Michigan Eyalet Üniversitesi’nden araştırmacılar, Dünya’nın yaşam döngüsünde kilit rol oynayan “kritik bölge”de daha önce hiç rastlanmamış bir mikrop grubunu keşfetti. CSP1-3 adı verilen bu yeni mikrop ailesi, derin toprak katmanlarında aktif şekilde yaşayan, son derece dayanıklı ve çevre dostu mikroorganizmalarla dolu.
Kritik bölge nedir? Kritik bölge; ağaçların en yüksek dallarından başlayarak yerin 200 metre altına kadar uzanan bir katman. Su döngüsünden toprak oluşumuna, gıda üretiminden ekosistem sağlığına kadar doğanın temel süreçlerinin işlediği bu alan, gezegenin sürdürülebilirliği açısından hayati önemde.
CSP1-3: DERİNLERDEN YÜKSELEN MİKROBİYAL GÜÇ
CSP1-3: Derinlerden gelen yeni oyuncu Araştırmayı yürüten Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. James Tiedje ve ekibi, ABD’nin Iowa eyaleti ile Çin’deki örneklerde bu gizemli mikropları izole etmeyi başardı. İlginç olan şu ki; CSP1-3 mikroplarının ataları milyonlarca yıl önce sıcak su kaynaklarında yaşıyordu. Zaman içinde evrimleşerek önce yüzeye, sonra da derin topraklara yerleştiler.
TOPRAĞIN GÖRÜNMEYEN YARISI: MİKROPLARIN SESSİZ HÂKİMİYETİ
Toprağın yarısını onlar mı yönetiyor? DNA analizleri, bu mikroorganizmaların yalnızca hayatta kalmakla kalmadığını, aynı zamanda aktif şekilde büyüdüğünü gösterdi. Bazı örneklerde toprak mikrobiyotasının %50’sinden fazlasını bu grup oluşturuyor. Derin toprakların zorlu koşullarında adeta hüküm süren bu canlılar, evrimsel dayanıklılığın canlı örneği.
Doğal birer su arıtıcısı gibiler Toprak, Dünya’nın en büyük doğal filtresi. Yağmur suyu yer altına süzülürken, kimyasal ve biyolojik işlemlerle arıtılıyor. CSP1-3 mikropları, bu süreçte karbon ve azot bileşenlerini parçalayarak kirleticileri temizlemeye yardımcı oluyor. Prof. Tiedje’nin deyimiyle: “Bu mikroplar, derin toprağın görünmeyen temizlikçileri.”
MİKROPLARIN GELECEĞİ TEST EDİLİYOR
Şimdi sıra laboratuvarda Araştırmacılar, CSP1-3’ü laboratuvar ortamında üretip incelemek istiyor. Ancak bu kolay değil. Bu mikropların alışık olduğu sıcaklık ve çevresel koşulları yeniden oluşturmak büyük bir mühendislik işi gerektiriyor. Eğer başarı sağlanırsa, bu organizmaların çevre teknolojilerinde kullanılması mümkün olabilir.
MİKROPLAR, ÇEVRE KRİZİNE KARŞI UMUT VADEDİYOR
Çevre krizine karşı umut olabilirler Tiedje, keşif hakkında şöyle diyor: “Bu mikroplar hakkında daha öğreneceğimiz çok şey var. Ancak onları yeterince anlayabilirsek, çevre kirliliği ve su temizliği gibi global sorunlara karşı güçlü çözümler geliştirebiliriz.”
Kaynak: ScitechDaily
