Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki görüşmesi, iki ülke ilişkilerinde ekonomi, savunma ve dış politika ekseninde yeni bir dönem sinyali verdi. Görüşme sonrası ortak basın açıklamasında Türkiye’nin AB üyeliği hedefi, Almanya ile ticaret-hedefleri ve bölgesel krizlere ilişkin duruş net biçimde ortaya kondu.
Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini stratejik hedef olarak tekrarladı ve AB nezdinde beklentilerini dile getirdi. Kopenhag kriterlerine atıf yapan Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin yaklaşımını karşılıklı bir çerçeveyle tanımlarken “Ankara kriterleri” kavramını gündeme getirdi. Erdoğan’a göre, Türkiye sadece aday ülke statüsünde değil, Avrupa-Avrasya ekseninde etkin bir aktör olarak değerlendirilmelidir; bu yaklaşım üyelik sürecine “karşılıklı ve hızlandırılmış” bir ivme kazandırabilir. Almanya ile ilişkilerin bu hedefe olumlu katkı sunabileceği mesajı toplantının dikkat çekici çıkış noktalarından biri oldu.
Ekonomi ve ticarette hedef 60 milyar dolar
İki lider, ikili ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi taahhüdünde bulundu. Erdoğan, Almanya’nın Türkiye’nin Avrupa’daki en büyük ticaret ortağı olduğunu hatırlatarak mevcut 50 milyar dolarlık ticaret hacminin yakın vadede 60 milyar dolara çıkarılmasının hedeflendiğini açıkladı. Görüşmede yatırımların artırılması, tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi ve ortak projelerin teşviki öne çıktı. Savunma sanayi alanında somut iş birlikleri geliştirilebileceği, bunun hem ekonomik hem stratejik kazanımlar yaratacağı ifade edildi.
Savunma sanayinde iş birliği çağrısı
Avrupa’daki güvenlik şartlarının değiştiği vurgusuyla Erdoğan, savunma tedarikinde ortak projelere yönelme gereğini vurguladı. Merz ise Almanya’nın son dönemde savunma tedarikinde attığı adımlara işaret ederek Eurofighter tedarik süreçlerindeki gelişmeleri memnuniyetle karşıladığını belirtti. Türkiye’nin savunma sanayindeki ivmesi ve Almanya’nın teknoloji gücü, iki ülke arasında “kazan-kazan” yaklaşımıyla yeni ortaklıklara zemin hazırlayabilir.
Dış politika: Gazze, Suriye ve Ukrayna üçgeninde Türkiye’nin duruşu
Görüşmede bölgesel krizler ele alınırken Erdoğan, Gazze’de yaşanan insani trajediyi uluslararası gündemde tutma kararlılığını yinelerken; ateşkes, insani yardımların kesintisiz ulaştırılması ve nihai çözüm olarak iki devletli modelin önemine vurgu yaptı. Suriye için ise Türkiye’nin kalıcı barış ve toprak bütünlüğü önceliği vurgulandı; 10 Mart mutabakatının uygulanmasının kritik olduğu belirtildi. Ayrıca Ukrayna–Rusya savaşı bağlamında diplomatik çözüm arayışlarının önemi her iki lider tarafından paylaşıldı.
Alman toplumu ve göçmen entegrasyonu meselesi
Görüşmede, Almanya’da yaşayan 3,5 milyon civarındaki Türk toplumunun hem iki ülke ilişkilerindeki rolü hem de entegrasyon ve kimlik koruma meseleleri ele alındı. Erdoğan, Avrupa’da artış gösteren yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığıyla mücadelede kararlılık mesajı verdi; Merz de din ve fikir özgürlüğünün korunmasının önemine değindi. İki lider, diasporanın kazanımlarının korunması ve toplumsal uyumun güçlendirilmesi konusundaki ortaklık niyetini ortaya koydu.
Hukuk, iç politika ve diplomasi arasındaki gerilim
Basın toplantısında yöneltilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi örneği üzerinden gelen hukuk devleti sorusuna Erdoğan, hukukun üstünlüğü prensibini hatırlatarak yargı süreçlerinin bağımsızlığına vurgu yaptı. Görüşme esnasında hukuk ve iç politika konularının dış ilişkilerde algı oluşturduğu; bununla birlikte diplomatik kanallar aracılığıyla ikili gündemin dengelenmeye çalışıldığı görüldü.




