Bakan Işıkhan duyurdu: 64 ilaç geri ödeme listesine alındı
Bakan Işıkhan duyurdu: 64 ilaç geri ödeme listesine alındı
İçeriği Görüntüle

Ruh sağlığı uzmanları, büyük yaşamsal krizlerin yarattığı stresin intihar riskini önemli ölçüde artırabileceğini belirterek, erken farkındalığın hayati önem taşıdığını vurguluyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Erman Şentürk, tamamlanmış intiharların yüzde 90’ında psikiyatrik bir tanı bulunduğunu hatırlatarak, “Büyük yaşamsal krizler ve akabinde gelen yoğun stres yükü ile gelen intihar düşüncesi nadir değildir.” dedi.

PSİKİYATRİK TANISI OLANLAR DAHA RİSKLİ

Dr. Şentürk, intihar davranışı açısından en yüksek risk grubunda depresyon, bipolar duygudurum bozukluğu, alkol-madde kullanım bozukluğu, şizofreni, borderline ve antisosyal kişilik bozukluğu olan bireylerin bulunduğunu aktardı. Tüm psikiyatri hastalarında intihar düşüncesinin ilk değerlendirme ve kontrollerde mutlaka sorgulanması gerektiğini belirten Şentürk, çocukluk çağı travmalarının da intihar için bağımsız bir risk faktörü olduğunu vurguladı.

“Yakın dönemde yaşanan ayrılık, boşanma ve ölüm gibi kayıplar, kaza ve hastalık nedenli bedensel yeti kayıpları, kendilik değerinde ya da işten çıkarılma veya iflas gibi toplumsal statüde kayıplar, göç ve taşınma gibi güvenlik duygusunun kaybı, yapılan bir eylemden ya da işitilen bir durumdan ötürü yoğun utanç duygusu kişiyi savunmasız ve çaresiz hale getirebilirken intihar davranışı açısından da risk oluşturabiliyor.”

ÖNCEDEN BELİRTİLER FARK EDİLEBİLİR

İntihar davranışının öncesinde görülebilen belirtilere değinen Dr. Şentürk, “Yoğun bunalmışlık, bireysel yetersizlik ve değersizlik hissi, ümitsizlik, umutsuzluk, kendine ilişkin olumsuz yargılar, kişilerarası ilişkilerde içe çekilme, arkadaş ve aile çevresinden uzaklaşma, günlük faaliyetlere ilgi kaybı, kişisel bakım ve görünümü ihmal etme, yeme ve uyku alışkanlıklarında değişme, belirgin kişilik ve davranış değişiklikleri, dikkati toplayamama, karar vermede zorlanma, okul ve iş performansında düşme, yorgunluk ve kronik ağrı gibi fiziksel ve ruhsal yakınmalar intihar öncesinde görülen belirtiler olarak bildirilmiştir.” dedi.

KORUYUCU FAKTÖRLER HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR

Dr. Şentürk, intihar düşüncesinin varlığının her zaman girişim veya tamamlanmış intihar anlamına gelmediğini belirterek, koruyucu faktörlerin önemine dikkat çekti:
“Yaşamda bir amaca ve gelecek planlarına sahip olmak, zengin baş etme becerilerine, hobilere, iyi iletişim becerilerine sahip olmak, düzenli olarak spor yapmak ve yardım almaya motive olmak intihar riskini önemli ölçüde azaltan bireysel faktörlerdir. Düzenli bir aile yaşantısı, aile içinde sıkı ve yakın bağların olması, evli ve çocuklu olmak, iyi ve tutarlı sosyal desteklere, yakın arkadaş ilişkilerine sahip olmak ise intihar riskini önemli ölçüde azaltan başlıca çevresel faktörlerdir.”

KRİZ ANINDA DOĞRUDAN SORULAR SORULMALI

Toplumda sıkça dile getirilen “intihar edecek kişi intihardan bahsetmez” algısının yanlış olduğunu ifade eden Dr. Şentürk, kriz dönemindeki bireylere intihar düşüncesi sorulmasının gerektiğini belirtti:
“Kriz dönemlerinde olan bireylere intiharla ilgili düşüncesini sormaktan korkulmamalı. Bu durum kişinin aklında olmayan bir şeyi aklına getirmek olarak değerlendirilmemeli. Kendine zarar verme düşüncesi ve bu düşüncenin niteliği ile ilgili tüm özellikler açık, doğrudan sorular ile araştırılmalı ve intihar davranışı ile ilgili bilinen risk faktörleri sistemli bir biçimde sorgulanmalı.”

ÖNLEM HAYATİ: İLK ÜÇ AY ÇOK KRİTİK

Önceki intihar girişimlerinde tekrarlama riskinin çok yüksek olduğunu hatırlatan Dr. Şentürk, özellikle ilk üç ayın kritik olduğunu vurguladı:

“İntihar girişimini tekrarlama riski intihar girişiminden sonraki ilk bir yılda ve özellikle ilk üç ayda çok yüksek. İntihar etmeyi düşünen kişilerle bu durumun gerekçelerini ve sonuçlarını tartışmak durumu zorlaştırır. Bu tür tartışmalarda bulunmadan mutlaka profesyonel yardım alması sağlanmalı.”

Dr. Şentürk, intihar riski olan ancak o an hemen acil servise ya da hekime götürülemeyecek kişilerin gözetim altında tutulması gerektiğini belirterek, “Delici, kesici ya da patlayıcı aletler kesinlikle uzaklaştırılmalı. İntihar edeceğini söyleyen kişilerin bu paylaşımını sır olarak saklamamak ve hemen yardım arayışına başlamak gerekir. İntihar düşüncesi olan kişiyle sorunu konuşmak ve umut aşılamak gerekli yardım ulaşana kadar yapılabilecek en uygun yaklaşımdır.” dedi.

Kaynak: BASIN BÜLTENİ