Ankara merkezli sahte diploma çetesinin, "Tuzem Akademi" adıyla sertifikalı eğitim verdiği görünüm altında sahte belge üretimi yaptığı ortaya çıktı. Lüks bir konakta faaliyet gösteren akademi, üniversite ve e-Devlet onaylı sertifikalar vaat ederken, perde arkasında kamu kurumlarına sızmak amacıyla sahte kimlik ve diplomalar hazırladığı belirlendi.
Ankara merkezli yürütülen bir soruşturmada ortaya çıkan “sahte diploma çetesi”, sadece sahte belge üretmekle kalmayıp bunu kurumsal bir görünümle gerçekleştirdikleri ortaya çıktı. Tuzem Akademi adı altında hosteslikten hasta kabul eğitimine kadar çeşitli programlarla faaliyet gösteren yapının, bir yandan da diploma ve ustalık belgeleri dahil birçok sahte evrak ürettiği belirlendi.
ÇETE AKADEMİ MASKESİYLE SAHTECİLİK YAPTI
İddianameye göre, Ziya Kadiroğlu liderliğindeki yapı, Ankara’nın Ulus semtinde lüks şekilde dekore edilmiş “Tuzem Akademi” isimli üç katlı bir binada faaliyet yürütüyordu. Ön cephede yasal kurslar düzenleniyor, arka planda ise kimlikten diplomaya kadar birçok belge hazırlanıyordu. Akademi, sertifika eğitimi verdiği izlenimini taşısa da, içeride kamu kurumlarına sızmak için kullanılan sahte belgeler üretiliyordu.
Sanıklardan Mıhyeddin Yakışır'ın ifadesine göre bina, toplantı salonları ve server sistemleriyle donatılmıştı. Akademinin sahibi Zeynep Karacan, başlangıçta binasını eğitim kurumu olarak kullanıma açtığını savunsa da, zamanla bu yapının belge üretim merkezine dönüştüğünü kabul etti.
BİR DAKİKADA USTALIK BELGESİ HAZIRLANDI
İddianamede yer alan bilgiler, sahteciliğin boyutlarını da gözler önüne serdi. Ziya Kadiroğlu’nun ifadesine göre, talebe göre ustalık, kalfalık ve çıraklık belgeleri yalnızca birkaç dakika içinde hazırlanıyordu. Hatta, bir vakada aşçılık ustalık belgesinin bir dakika içinde üretildiği belirtildi. Talepler, Telegram ve WhatsApp üzerinden alınıyor, ödemeler ise çete üyelerinin banka hesaplarına ya da elden teslim ediliyordu.
Kadiroğlu’nun itirafına göre halk eğitim merkezlerinin dijital başvuru sistemleri manipüle ediliyor, ardından sistemde iz bırakmayan yollarla belgeler düzenleniyordu. Bazı durumlarda, başvuru yapan kişilerden bölüm tercihi bile alınıyor, olmayan eğitim geçmişleri için bile üniversite onaylı gibi gösterilen sertifikalar hazırlanıyordu.
SAHTE BELGELERLE KAMUYA SIZDILAR
Tuzem Akademi’nin sadece sahte diploma üretimi değil, aynı zamanda kamu kurumlarına erişim amacıyla kullanılan sahte ehliyet ve kimlikler de hazırladığı tespit edildi. Akademinin sahibi Karacan, çete üyelerinin zamanla akademiyi tamamen kendi merkezleri haline getirdiğini ve kendisinden bağımsız çalıştıklarını iddia etti. Binanın bazı bölümlerinin kendisinin denetiminde olmadığını, çete üyelerinin bu alanlarda sahtecilik faaliyetlerini yürüttüğünü belirtti.
İddianameye göre bilgisayar kayıtları sıklıkla siliniyor, cihazların hafıza kartları sürekli olarak değiştiriliyordu. Bu işlemleri çetenin teknoloji sorumlusu olarak gösterilen Gökay Celal Gülen yürütüyordu. Gülen’in ayrıca sistemlere müdahale ederek, iz bırakmamak için özel yazılımlar kullandığı belirtildi.
SOSYAL MEDYADA SERTİFİKA DAĞITMAYA DEVAM EDİYOR
Tuzem Akademi’ye ait internet sitesi ve sosyal medya hesapları hâlâ aktif durumda. Sayfalarda “üniversite ve e-Devlet onaylı” ifadeleriyle tanıtılan yüzlerce sertifika programı yer alıyor. Fotoğraflarda, çok sayıda kursiyere sertifika verildiği görülüyor. Bu durum, soruşturma devam ederken bile kamuoyunun yanıltıldığını gösteriyor.
Sahte diploma çetesinin kamu güvenliği ve eğitim sistemine ciddi zarar verdiği değerlendirilirken, savcılık soruşturmasının ardından açılan davada çok sayıda sanığın yargılanmasına başlanacak. Soruşturma kapsamında akademi çalışanlarının, sahte belgelerin yasal görünüme kavuşturulması için kullanılan çeşitli dijital sistemleri nasıl manipüle ettikleri de adli bilişim raporlarıyla ortaya konuldu.
YARGI SÜRECİ BAŞLIYOR
Çetenin lideri olduğu iddia edilen Ziya Kadiroğlu’nun geçmişinde de benzer suçlardan yargılandığı, daha önce 660 yıla kadar hapis istemiyle hakkında dava açıldığı belirtildi. Sahtecilik suçlarından sabıkalı olan Kadiroğlu’nun yeniden benzer bir yapı kurarak dolandırıcılık faaliyetlerini sürdürdüğü değerlendiriliyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame doğrultusunda açılan davada, örgüt üyelerinin yalnızca bireysel çıkar değil, organize bir yapı içinde kamu düzenine karşı suç işledikleri savunuluyor. Dava kapsamında akademi görüntüleri, dijital deliller, banka hesap hareketleri ve tanık ifadeleri de mahkemeye sunuldu.