İşler’in konuşması, turizmde 2025 tablosu, 2026 öngörüleri ve Türkiye’nin yeni rekabet koşullarına dair önemli mesajlar içerdi.
“Travel Turkey, Türkiye’nin turizm kalbi”

İşler konuşmasına fuarın önemini vurgulayarak başladı:
“Bunlardan bir tanesi EMITT Fuarı, bir diğeri de Travel Turkey. Travel Turkey sadece İzmir’in sadece Ege’nin değil tüm Türkiye’nin turizminin kalbinin attığı bir yer ve bugün fuarın açılışı ile hep beraber burada bulunduk.”
2025 değerlendirmesi: “Ciro var ama kârlılık düşük”
Sektörün 2025 yılındaki performansını anlatan İşler, döviz baskısı ve artan maliyetler nedeniyle kârlılığın gerilediğini ifade etti:
“Sektör 2025 yılında dolulukları yakaladı ancak ciro konusunda da hedefler yakalandı ama karlılık işi. Çünkü dövüşün baskı lambasından dolayı döviz artmadığı için maliyetlerimiz de TL bazında olduğu için de sürekli enflasyona göre arttığı için kar marjının düşük olduğu için faizlerde bankalar da yüksek olduğu için 2025 yılında her ne kadar süre yapsak da karlılık küçüktür ve faizlerle yüksek olmasından dolayı da sektör yeni yatırımlara yeni birikimlere karşı bir hamle yapmadı.”
İşler, fuarda yapılan görüşmelerin 2026 turizmine dair net bir tablo sunduğunu belirtti:
“2026 yılında İşte bu fuarla gördük ki nabzını ölçtüğümüzde yaptığımız kontrakte görüşmelerde hemen hemen 2025 Aynısı gibi olacak tek pozitif haber Eğer bugün Güneydoğu’daki teröristin Türkiye kavramı gelişir ve sonuçlanırsa ve İsrail’le beraber orta doğuda bir huzur ve barış gelirse hepsi önemlidir 2026 da eski günlerine Gelir gelir 2026 yılında 2025 rakamlarını geçecek gibi gözükse de biraz önce dediğim gibi 2026 da karlılık 2025 gibi olacak Çukurova var kar yok olayına gelecek.”
“Türkiye destinasyon satmalı”
İşler, Türkiye’nin turizm pazarlamasında yapması gereken değişimi şu sözlerle anlattı:
“Ve Türk turizminde artık Destinasyon fazla satması lazım Yunanistan bugün adalardaki eski aklına satıyor sonra Oteli satıyor ama bizim ülkemizde tekrar azar Otel Marketing maalesef Otel satın alınıyor ve taştan otele geliyor bu döngünün değişmesi lazım.”
Rakip ülkelerin büyümesine dikkat çekti:
“Rakiplerimiz değişen Dünya’da yeni düzende yeni figürler ve yeni oyuncuları olarak giriyor özellikle Kuzey Afrika çok ilerliyor Mısır onu da ciddi yatırımlar yapıyor Dubai Casa De Birleşik Arap Emirlikleri Bunlar fevkalade yeni dijital ürünlerle beraber sağda yer alıyor ve Türkiye’nin yeni rakipleri olarak karşımıza çıkıyor hem dijitalleşme hem de ulaşımın gelişmesiyle de bugün Uzak Doğu’da cazip hale geldi.”
“Dünya küçüldü, turist alışkanlıkları değişti”
İşler, turizmde küresel değişime uyum şart olduğunu ifade etti:
“Dünya eski oranla daha çok aslında Ulaş iletişim ve ulaşımdan dolayı da teşvik etmediği yerlere giden bir turist profili var Türkiye’nin bu yeni düzende eski alışkanlıklarını bırakarak yeniden yapılanması lazım.”
“Yeni vizyon şart, ek vergiye tahammül yok”
Turizin geleceğine ilişkin uyarılarını sürdüren İşler, sektörün sürdürülebilirliği için yeni bir vizyon gerektiğini vurguladı:
“Bunun içinde başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olma kadına tüm resimsiz olarak bu arada bir kez daha gördük ki yeri düzenin beklentilere karşı kendimize rekabetçi ortamda geliştirmemiz gerekiyor bir an önce Bizim de eski alışkanlığımızı vazgeçerek yeni bir Destinasyon Merkezi Destinasyon merkezde satışlara yönelmemiz lazım ki biz de Bu rekabet ortamda var olalım yoksa mutsuz süresi için kısa süreli geçici bir hastalık olarak kalmayacak tamamıyla bu uzun vadede olacak.”
Turizm gelirlerinin Türkiye ekonomisi için önemini hatırlattı:
“Burada hem turizmine hem de Türk ekonomisinin bugün 2025 sonu itibariyle gelecek ülkemizde 62 milyar dolar girdi var bu girdi Türk ekonomisi için büyük bir can suyu büyük bir çarkları yağlayarak dev bir yağ.”
“Eğer biz bu 62 milyar dolardan kaybetmeye başlarsak sadece Türk turizmi değil tüm ülke olarak kaybedeceğiz hem de istihdam konusunda ciddi kayıpları olacağız.”
Son olarak ek vergilere dair mesajını net biçimde verdi:
“Türk turizminin artık ek vergiye hiçbir şekilde tahammülü yok. Ek vergi alınması yerine artık turizminin vizyonunu yenilikçi ve yeni düzenin beklentilerine göre çevirmek gerektiğine inanıyoruz.”




