Annesini öldürmekle suçlanan Tuğyan Ülkem Gülter hakkında ortaya çıkan ses kayıtları ve mesajlar kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, tartışmalar kişilik yapısı üzerinde yoğunlaştı. Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Alkan, dosyada yer alan bilgiler ışığında Tuğyan’ın psikolojik ve sosyal yapısına ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Nevzat Alkan, Tuğyan Ülkem Gülter’in çocukluk dönemine dikkat çekerek, parçalanmış bir aile yapısında büyümenin kişilik gelişiminde belirleyici olabileceğini ifade etti. Ortaya çıkan ses kayıtları ve yazışmaların Tuğyan’ın sıkıntılı bir kişilik yapısına işaret ettiğini belirten Alkan, anne figürünün de sorunlu bir profil çizdiğini söyledi. Hemşirelik yaptığı döneme ilişkin iddiaların henüz doğrulanmadığını vurgulayan Alkan, kötü yetiştirilme tarzı, agresif dil kullanımı ve madde kullanımı iddialarının dosyada öne çıktığını kaydetti.

Antisosyal kişilik tartışması

Tuğyan’ın davranış örüntülerinin antisosyal kişilik özellikleriyle benzerlik taşıdığına değinen Alkan, ancak bunun kesin bir tanı anlamına gelmediğini belirtti. Pişmanlık duygusu gösterip aynı davranışları tekrarlama

Son dakika! ABD'de Kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı
Son dakika! ABD'de Kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı
İçeriği Görüntüle

eğiliminin dikkat çekici olduğunu söyleyen Alkan, antisosyal kişilik bozukluğunda genellikle pişmanlık hissinin görülmediğini, bu nedenle dosyanın bu yönüyle karmaşık olduğunu ifade etti.

Biyopsikososyal etkenler öne çıkıyor

Bir bireyin suç davranışını belirleyen temel unsurların biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Alkan, Tuğyan ve kardeşiyle ilgili biyolojik bir rahatsızlık bulgusuna rastlanmadığını söyledi. Ancak psikolojik gelişim süreci ve sosyal çevrenin, özellikle olumsuz arkadaşlık ilişkilerinin, suça sürükleyici bir etki yaratabileceğini vurguladı.

Toplumda infial yaratan yazışmalar

Dosyada yer alan ve kiralık katil arandığına dair olduğu öne sürülen yazışmaların toplumda büyük infial yarattığını belirten Alkan, bu diyalogların gerçek olması halinde ciddi bir sorunlu kişilik göstergesi olabileceğini söyledi. Ancak bu tür iddiaların olayın kesin nedeni olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını da ekledi.

Otopsi raporu tartışmalara nokta koymuyor

Olayın ölümle sonuçlanıp sonuçlanmadığına ilişkin kamuoyunda farklı iddialar dolaştığını hatırlatan Prof. Dr. Alkan, 262 sayfalık otopsi raporunda “itilerek düşme ihtimalinin yüksek olduğu” ifadesinin yer aldığını aktardı. Sosyal medyada ve canlı yayınlarda dile getirilen boğma iddialarının ise otopsi bulgularıyla örtüşmediğini belirten Alkan, “Bu tür söylemler, kişiyi toplum nezdinde ‘vahşi’ olarak kodluyor. Dosyada hâlâ ciddi soru işaretleri var” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ