Mide ve bağırsak kanserlerinde erken tanı, hastaların yaşam süresi ve tedavi başarısı açısından kritik önem taşıyor. BHT Clinic İstanbul Tema Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Selim Sarı, kromoendoskopi yani boyama tekniği ile kanserli hücrelerin yakalanma oranının önemli ölçüde arttığını belirtti.

İzmir’de ulaşımda festival düzenlemesi! Otobüs güzergahı değişiyor!
İzmir’de ulaşımda festival düzenlemesi! Otobüs güzergahı değişiyor!
İçeriği Görüntüle

Prof. Dr. Sarı, “Toplumumuz kanserde erken tanının önemi konusunda oldukça bilinçlenmiş durumda. Erken yakaladığınız zaman hastanın hem ameliyatı kolay oluyor hem de tedavi sonrası yaşam süresi daha uzun oluyor” diyerek boyama tekniğinin avantajlarını anlattı.

A W522417 02

Kromoendoskopi yöntemi ile hem gastroskopi hem de kolonoskopi sırasında mide ve kalın bağırsak mukozası özel boyalarla boyanıyor. Prof. Dr. Sarı, “Biz endoskopi yaparken, hem gastroskopi hem kolonoskopi yapıyoruz. Mide ve kalın bağırsak mukozasını özel boyalarla boyuyoruz. Bu işlem, normal mukoza ile kanserli hücre arasındaki farkı belirgin hale getiriyor. Çünkü endoskopide temel olan cerrahın ya da endoskopi yapan endoskopistin mukozayı çok iyi araştırması, ayrıntılı muayene etmesi, farklı olan bölgeleri yakalaması ve oradan biyopsi almasıdır. Ancak normal ışıklı endoskopilerle bunu yakalamak her zaman mümkün olmuyor. Bunu ancak kromoendoskopi dediğimiz boyama tekniği ile yakalamak mümkün hale geliyor. Endoskopik işlem sırasında boyayla mukozayı boyuyoruz. Burada kanserli ya da kanser öncesi hücreler, verdiğimiz bu boyayı az yakalıyor. Ardından aynı mukozayı yıkayıp tekrar bakıyoruz fakat bu tür kanserli hücreler yakalamış olduğu boyayı bırakmıyor. Mukoza eski pembe kırmızı halini alırken kanser hücreleri az da olsa tutmuş olduğu boyayı bırakmıyor. Bu farklı noktalardan biyopsi alıyoruz ve hastalığı erken yakalıyoruz.”

Prof. Dr. Sarı, Türkiye’de mide kanserini erken yakalama oranının halen düşük olduğunu vurguladı: “Kendi ünitemizde yaptığımız yaklaşık 25 bin vakayı kapsayan bir çalışmada sadece 61 olguda erken mide kanseri yakalamışız. Bizim gibi Türkiye ve diğer batılı ülkelerde mide kanserini erken yakalama oranı ne yazık ki yüzde 1-2 düzeyinde.” Japonya örneğini veren Sarı, “Japonya’da bu oran yüzde 95-98” dedi.

Erken teşhiste risk grubunun belirlenmesinin büyük önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Sarı, uyarılarda bulundu: “Bunun için risk grubundaki hastaları belirlememiz gerekiyor. Genetik yatkınlığı olan, birinci derecedeki akrabaları mide, kolon kanserleri olanlar risk grubunda. 50-60 yaşın üstünde olanlar, daha önce kolonoskopi yaptırmış olan ve polip bulunmuş hastalar, midede helikobakter pilori nedeniyle enfeksiyon geçirip tedavi olmuş insanlar, sigara içenler, kronik alkol tüketimi ve şişmanlık sorunu olanlar risk grubunda. Risk grubundaki hastalara, sebebi bilinmeyen kilo kaybı yaşayanlara, açıklanamayan karın ağrıları olanlara mutlaka boyama endoskopileri yapılması ve farklı hücrelerin yakalanıp oradan biyopsi alınması gerekiyor.”

Kaynak: İHA