sektörde kapsayıcı dönüşümün önemine dikkat çekti. Tükel, “Kadınların sektördeki aktif rolünün artması sürdürülebilirlik vizyonumuzun bir parçası. Denizcilik sektöründe kapsayıcı bir dönüşüm, sürdürülebilir geleceğin en güçlü teminatı” ifadelerini kullandı.
Ulaştırma sektörü kilit noktada
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Program Uzmanı Sevtap Gökçe de ulaşım sektöründe karbonsuzlaşmanın yalnızca enerji dönüşümüyle değil aynı zamanda teknoloji ve yenilik ekosisteminin güçlendirilmesiyle mümkün olacağını belirtti. Gökçe, Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçişinde ulaştırma sektörünün kilit bir rol oynadığını, bu nedenle veri odaklı çözümler, dijitalleşme ve yenilikçi finansman modellerinin sürdürülebilir ulaşım politikalarının merkezine alınması gerektiğini vurguladı.
TTGV’nin uzun yıllardır enerji verimliliği, temiz üretim ve döngüsel ekonomi alanlarında yürüttüğü programlardan örnekler veren Gökçe, bu tecrübelerin ulaştırma sektörüne aktarılmasının önemine değindi. Gökçe, “Yeşil dönüşüm, yalnızca enerji kaynaklarının değişimi değil üretimden lojistiğe, tedarik zincirinden tüketici alışkanlıklarına kadar bütüncül bir dönüşüm gerektiriyor. Sürdürülebilir ulaşımın geleceği, birlikte üretilen bilgiye ve ölçülebilir sonuçlara dayanıyor. Türkiye bu dönüşümde güçlü bir potansiyele sahip” dedi.
Çözüm biyoyakıt
Biyoyakıt Sanayi Derneği Başkanı Selçuk Borovalı da biyoyakıtların önemine değinerek, ulaşım sektöründe karbon salımını azaltmanın en gerçekçi ve kısa vadede uygulanabilir yollarından birinin biyoyakıt teknolojilerinin yaygınlaştırılması olduğunu ifade etti. Borovalı, biyoyakıtların yaklaşık yarım asır önce “Atmosfere salınan fosil kaynaklı karbon emisyonunu nasıl azaltabiliriz” sorusuna yanıt olarak ortaya çıktığını hatırlatarak, kara yolu ulaşımıyla başlayan biyoyakıt kullanımının, bugün deniz ve hava taşımacılığına da uzandığını belirtti.
Türkiye’nin biyoyakıt üretiminde önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Selçuk Borovalı, sektörün orta vadede 1 milyon ton üretim kapasitesine ulaşmayı hedeflediğini aktararak, bu hedefin hem yerli tarımsal üretimi destekleyeceğini hem de enerji arz güvenliğine katkı sağlayacağını söyledi.