Bu sistemlerden biri de tiroid bezi. Özellikle bağışıklık sisteminin tiroid dokusuna saldırdığı otoimmün tiroid hastalıkları, stresli dönemlerde daha sık görülüyor veya mevcut hastalıkların seyrini olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Batıgöz Balçova Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şükrü Özbek, toplumda giderek artan otoimmün tiroid hastalıklarının en önemli tetikleyicisinin kronik stres olduğunu belirtiyor.

Bornovalı minikler Yerli Malı Haftası’nı coşku içinde kutladı
Bornovalı minikler Yerli Malı Haftası’nı coşku içinde kutladı
İçeriği Görüntüle

Stres bağışıklık sistemini tiroide yöneltebilir

Stresle açıklanan yorgunluk, aslında hastalığın habercisi!

Kronik stres, bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudun kendi dokularına yönelmesine yol açabiliyor. Bu durum, bağışıklık hücrelerinin tiroid dokusuna saldırdığı Haşimato tiroiditi ve Graves hastalığı gibi otoimmün hastalıkların ortaya çıkmasına veya mevcut hastalıkların kötüleşmesine neden olabiliyor.

Op. Dr. Şükrü Özbek, bu süreci şöyle açıklıyor:

“Yoğun stres dönemleri, bağışıklık sisteminin dengesini bozarak tiroid bezine karşı anormal bir yanıt oluşturabilir.”

Sigara ve çevresel etkenler riski artırıyor

Stres tek başına etkili bir tetikleyici olsa da, çevresel faktörlerle birleştiğinde risk daha da yükseliyor. Özellikle sigara kullanımı, iyot dengesizliği, uzun süreli uykusuzluk ve hormonal değişimler bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebiliyor.
Sigara, bağışıklık sistemini zayıflatarak tiroid dokusunda hasar riskini artırıyor. Bu nedenle hem stresle hem de çevresel faktörlerle mücadele etmek büyük önem taşıyor.

Belirtiler göz ardı edilmemeli

Tiroidle ilgili değişiklikler genellikle yavaş gelişiyor ve başlangıçta fark edilmeyebiliyor. Ancak kilo alımı veya kaybı, saç dökülmesi, yorgunluk, uyku bozuklukları ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler, tiroid fonksiyonlarındaki değişikliklerin habercisi olabiliyor.

Op. Dr. Şükrü Özbek, bu noktada uyarıyor:

“Hastalar, şikayetlerini sadece stresle ilişkilendirip doktora başvurmayı geciktiriyor. Erken tanı, kalıcı hormon bozukluklarının önüne geçmesini sağlar.”

Düzenli kontrol ve sağlıklı yaşam şart

Tiroid hastalıklarının tedavisinde ilaç kullanımı kadar yaşam tarzı düzenlemeleri de büyük önem taşıyor. Stres yönetimi, düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve yeterli uyku, tiroid fonksiyonlarını korumada etkili oluyor.

Op. Dr. Şükrü Özbek, farkındalığın önemini şöyle vurguluyor:

"Vücudumuzun bize verdiği hiçbir sinyal tesadüf değildir. Sürekli yorgunluğu, kilo değişimlerini ya da çarpıntıyı sadece 'stres' diyerek geçiştirmek, bağışıklık sisteminizin yardım çağrısını görmezden gelmektir. Tiroid hastalıkları sinsi ilerler. Unutmayın; doğru zamanda atılacak küçük bir adım, ileride karşılaşabileceğiniz büyük sağlık sorunlarının önüne geçer.”

Kaynak: BASIN BÜLTENİ