Yıllarca hemşire olarak çalıştıktan sonra hayatını kendi hayallerine adayan Selin Köse Unut, eşiyle birlikte pazarcılığa adım attı. İnsanlara dokunmanın farklı bir yolunu arayan Selin, hem maddi hem de manevi tatmin sağlayan bu yolculuğunu anlattı.
Selin Köse Unut, hemşirelikteki yoğun nöbetler ve duygusal yük nedeniyle kendi hayatını ihmal ettiğini fark etti. İçinde hep var olan girişimcilik isteği, üretme ve insanlara küçük mutluluklar sunma arzusu, onu pazarcılığa yönlendirdi. İlk başta tereddüt eden çift, cesur bir adım atarak tezgah açtı.
Tezgâhta ilk günün heyecanı
“İlk müşterim küçük bir bileklik aldı ve yüzünde bir tebessüm oluştu” diyen Selin, satışın sadece para kazanmak olmadığını, insanlara değer katmakla ilgili olduğunu vurguladı. Tezgâh başında geçen her an, satışlar ve sohbetler, doğru bir karar verdiklerini gösterdi.
Hemşirelik deneyimi avantaj sağlıyor
Hemşirelikten kazandığı sabır ve empati becerileri, pazarda müşterilerle iletişim kurarken Selin’e büyük avantaj sağlıyor. İnsanları anlamak ve onlara değer vermek, satış sürecini daha etkili ve anlamlı kılıyor. Kendi işinin patronu olmanın özgürlüğü, günlerini planlama ve birebir iletişim kurma fırsatı sunuyor.
Müşterilerden gelen takdir motive ediyor
Selin, müşterilerle kurduğu bağın işin en değerli tarafı olduğunu belirtiyor. İnsanların hikâyelerini dinlemek ve küçük sohbetlerle güven oluşturmak, işine olan tutkuyu artırıyor. Hikayesini dinleyenler cesaretini takdir ediyor, bu da ona motivasyon sağlıyor.
Gram gram altın biriktiriyor
Her pazara çıkışta kazançlarının bir kısmını gram altına çeviren Selin ve eşi, küçük adımların büyük hedeflere ulaşmada önemli olduğunu vurguluyor. İlk bir gram, disiplinin ve kararlılığın sembolü olarak yolculuklarına ilham verdi.
