Geleneksel şifreleme yöntemlerini kısa sürede etkisiz hale getirme potansiyeline sahip kuantum bilgisayarlar, dünya genelinde savunma ve iletişim altyapılarını tehdit eden en büyük güvenlik risklerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu kritik döneme hazırlıklı giren ASELSAN, geliştirdiği kuantuma dayanıklı kripto cihazlarla Türkiye’nin stratejik bağımsızlığını güçlendiriyor.
ASELSAN’dan savunmaya stratejik katkı
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, savunma sanayinde yürütülen çip ve kuantum projeleri hakkında önemli bilgiler paylaştı. Akyol, askeri çip üretiminde Türkiye’nin stratejik bağımsızlık kazandığını belirterek kilogram başına ihracat değerinin 2.000 dolara ulaştığını vurguladı. Bu yüksek katma değer, hem uluslararası pazarda Türkiye’nin rekabet gücünü artırıyor hem de geleceğin teknolojilerine kapı aralıyor.
Çip üretiminde sınırlı oyuncular arasında
Dünyada çip üretiminde az sayıda ülke söz sahibi olurken, askeri çip üretiminde bu sayı daha da sınırlı kalıyor. ASELSAN, hem yerli sistemlerde kullanılmak üzere kritik teknolojiler geliştiriyor hem de ihracat yapabilecek kapasiteye sahip bir noktaya ulaşıyor. Akyol, Oğulbey Tesisi’nin bu alanda yeni projeler için önemli bir dönüm noktası olacağını ifade etti.
Kuantuma dayanıklı kripto cihazlarla güçlü güvenlik
ASELSAN’ın son 7–8 yıldır yatırım yaptığı kuantum projeleri de dikkat çekiyor. Akyol, kuantuma dayanıklı kripto cihazlarının geliştirilip sertifikalandırıldığını açıklayarak, bu teknolojilerin gelecekte kuantum bilgisayarların klasik şifrelemeyi tehdit etmesine karşı kritik bir güvenlik kalkanı oluşturacağını söyledi.
Kuantum tabanlı ileri araştırmalar
Kuantum kripto cihazlarının yanı sıra ASELSAN; lidar ve radar sistemleri, süper iletken malzemeler ve kuantum bilgisayar uygulamaları üzerine de yoğunlaşıyor. Kuantum programlama konusunda özel birimlerin kurulduğunu belirten Akyol, bu alanda yetişen insan kaynağının da hızla arttığını kaydetti.
Türkiye’nin kuantum çağındaki rolü
ASELSAN’ın geliştirdiği kuantuma dayanıklı teknolojiler, yalnızca bugünün güvenlik ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor. Aynı zamanda Türkiye’yi, geleceğin kuantum çağında ortaya çıkabilecek stratejik tehditlere karşı hazırlıklı kılıyor. Bu adımlar, savunma sanayinde tam bağımsızlığın teminatı olarak öne çıkıyor.
