Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Jafar Safari’nin yürütücülüğünde gerçekleştirilen bilimsel araştırma, İzmir ve Ege Bölgesi’nin 2100 yılına kadar yaşayabileceği kuraklık senaryolarını ortaya koydu. Çalışmaya göre, kurak ay sayısında yüzde 40’lık artış öngörülüyor.

SU KRİZİ GEÇİCİ DEĞİL, UZUN VADELİ BİR SORUN

Ege’deki barajların kritik seviyelere gerilemesi ve bazı ilçelerde yaşanan su kesintileri, bölgedeki kuraklığın sadece geçici bir sorun olmadığını gösteriyor. Doç. Dr. Safari, “İklim değişikliğiyle derinleşen su krizi, uzun vadeli bir problem. Sürdürülebilir çözümler geliştirmek artık zorunluluk” dedi.

A W519249 01

BİLİMSEL ÇALIŞMANIN DETAYLARI

Araştırmada, CMIP6 iklim modeli verileri kullanıldı ve orta (SSP2-4.5) ile yüksek (SSP5-8.5) emisyon senaryoları ele alındı. Elde edilen veriler, bölgenin 2100 yılına kadar kuraklık eğiliminin nasıl değişebileceğini analiz etti.

Çalışmada, Doç. Dr. Safari’ye İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Dr. Mustafa Nuri ve Bursa Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Babak Vaheddoost eşlik etti. Yüksek lisans öğrencisi Farzad Rotbeei de araştırmaya katkı sağladı.

A W519249 03

VERİMLİ HAVZALAR TEHDİT ALTINDA

Araştırma, 2041-2100 döneminde şiddetli ve aşırı kuraklık ayı sayısının en yüksek olduğu bölgelerin Büyük Menderes Havzası (Aydın-Denizli-Muğla hattı) ile Küçük Menderes Havzası'nın batı kesimleri (Çeşme, Seferihisar, Selçuk ve çevresi) olduğunu gösteriyor. Bu alanlarda toplam 160 ayın üzerine çıkan kuraklık değerleri dikkat çekiyor. Küçük Menderes'in doğu kesimlerinde ve Gediz Havzası'nda ise kuraklık riski devam ediyor. Orta emisyon senaryosuna göre 2070-2099 arasında kurak ay sayısında yüzde 26 artış öngörülürken, yüksek senaryoda bu oran yüzde 40'a yaklaşıyor.

Araştırmada ayrıca, aylarca sürebilen ve 15 aya kadar uzayabilen kurak dönemlerin oluşabileceği, bunun da tarımsal üretim, içme suyu temini ve ekosistem dengesi açısından ciddi tehditler doğuracağı belirtildi.

A W519249 02

Doç. Dr. Safari, "Bu veriler ışığında özellikle İzmir'in tarım, içme suyu ve ekosistem dengesi açısından büyük risk altında olduğunu söyleyebiliriz. İklim değişikliği, artık soyut bir kavram değil. Ege Bölgesi gibi hassas alanlar, hem sıcaklık artışı hem de buharlaşma nedeniyle çift yönlü baskı altında. Tarımsal üretim, içme suyu temini ve ekolojik denge tehlike altında. Bu çalışmamızda geleceğe dair net bir tablo ortaya koyduk: Adaptasyon ve bütüncül su yönetimi politikaları bir an önce hayata geçirilmeli" dedi.

NELER YAPILABİLİR?

Doç. Dr. Safari atılması gereken adımları şöyle sıraladı:

"- Yeraltı su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı için izleme ve sınırlama sistemleri geliştirilmeli.

- Tarımsal sulamada modern ve su tasarruflu teknikler yaygınlaştırılmalı.

- Şehir şebekelerindeki su kaçakları hızla önlenmeli.

- Kuraklık erken uyarı sistemleri bölgesel düzeyde kurulmalı.

İzmir’de otobüs güzergâhı değişiyor!
İzmir’de otobüs güzergâhı değişiyor!
İçeriği Görüntüle

- İklim projeksiyonlarına dayalı uzun vadeli su yönetim planları hazırlanmalı.

- Yenilenebilir enerji yatırımları artırılarak karbon ayak izi azaltılmalı.

- Alternatif su kaynakları devreye alınmalı; atık sular tarımda kullanılmalı, deniz suyu arıtma tesisleri kurulmalı".

Kaynak: İHA