Türkiye’de özel üniversite ücretleri 2025-2026 akademik yılıyla birlikte rekor seviyelere ulaştı. Öğrenciler ve aileler, artan maliyetler nedeniyle yurtdışındaki eğitim fırsatlarını yeniden değerlendirmeye başladı. Özellikle işletme, psikoloji ve mühendislik bölümlerinde ücretler ciddi boyutlara ulaşıyor.
Koç, Sabancı ve diğer önde gelen vakıf üniversitelerinde yıllık eğitim ücretleri 1,5 milyon TL’yi aşıyor. Sabancı Üniversitesi 1 milyon 595 bin TL ile en yüksek ücrete sahip olurken, Koç Üniversitesi 1 milyon 590 bin TL ile ikinci sırada bulunuyor. Özyeğin, Bahçeşehir ve Kadir Has Üniversiteleri de milyon TL seviyesindeki ücretlerle listenin üst sıralarında yer alıyor. Burssuz ücretler dikkate alındığında, pek çok aile için bu rakamlar ulaşılması güç bir mali yük oluşturuyor.
BİRLEŞİK KRALLIK ÜCRETLERİ TÜRKİYE’YE GÖRE DAHA UYGUN
Yurtdışındaki eğitim seçenekleri, artan Türk özel üniversite ücretleri karşısında daha avantajlı hâle geliyor. Birleşik Krallık’ta aynı bölümlerde yıllık eğitim bedelleri 10.500–13.700 pound arasında değişiyor. Güncel kur ile hesaplandığında bu rakamlar 582 bin TL ile 760 bin TL aralığında kalıyor. En yüksek ücretli İngiliz üniversitesi bile Türkiye’deki birçok vakıf üniversitesinden daha uygun fiyatlı.
YURTDIŞI EĞİTİM FIRSATLARI ARTIYOR
Yurtdışında eğitim almak, yalnızca maliyet açısından değil akademik ve kariyer fırsatları açısından da cazip avantajlar sunuyor. Uluslararası tanınırlığa sahip diplomalar, global iş ve staj imkânları, dil becerilerini geliştirme ve farklı kültürel deneyimler öğrenciler için ek fırsatlar yaratıyor. Bu nedenle birçok öğrenci ve aile, Türkiye’deki yüksek ücretli özel üniversiteler yerine yurtdışı eğitim alternatiflerini değerlendirmeye başladı.
TÜRKİYE’DE ÖZEL ÜNİVERSİTE ÜCRETLERİ TARTIŞMA KONUSU
Son yıllarda artan özel üniversite ücretleri, eğitimde erişilebilirlik tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, bu durumun öğrencileri ve aileleri finansal olarak zorlayabileceğine dikkat çekiyor. Aynı zamanda yurtdışında daha ekonomik ve akademik olarak güçlü seçeneklerin varlığı, Türkiye’deki yüksek eğitim sektörünü de daha rekabetçi çözümler geliştirmeye itiyor.
