Son dönemde gündeme gelen Yargıtay kararı, eşinden habersiz doğum kontrol hapı kullanan kadınların boşanma davalarında kusurlu sayılabileceğini ortaya koydu. Nevşehir’de yaşanan bir dava, bu konuyu tartışmaya açtı ve uzmanlar kararı hukuki bağlamda değerlendirdi.

Geçtiğimiz yıl Nevşehir’de bir kadın, eşinden şiddet gördüğünü iddia ederek boşanma davası açtı. Koca ise eşinin kendisinden habersiz doğum kontrol hapı kullandığını ve mahrem sırlarını başkalarına anlattığını ileri sürerek karşı dava açtı. Aile Mahkemesi, tarafları karşılıklı kusurlu bularak evlilik birliğinin temelden sarsılması gerekçesiyle boşanmalarına karar verdi. Mahkeme, kadının gizli doğum kontrol hapı kullanmasını kusurlu davranış olarak değerlendirdi.

Yargıtay kararlarının detayları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin farklı kararlarında, kadınların eşlerinden habersiz spiral veya doğum kontrol hapı kullanmaları boşanmada kusur olarak sayıldı. Ancak kusur değerlendirmesi her zaman eşlerin davranışlarının karşılaştırılmasıyla yapılıyor. Örneğin, bir davada kadın kusurlu bulunurken, diğerinde erkeğin şiddeti ve baskıcı tutumları nedeniyle kadının eylemi görece daha az kusurlu sayıldı.

Hukuki gerekçe: Evlilik birliğinin temelden sarsılması

Uzman Avukat Elvan Kılıç, Yargıtay kararlarını değerlendirirken temel gerekçenin evlilik birliğinin temelden sarsılması olduğunu belirtti. Türk Medeni Kanunu, evli çiftleri birlikte yaşamaya, birbirine sadık kalmaya ve ortak karar almaya zorunlu kılıyor. Yargıtay, eşinden habersiz doğum kontrol hapı kullanmanın, evlilik birliğinin yüklediği sadakat ve ortak karar yükümlülüğüne aykırı olduğunu gerekçe gösteriyor.

Beden özerkliği ve risk endişesi

Yargıtay kararı, kadınların kendi bedeni üzerindeki özerkliği açısından bazı endişeleri gündeme getirdi. Uzmanlar, kararın temel hakları kısıtlamadığını ve yalnızca evlilik birliğinin yapısını değerlendirdiğini vurguluyor. Kocanın haberi olmadan doğum kontrol hapı kullanmanın, evlilik birliği ve kişilik hakları açısından yargı tarafından sarsıcı bir davranış olarak ele alındığı ifade edildi.

Eşin baskıcı tutumu kusur sayılabilir mi?

Uzmanlar, erkeğin eşine çocuk sahibi olma konusunda baskı kurması veya isteksizliğini görmezden gelmesinin de evlilik birliğinin temelden sarsılması açısından kusur teşkil edebileceğini belirtiyor. Evlilik, ortak sorumluluk ve birlikte karar almayı gerektirdiği için tek taraflı baskıcı tutumlar yargı tarafından kusurlu davranış olarak değerlendirilebiliyor.

Bekleme süresi sona eriyor: Özel sağlık sigortasında tarihi yenilik
Bekleme süresi sona eriyor: Özel sağlık sigortasında tarihi yenilik
İçeriği Görüntüle

Çocuk istememek boşanma nedeni olabilir mi?

Yargıtay kararları, eşlerden birinin sebepsiz yere çocuk istememesi durumunda da boşanma davası açılabileceğini gösteriyor. Hiçbir sağlık sorunu olmamasına rağmen, bir tarafın çocuk istememesi diğer tarafla çatışmaya ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açıyorsa, mahkemeler bu durumu boşanma gerekçesi olarak kabul edebiliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ