Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde gerçekleştirilen “Erken ve Lokal İleri Gastrointestinal Kanser Cerrahisi: Multidisipliner Bir Yaklaşım” sempozyumuna Türkiye’den katılımcıların yanı sıra Moldova, Romanya, Arnavutluk, Kosova, Hırvatistan, Rusya, Tacikistan, Gürcistan ve Burkina Faso’dan 34 hekim katıldı. Etkinlikte, gastrointestinal kanserlerin tanı ve tedavisindeki güncel yaklaşımlar ele alındı.
Gastrointestinal kanserler, sindirim sistemi organlarını kapsayan önemli bir tıbbi alan olarak öne çıkıyor. Ağızdan rektuma kadar tüm sindirim sistemini etkileyen bu hastalıklar, özellikle mide ve kolon kanserlerinde sık görülüyor ve ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle tedavilerinin multidisipliner bir yaklaşımla yürütülmesi, başarı oranını artırıyor.
“Karşılıklı öğrenme ortamı oluşuyor”

Sempozyumun Bilimsel Başkanı Prof. Dr. Bilgi Baca, Türkiye’nin sağlık alanındaki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve bu bilgiyi çevre ülkelere aktarmada öncü rol oynadığını belirtti:
“Türkiye hem bir Avrupa ülkesi hem bir Orta Doğu ülkesi. Bu nedenle Avrupa ve Amerika’da uygulanan tıbbi kılavuzları çok yakından takip ediyoruz. Orta Doğu ülkelerinde ve Asya’da hekimler öğrenmeye çok açık, cesur ve yeniliklere hızlı adapte olabiliyorlar. Türkiye bu özellikleriyle bölgesinde önemli bir konuma sahip. Biz Acıbadem Sağlık Grubu ve Acıbadem Üniversitesi olarak yurt dışındaki meslektaşlarımızla sürekli etkileşim hâlindeyiz. Bu sempozyumu düzenleyerek Amerika’da ve Avrupa’da yapılan tedavilerin inceliklerini, ayrıntılarını ve bizim tedavi yöntemlerimizi paylaşmak istedik. Sempozyum kapsamında üst gastrointestinal sistem (mide ve özefagus) ve alt gastrointestinal sistem (kolon ve rektum) kanserlerini iki bölümde ele aldık. Başka bölgelere yayılmamış olan tümörleri inceledik.”
Prof. Dr. Baca, konuşmalar, paneller ve gerçek hasta vakaları üzerinden yapılan tartışmalar sayesinde yoğun bir bilgi paylaşımı sağlandığını belirtti:
“Yurt dışından gelen meslektaşlarımız karşılaştıkları zorlukları bizimle paylaşıyor, biz de deneyimlerimizi aktarıyoruz. Böylece karşılıklı bir öğrenme ortamı oluşuyor. Bu toplantıda ben özellikle özofagus (yemek borusu) ve rektum kanserlerinde minimal invaziv ve robotik cerrahi yöntemlerini anlattım. Bu teknikler, hem hastanın yaşam kalitesini korumak hem de kanser cerrahisini en iyi şekilde uygulamak açısından büyük önem taşıyor.”
Yenilikçi yaklaşımları konuştular

Sempozyuma konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Faysal Dane, tıp dünyasında “eğitim almanın ve eğitim vermenin” birbirinden ayrılmayacak bir süreç olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Dane, lokal ileri rektum kanserlerinde tedavi protokollerindeki yenilikleri şöyle aktardı:
“Lokal ileri rektum kanserlerinin tedavisinde eskiden düşük doz kemoterapi ve radyoterapi uygulanırken, şimdi çok daha güçlü kemoterapiler kullanıyoruz. Yeni uluslararası çalışmalar, bu tedavilere immünoterapi eklenmesinin başarıyı artırdığını gösteriyor. Biz de bu yaklaşımları uygulamaya başladık. Ayrıca rektum kanserinde cerrahisiz veya radyoterapisiz tedavi olasılıkları da tartışılıyor. Bazı hastalarda yalnızca immünoterapi vererek tümörün tamamen tedavi edilebildiği artık kanıtlandı. Diğer gruplarda kemoterapiyle radyoterapiye gerek kalmadan başarılı sonuçlar alınabiliyor. Amacımız hastayı gereksiz tedavilerden uzak tutmak, komplikasyonları azaltmak ve yaşam kalitesini yükseltmek. Bu multidisipliner bir yaklaşımla mümkün oluyor.”
Deneyim paylaşımı öne çıktı
Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, teorik bilginin her kaynakta bulunabileceğini ancak deneyim paylaşımının çok daha etkili olduğunu söyledi:
“Bu tür toplantılar, bire bir deneyim paylaşmanın, karşılıklı öğrenmenin ve uluslararası iş birliğinin sağlam zeminini oluşturuyor. Türkiye’de tıp eğitimi her zaman Avrupa ve Amerika düzeyinde. Bu tür etkinliklerle farklı pratikleri birbirimize aktarma fırsatı buluyoruz. Hastaya uygulanan tedaviden yaklaşım tarzına, güncel tedavi paylaşımlarına kadar çeşitli konularda deneyim paylaşıyoruz. Burada kişisel network sağlamak da önemli.”
Sempozyumda, mide kanseri tanısı alan hastalarda cerrahiye başlamadan önce kemoterapi uygulama gibi yeni yaklaşımlar da tartışıldı. Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, immünoterapinin tedaviye eklenmesinin önemine de değindi.
Katılımcı doktorlar sempozyumu değerlendirdi

Moldova IMSP Devlet Hastanesi Gastroenteroloji Endoskopi ve Minimal İnvaziv Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alexandr Danci, “Bu sempozyuma katılmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye tıp eğitiminde çok başarılı ve tedavilerde son güncel teknolojileri, yöntemleri kullanıyor. Burada bir kısmıyla daha önce tanıştığımız bazılarıyla ilk kez karşılaştığımız meslektaşlarımızla bilgi paylaşımında bulunmak bizim için çok önemli” dedi.
Burkina Faso’dan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fidèle Sawadogo ise, “Türkiye’deki bu sempozyuma davet edilmekten, burada olmaktan mutluyuz. Gastrointestinal sistem kanserlerinin tedavisine yönelik bilgilerin ve yeni yaklaşımların paylaşıldığı sempozyum bizim açımızdan çok verimli geçiyor. Bizim ülkemizde kanser vakaları çok fazla ve tedavide yeni teknikleri, bilgileri öğrenmek büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
Gürcistan’daki Kafkas Tıp Merkezi Onkoloji Bölümü Tıbbi Onkologu Prof. Dr. Irine Khubua da, “Gastrointestinal kanser türlerine yaklaşım ve tedavi konusunda yeniliklerin ele alındığı, vaka tartışmalarının yapıldığı etkinlik çok verimli geçti. Biz de hastalarımızı multidisipliner konseylerde değerlendiriyoruz. Buradaki toplantıda günlük pratiklerimizde kullanabileceğimiz bilgileri paylaşmak çok önemli” dedi.





