Yaban mersini, son yıllarda tarım ve sağlık sektörünün en hızlı yükselen yıldızı oldu. 2013’te 700 bin ton olan üretim, 2024’te 2 milyon tonu aşarak rekor kırdı. Küresel pazarın değeri ise 13 milyar dolara ulaştı ve 2035’e kadar iki kat büyümesi bekleniyor. Antioksidan zenginliği ve bilimsel olarak kanıtlanmış sağlık faydaları, bu meyveyi yalnızca sofraların değil, ekonominin de stratejik bir oyuncusu haline getiriyor.
Küresel pazarın parlayan yıldızı
Türkiye’de de yaban mersini, tarım teknolojilerinde öncü bir rol oynuyor. AgTech (tarımsal teknoloji) yatırımlarıyla desteklenen üretim modelleri, topraksız tarım ve veri tabanlı sistemlerle verimliliği artırıyor. Otomasyon ve sensör sistemleri sayesinde bitkinin su ve besin ihtiyacı anlık ölçülüyor; su tüketimi %40’a kadar azalıyor. Böylece, iklim risklerine dayanıklı ve sürdürülebilir bir tarım modeli ortaya çıkıyor.
Türkiye’nin ihracat avantajı
Coğrafi konumu sayesinde Türkiye, Batı Avrupa’ya 30-40 gün erken hasat avantajı sunuyor. Son beş yılda on kat artan yurt içi üretim, özellikle topraksız tarım tekniklerinin yaygınlaşmasıyla hız kazandı. Yaban mersini, kilogram başı 1,41 dolar olan Türkiye ihracat katma değerini 5 Euro seviyelerine taşıyabilecek nadir ürünlerden biri olarak görülüyor.
Küresel iş birlikleri ve modern tarım
Öncü yerel üreticiler, ABD ve Avrupa merkezli küresel oyuncularla iş birliği yaparak modern tarım teknolojilerini Türkiye’ye getiriyor. Otomatik sınıflandırma ve hassas kalite kontrol gibi sistemlerle ürünler doğrudan uluslararası tedarik zincirlerine ulaşıyor. Bu sayede yaban mersini, Türkiye için yalnızca bir meyve değil; yüksek katma değerli ihracat, kırsal kalkınma ve yeşil tarım vizyonunun simgesi haline geliyor.
Yaban mersini, hem küresel pazarda hem de Türkiye tarımında stratejik bir yatırım fırsatı sunuyor. Sağlık, teknoloji ve ekonomi üçgeninde yükselen bu küçük meyve, geleceğin tarımında “altın değerinde” bir role sahip.
